Sakarya Filistin için ayağa kalktı: Müslümanlar birleşmeli ve tek seçeneğin direniş olduğunu bilmelidir
Sakarya’da İkra İlim ve Kültür Merkezi ve Anadolu Gençlik Derneği öncülüğünde ABD Başkanı Trump’ın açıkladığı ‘Yüzyılın Anlaşması’ planı protesto edildi.
Sakarya’da İkra İlim ve Kültür Merkezi ve Anadolu Gençlik Derneği öncülüğünde ABD Başkanı Trump’ın açıkladığı ‘Yüzyılın Anlaşması’ planı protesto edildi.
Grup adına basın açıklaması yapan Enes Berat Gürler, ABD’nin rüşvet karşılığında Filistin direnişini bitirmeye ve Filistin topraklarını İsrail’e peşkeş çekmeye çalıştığını belirterek ‘Filistinlileri 50 milyar dolar para ve 1 milyon kişiye istihdam rüşveti ile kandıracaklarını sanıyorlar. Polis gücü Siyonistler tarafından yönetilen, ordusu olmayan, başkenti Doğu Kudüs’ün kenar mahalleleri olan bağımsız bir Filistin devleti kurgusu ile aklımızla alay ettiklerini sanıyorlar’ dedi.
Bu plana destek çıkan Suud ve Körfez monarşilerine sert tepki gösteren Gürler, Amerikan uydusu olmayan ülkelerin birlik oluşturmasından başka seçenek olmadığını dile getirdi.
‘Tek başına Türkiye, tek başına İran, tek başına Pakistan, tek başına Malezya Amerikan emperyalizmiyle başa çıkamaz. Ama İslam Birliği olursa, ümmetin ve tüm dünya mazlumlarının kurtuluşuna giden yol açılacaktır. Emperyalizm ve Siyonizm’in döktükleri kanda boğulacakları günler yakın olacaktır’ ifadelerine yer verilen açıklamada Müslümanların kavim ve mezhep ayrışmasından kurtularak vahdeti sağlaması gerektiğine dikkat çekildi.
Açıklamada hükümete de çağrı yapılarak ‘Gelin; İsrail ile tüm diplomatik, ekonomik ve askeri ilişkileri keselim. Gazze ambargosunun kalkması şartıyla İsrail ile ilişkileri normalleştirme çabanızın ne kadar sonuçsuz kaldığını görüyorsunuz. Bu vebali kaldıramazsınız. Aklınızı başınıza toplayıp İsrail ile ilişkilerin topyekun kesileceği bir süreci başlatın’ denildi.
Gösteri, yapılan duanın ardından ABD ile İsrail bayraklarının yakılmasıyla sona erdi.
KUDÜS’ÜN ÖZGÜRLÜĞÜ İÇİN TEK YOL DİRENİŞTİR!
Dün gece Amerika’da Beyaz Saray’da gerçekleştirilen bir sirk gösterisine şahit olduk.
Bu gösteride, adları Trump ve Netanyahu olan iki soytarı ‘Yüzyılın Anlaşması’ isimli komediyi oynadılar.
İsrail ile Filistin’in anlaşması üzerine kurgulanan bu oyunda, Siyonizm’in tabiatı gereği İsrail’in efendiliği ve Filistin’in köleliği bir kez daha vurgulandı.
Filistinlileri 50 milyar dolar para ve 1 milyon kişiye istihdam rüşveti ile kandıracaklarını sanıyorlar.
Polis gücü Siyonistler tarafından yönetilen, ordusu olmayan, başkenti Doğu Kudüs’ün kenar mahalleleri olan bağımsız bir Filistin devleti kurgusu ile aklımızla alay ettiklerini sanıyorlar.
Kısacası; İsrail yayılmacılığının yeni planını, yani Arz-ı Mev’ud hayaline giden yolun yeni planını bu sirk gösterisinde gözümüze sokmaya çalıştılar.
Ortadoğu’da direnişin güçlendiği son 40 yıla baktığımızda, Amerika ve İsrail bölgemizi tamamen kendilerine ram edemediler, ama kaosu tetiklediler.
Siyonist İsrail’in hedefinin Nil’den Fırat’a uzanan büyük İsrail’i kurmak olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Ama bırakın büyük İsrail’i kurmayı, Gazze’de Hamas’ın, Lübnan’da Hizbullah’ın karşısında nasıl diz çöktüğünü de çok iyi biliyoruz.
Filistin’in ve tüm İslam coğrafyasının kurtuluşuna giden tek yolun direniş olduğunu her zaman deklare ettik. Beyaz Saray’daki dün akşamki sirk gösterisi bize ümmetin kurtuluşuna giden yegane yolun direniş olduğunu bir kez daha teyit ettirdi.
Amerika’nın ve İsrail’in anladığı tek bir dil vardır o da direnişin dilidir.
Amerika ve İsrail ile barış olmaz. Kendilerini dünyanın rabbi ilan eden bu şeytani güçler ancak ve ancak direniş ile yenilebilir.
O halde;
Gelin; İsrail ile barış, iki devletli çözüm, 1967 sınırlarına dönüş gibi içi boş ve yanlış yaklaşım ve politikaları tamamen terkedelim. Filistin’in kurtuluşunun İsrail urunun Ortadoğu’dan kazınması ile mümkün olacağını görelim. ‘Gücümüz yetmez’ bahanelerinin arkasına sığınacağımıza ‘Nice az topluluklar çok topluluklara galip gelmiştir’ ayetinin vaadine sığınalım.
Gelin; İsrail ile tüm diplomatik, ekonomik ve askeri ilişkileri keselim. Buradan hükümete sesleniyoruz. Gazze ambargosunun kalkması şartıyla İsrail ile ilişkileri normalleştirme çabanızın ne kadar sonuçsuz kaldığını görüyorsunuz. Allah’a iman edenler şeytan ile uzlaşmazlar. Son günlerde İsrail ile ilişkilerin tekrar normalleşmesi için bazı gizli görüşmelerin yapıldığı haberlerini alıyoruz. Doğalgaz boru hattının Türkiye’den geçirilmesi veya başka bir sebeple de olsa şeytana meyletmek sizi bu dünyada da ahirette de gazaba düçar eder. Bu vebali kaldıramazsınız. Aklınızı başınıza toplayıp İsrail ile ilişkilerin topyekun kesileceği bir süreci başlatın.
Gelin; ümmet olalım. Her türlü kavmi ve mezhebi tefrikayı reddederek ümmet bilincini kuşanalım. Amerika ve İsrail’in en çok fayda sağladığı ya da fitne tohumlarını ekme fırsatı bulduğu yumuşak karnımız kavmi ve mezhebi ayrışmadır. Türk, Kürt, Arap, Acem, farklı kavimlerden olmamız, Sünni, Şii, Selefi farklı mezheplerden olmamız doğaldır. Farklılıklarımızı tefrikaya dönüştürmek isteyen Amerika ve İsrail’e asla fırsat vermemeliyiz. Hangi kavim ve mezhepten olursa olsun, Müslüman Müslüman’ın asla rakibi veya hasmı değildir. Kim ki ümmet içinde ayrışmayı körüklüyorsa, bilin ki o bu ümmetten değildir, haindir.
Gelin; İslam Birliği’ne giden yolu açalım. Erbakan Hocamızın hayatını adadığı bu ideali gerçekleştirelim. Amerikan uydusu olan ülkeler haricinde bu birlik sağlanabilir. Unutmayalım ki; tek başına Türkiye, tek başına İran, tek başına Pakistan, tek başına Malezya Amerikan emperyalizmiyle başa çıkamaz. Ama İslam Birliği olursa, ümmetin ve tüm dünya mazlumlarının kurtuluşuna giden yol açılacaktır. Emperyalizm ve Siyonizm’in döktükleri kanda boğulacakları günler yakın olacaktır.
Gelin; Beyaz Saray’daki sirk soytarılarına güvence veren, el veren Suudi ve Körfez monarşilerini lanetleyelim. Amerikan uydusu bu hainlerden gelen her türlü haberin fitne amaçlı olduğunu dikkate alalım, her türlü yardımlarını arka planında ihanetin olduğunu bilerek reddedelim. Bu ülkeleri yönetenlerin Amerika’da devşirilmiş kişiler olduğunun farkında olalım.
Gelin; Amerika’nın ya da NATO’nun ülkemizdeki üslerinin kapatılması için tüm halkımızı harekete geçirelim. Hükümet üzerinde baskı oluşturalım. Bu üslerin birer askeri üs olmanın dışında, fesat üsleri olduğunu da unutmayalım. 15 Temmuz darbe girişiminde bu üslerin FETÖ için nasıl çalıştığını hepimiz biliyoruz. Amerikan üsleri kapanmadığı sürece bölgemizde barışı hayal dahi edemeyiz.
Aziz Filistin dostları;
Özgür Kudüs için, Filistin halkıyla dayanışma için, İslam ümmetinin izzeti için; bir kez daha ayağa kalkarak Siyonist İsrail’e ve onun doğal müttefiki Büyük Şeytan Amerika’ya karşı sesimizi yükseltmek, kararlılığımızı yinelemek için burada toplandık.
Rabbimize Kudüs özgürleşip, İsrail uru Ortadoğu’dan silininceye kadar mücadelemize devam edeceğimize dair verdiğimiz sözü bir kez daha haykırmak için bir araya geldik.
Kudüs ümmetin önündeki en merkezi, en hayati sorundur. Kudüs özgürleşmediği sürece İslam coğrafyasında huzur tesis edilemeyecektir. Kudüs’ün özgürleşmesi, siyonizmin ve emperyalizmin İslam coğrafyasına dönük hain emellerinin bertaraf edilmesi, bir diğer deyişle ümmetin özgürleşmesi demektir.
Bugün, Filistin davasından söz edebiliyorsak bunu tankların karşısında elinde taşlarla direnen Filistinli gençlere, siyonistlerin ağır silahlarına, uçaklarına rağmen bulunduğu mevzileri terk etmeyen Filistinli mücahitlere, şehadeti şiar edinmiş tüm Filistin halkının direnişine borçluyuz.
Kudüs, bize izzetin teslimiyette değil direnişte olduğunu ispatlamıştır. Direniş ise özgürlüğün kafesleri genişletmek değil parçalamak olduğunu öğretmiştir. O halde Kudüs’e sahip çıkmak, böyle bir direniş bilincini diri tutmaktır.
Gün; kutsal mescidimiz ve ilk kıblemiz Mescid-i Aksa, kutsal beldemiz Kudüs için birlik olma ve ayağa kalkma günüdür.
Gün; coğrafyamızdaki akan kanı durdurmak ve silahı birbirimize değil, Siyonistlere ve emperyalistlere çekme günüdür.
Gün; Amerika, İsrail ve işbirlikçilerine karşı tüm cephelerde boykot uygulama günüdür.
Sakarya halkı olarak Kudüs, Mescid-i Aksa gibi kutsallarımızı korumak, Filistin davasının her daim yanında yer almak noktasındaki kararlılığımızı sürdüreceğimizi bu meydandan bir kez daha deklare ediyoruz.
Buradan, Filistin için mücadele eden Hamas'ı, İslami Cihad'ı, Filistin Halk Kurtuluş Cephesi'ni ve Hizbullah'ı selamlıyoruz.
Buradan, Filistin için canlarını veren Şeyh Ahmet Yasin'i, Abdulaziz Rantisi'yi, Fethi Şikaki'yi, Abbas Musavi'yi, İmad Muğniye'yi, Mavi Marmara şehitlerini ve isimlerini tek tek zikredemediğimiz bütün şehitlerimizi selamlıyoruz. Şehitlerimize sadakatimizi sonuna kadar sürdüreceğimize ve onların yolundan ayrılmayacağımıza Allah adına and içiyoruz.
Rabb’imiz;
Bizi onura ve özgürlüğe layık olanlardan eyle! Bizi, hakka ve tarihe şahitliğini namus bilenlerle, direnenlerle birlikte yaşat ve onlarla birlikte dirilt. Ümmeti, büyük ve küçük tüm şeytanların tuzaklarından, dost kılıklı düşmanlardan muhafaza eyle. Bölgemizdeki direniş hareketlerine yönelik tuzak kuranları kahreyle!
Rabbimiz;
Bölgemizin tüm Müslümanlarını ve dünyanın tüm mazlumlarını arzına varis kıl, müstekbirlerin saltanatlarını bizim ellerimizle devir, zalimlerden intikamına bizleri memur et. Hepimizi özgür Kudüs’te, Mescid-i Aksa’da kurşunla kaynamış saflar halinde aynı secdede buluştur.
Yaşasın özgür Kudüs!
Yaşasın mazlumların dayanışması!
Yaşasın İslami direniş!
İkra İlim ve Kültür Merkezi
Anadolu Gençlik Derneği Sakarya Şubesi (Ajanslar)