Asya'daki ağır hava kirliliği tablosu için "küresel adaletsizlik" yorumu
Dünya üzerinde hava kirliliği kaynaklı ölümlerin en çok görüldüğü Asya-Pasifik bölgesindeki durumu değerlendiren Tayland Clean Air Network'ün kurucu ortağı Weenarin Lulitanonda, sorunun arkasında küresel adaletsizliğin yattığı yorumunu yaptı.
Birleşmiş Milletler Çevre Programı'nın (UNEP) verilerine göre, dünyada her yıl 6,5 milyon kişi, hava kirliliği kaynaklı hastalıklar nedeniyle hayatını kaybederken, ölümlerin yüzde 70'i Asya-Pasifik bölgesinde görülüyor.
Asya-Pasifik ülkelerindeki tablonun altında yatan nedenleri ve bölgedeki ülkelerin mücadelesini AA muhabirine anlatan Tayland Clean Air Network'ün (Tayland Temiz Hava Ağı) kurucu ortağı Weenarin Lulitanonda, bu platformun bölge ülkelerindeki hava kirliliğine dikkati çekmek ve temiz hava hakkı için mücadele etmek amacıyla 5 yıl önce kurulduğu bilgisini verdi.
Asya'nın pek çok ülkesinde insanların günlük aktivitelerini planlarken hava durumunun yanı sıra havanın kalitesini de kontrol etmek zorunda olduğunu belirten Lulitanonda, "Eğer hassas bir yapınız, solunum yollarıyla alakalı bir hastalığınız varsa ya da hamileyseniz, dışarı çıkıp çıkmayacağınızı havanın kalitesine göre belirleyebiliyorsunuz. Bazen verilere bile gerek kalmıyor. Gözle görülebilir şekilde bir kirlilik oluyor." diye konuştu.
Asya ülkeleri arasında özelikle Çin ve Hindistan'da durumun kritik olduğunun altını çizen Lulitanonda, "Hava kirliliği endeksinde her zaman en tepede olan Hindistan’da sokakta maskesiz gezemezsiniz. Bilhassa sürekli pedal çevirip sık nefes alan sürücülerin durumu çok kötü." ifadelerini kullandı.
"Hava kirliliği ve iklim krizi birbiriyle ilintili"
Hava kirliliğinin Asya'da bu kadar etkili olmasının asıl nedeninin gözden kaçtığına dikkati çeken Lulitanonda, şunları söyledi:
"Yaşanan durumu tarihsel bağlamda değerlendirmek doğru olacaktır. Meselenin özü, sanayi devrimi sonrasında havası kirlenen Batı ülkelerinin, çözümü fabrikaları kendilerinden uzak Asya ülkelerine taşımasında yatıyor. Eski İngiltere Başbakanı Winston Churchill döneminde hava kirliliği kaynaklı yaşanan 'öldüren sis' vakasını hatırlayın. Kirli hava yüzünden 500 kişi hayatını kaybetmişti. Bu tarihten sonra Avrupa, hava kirliliğini çözmek için harekete geçti. Benzer süreçler ABD'de de yaşandı. Şu an dünyanın en büyük üretim merkezleri Çin, Hindistan, Endonezya, Filipinler gibi Asya ülkeleri. Batı hava kirliliği sorununu kendi havasını kirleten fabrikaları Asya'ya taşıyarak çözdü. Bu bir küresel eşitsizlik meselesi, kimse bunu konuşmuyor. Öyle ki bu ülkeler artık hava kirliliği konusunu gündeme getirmiyor bile, daha çok iklim değişikliğini konuşuyorlar. Bu durum küresel fonların dağılımını da dönüştürüyor. Bugün iklim kriziyle mücadele için belirlenen fonların yalnızca yüzde 2'si hava kirliliğine yönelik. Günün sonunda hava kirliliği ve iklim krizi birbiri ile ilintili meseleler."
Tayland Temiz Hava Ağı bünyesinde ABD'nin Los Angeles kentinde çalışma yürüten araştırmacıların bulgularından örnekler veren Lulitanonda, "Bölgedeki hava kirliliğinin kaynaklarını çözmeye çalışırken, belirledikleri kaynaklar dışında kalan bir miktarın nereden geldiğini çözemediler. Nihayetinde bu kalan kısmın Çin'den geldiğini anladılar. Çünkü hepimiz aynı göğün altındayız. Havayı bölemezsiniz ya da ona sınır koyamazsınız. Bu küçük partiküller beklenenin çok ötesinde uzaklara gidebilir." değerlendirmesinde bulundu.
Çin'de kaydedilen ilerleme
Çin'in başkenti Pekin'in sık sık hava kirliliği ile anıldığını hatırlatan Lulitanonda, burada özellikle kış mevsiminde hava kalitesinin çok kötü düzeyde olduğunu vurguladı.
Lulitanonda, şöyle devam etti:
"10 yıl ve daha öncesinde Pekin'e taşınmış olsaydınız beş yıl daha erken ölecektiniz. Bu tabii Çin'in kapılarını açarak dünyanın fabrikası olmasıyla da doğrudan ilgili. Öte yandan ülkede 2008'de düzenlenen Olimpiyat Oyunları, sonrasında hava kirliliği konusunda ciddi yasal adımların atılması noktasında çok etkili oldu. İnsanları o kadar yoldan getirip berbat bir gökyüzü gösterdiler. 2012-2013 yıllarına gelindiğinde ülke 'Hava Kirliliğiyle Mücadele Deklarasyonu'nu kabul etti. Bu çalışmalar sayesinde örnek verdiğim 5 yıl; 2,5-3 yıla kadar çekildi. Bu büyük bir adım. Tüm bunları 10 yıl içinde yaptılar ama bu bilince gelmeleri epey uzun zaman aldı."
Çin'deki dönüşümün sağlanmasında, "Blue Map App" adlı uygulamanın da büyük katkısı olduğunu bildiren Lulitanonda, hava kirliliğine maruz kalan kişilerin bu uygulama sayesinde yaşadıkları bölgede bulunan ve havayı kirletme potansiyeli olan fabrikaları görebildiğini, uygulamanın yönlendirdiği sosyal medya hesaplarına bu fabrikalar hakkında şikayette bulunabildiğini, Çin Ulusal Çevre Ajansının da bu şikayetler doğrultusunda harekete geçtiğini anlattı.
"Endonezya'da vatandaşlar hükümeti hava kirliliği yüzünden mahkemeye verdi"
Hava kirliliğiyle ilgili Endonezya'da örnek bir olay yaşandığından bahseden Lulitanonda, ülkede vatandaşların birkaç yıl kadar önce hükümeti, hava kirliliği nedeniyle mahkemeye verdiğini ve kamu sağlığının korunmadığı gerekçesiyle açılan davayı kazandıklarını aktardı.
Singapur'un, Endonezya'daki palm yağı sanayisi kaynaklı hava kirliliğiyle mücadele ettiğine değinen Lulitanonda, "Endonezya'da palm yağı üretimi kaynaklı çok fazla ateş yakılıyor. Buradan çıkan kirlilik civardaki Singapur, Malezya gibi ülkeleri etkiliyor. Ama komik olan, Endonezya'daki bu endüstrinin fonlamasının büyük bir kısmı Singapur kaynaklı. Fonlayanlar da onlar, bundan şikayetçi olduğunu söyleyenler de." ifadelerini kullandı.
Lulitanonda, yaşanan ikilemin ülkede sürdürülebilir fonlama konusunu gündeme getirdiğini, sonrasında Singapur hükümetinin Sınır Ötesi Duman Kirliliği Kanunu'nu çıkardığını kaydetti. (AA)