'İslamcılık, Muhafazakârlık ve Demokrasi'
Türkiye Gençlik Konseyi (TGK) tarafından düzenlenen "İslamcılık, Siyasal Muhafazakârlık ve Demokrasi" konulu konferansta konuşan Prof. Dr. Mehmet Bekaroğlu, Muhafazakârlık ve İslamcılık arasındaki farkı anlatarak Muhafazakârlığın Allah'ın insanlara bahşettiği suyu bile satan kişilik olduğunu söyledi.
BATMAN - Türkiye Gençlik Konseyi (TGK), Yeni Kültür Merkezi saat:19.00'da "İslamcılık, Siyasal Muhafazakârlık ve Demokrasi" konulu konferans düzenledi.
Konferansa Prof. Dr. Mehmet Bekaroğlu, Türkiye Gençlik Konseyi Genel Başkanı Rıdvan Söylemez, bazı STK temsilcileri, Türkiye Gençlik Konseyi üyeleri ve vatandaşlar katıldı.
Açılış konuşmasını (TGK) Genel Başkanı Rıdvan Söylemez yaptı. Söylemez, dernek kurduklarında kendilerine bir hedef belirlediklerini ve ne sağcı olduklarını ne de solcu olduklarını söyledi. Söylemez, "Nerde insanlara karşı bir haksızlık varsa onun karşısında dik duracağız. Hükümete birinci yılına giren Roboski katliamının faillerinin biran önce bulunması çağrısında bulunuyoruz" dedi.
Açılış konuşmasından sonra (TGK) Genel Başkan Yardımcısı Necat Gülseven konuşma yaparak, Siyasetin halkı maddi, manevi, ruhi ve entelektüel seviyelerini yükseltecek, toplumsal refahlarını sağlayacak şekilde yönetme sanatı olduğunu söyledi.
Son olarak söz alan Prof. Dr. Mehmet Bekaroğlu, konuşmasına başlamadan önce Roboski katliamında hayatını kaybeden 34 insanın yaşamasını yitirmesinin Hükümetin bir ayıbı olduğunu söyledi. Bekaroğlu, yaklaşık 2 hafta önce töre cinayetine kurban giden Hatice Daşlı'nın kefensiz gömülmesini kınadı.
Herkesimin Muhafazakârlığı çok sevdiğini ama İslamcılığı hiç sevmediğini söyleyen Bekaroğlu, Müslüman kişinin faizin haram olduğunu, hak hukuku ayırt ettiğini ve ayrımcılık yapmadığı için İslamcılığı kimsenin sevmediğini belirtti.
Erbakan Hocayı Sevmediler
Herkesin muhafazakârlığı çok sevdiğini ama İslamcılığı sevmediğine değinen Bekaroğlu, "Müslümanlık, faiz haramdır, hak hukuku ayırt eden ve ayrımcılık yapmayan bu İslamcılığı o yüzden sevmediler ve o yüzden Erbakan hocayı sevmediler. Bazı İslamcı adamlar ondan sonra muhafazakâr olmaya başladılar. Ama kapitalizm ile ilgili hiçbir şey söylemiyorlar. İşte muhafazakârlık ile İslamcılık arasındaki fark budur. İslamcı, alın teriyle çalışan ne kadar hak ediyorsa bir kişi onu alması lazım diyor. Ama muhafazakâr insan ne kadar ter dökerse döksün ona belirli bir miktar ücret verir ve hakkını ödemez, işte budur muhafazakârlık" dedi.
Allah'ın Emirlerine Uyduklarında Üzerlerine Bomba Yağdırdılar
Muhafazakâr bir insanın bir sahabe gibi namaz kıldığını, umreye gittiğini, bir Müslümanın yaptığı her şeyi yaptığını vurgulayan Bekaroğlu, "Muhafazakâr bir insan sahabe gibi namaz kılar, umreye gider ama Allah'ın insanlara bahşettiği suyu bizlere satarlar. Bu yüzden herkesim muhafazakârları çok seviyor. Ama aynı kişiler İslamcı olduğunda faiz haramdır dediklerinde, hak hukuku gözetlememizi istediğinde, Allah'ın emirlerine uyduklarında üzerlerine bomba yağdırdılar. Gerçek Müslüman der ki, her insan Adem'dendir ve Adem topraktandır. Bu ülkede doğruyu söyleyen her insan hak ettiği yerde olmaz. Ne zaman Müslümanlar muhafazakâr oldular o zaman çok sevdiler onları. Muhafazakâr en güzel evde yaşar, en iyi arabalara biner ama yanı başındaki çadırda aç kalan insanı görmezler" şeklinde konuştu.
Program soru-cevap şeklinde son buldu.(M.Fatih Akgül-İLKHA)