Tasalı: Bingöl’de çok ciddi sorunlar var
Hür Dava Partisi (HÜDA PAR) Bingöl İl Başkanı Hamdullah Tasalı, Bingöl’ün yaşanabilir bir şehir olmaktan çıktığını söyleyerek, "Buradaki yerel yöneticiler devreden çıkarılmış. Bingöl bir il ama kendi kendini yöneten bir il değil. Maalesef Bingöl çevre illerdeki bölge müdürlükleri tarafından yönetilen bir il" dedi.
HÜDA PAR Bingöl İl Başkanı Tasalı, parti yöneticileri ile birlikte Bingöl Kent Haber Gazetesini ziyaret etti.
Ziyarette ilin sorunlarına değinen Tasalı, Bingöl’ün yaşanabilir bir şehir olmaktan çıktığını söyledi. Bingöl’deki işlerin merkez veya bölge illeri tarafından yürütüldüğünü belirten Tasalı “Buradaki yöneticilere çok fazla iş bırakılmıyor. Yerel yöneticilerin güçlü olması lazım. Mesela merkezde ihale yapılıyor, oradaki birine veriliyor. Buradaki yerel yöneticiler devreden çıkarılmış. Bingöl bir il ama kendi kendini yöneten bir il değil. Maalesef Bingöl çevre illerdeki bölge müdürlükleri tarafından yönetilen bir il” diye konuştu.
“BİNGÖL’DE ÇOK CİDDİ SORUNLAR VAR”
Bingöl’de çok ciddi sorunların olduğunu ve bu sorunların gittikçe kronikleştiğini belirten Tasalı, şunları söyledi: “Bingöl’ün özellikle su sorunu çok ciddi boyutlarda. Belediye su ihtiyacını sondajla çözmeye çalışıyor. Bingöl’ün dört tarafı göl. Her tarafta su varken siz Bingöl’ün su ihtiyacını sondajla gideremezsiniz. Susuzluktan parkların çoğu kurudu. İçmeler TOKİ’deki parklar, Saray Mahallesindeki parklar, diğer birçok yerdeki parklarda bulunan ağaçlar da susuzluktan kurudu.
-TRAFİK SORUNU-
İlde trafik sorunu var. Bir keşmekeşlik var. Çapakçur Köprüsünün biran önce bitirilmesi lazım. Birkaç ay sonra yağmurlar başlayacak. Olası bir sel felaketinde şu anki tahliye yolu da kullanılamaz hale gelebilir. Çapakçur Köprüsünde çalışmaların hızlanması lazım. Köprü biterse trafik akışında bir rahatlık yaşanacak.
-BİNGÖL YAŞANABİLİR BİR ŞEHİR OLMAKTAN ÇIKTI-
İlde çevre sorunları var. Özellikle tarım arazilerinin imara açılması, gelişigüzel ruhsat verilmesi sıkıntısı var. Şehir planı yok. Şehir beton yığınına dönüştü. Bahçelievler Mahallesinde oturuyoruz, çok güzel bahçeler vardı. Şimdi bir tane ağaç bulamazsınız. Trafiğin sağlandığı Fuzuli Caddesi ve alt caddesinde ağaç yok.
Son 3 yıl içerisinde Bingöl’ün imar planında üç defa değişiklik yapıldı. Daha önce 20 yıllık, 10 yıllık şehir planları yapılırken, üç yıl içerisinde imar planında üç defa değişiklik yapılıyor. Şuanda yapılan imar planı 20 yıl öncekinden çok daha geride. Recep Tayyip Erdoğan Mahallesinde bir bina 20 yıl önce geride yapılmış, son dönemlerde yapılan binalar daha önde yapılmış. Üniversitenin yakınlarında aynı durum söz konusu. Çarpık yapılaşma ciddi sıkıntılara yol açıyor. Bingöl yaşanabilir bir şehir olmaktan çıktı. Bingöl’ün bir cazibesi yok.
-BİNGÖL’DE HAYAT PAHALI-
Bütün bu sorunların yanında aynı zamanda Bingöl’de hayat çok pahalı. Kiralar pahalı, alış veriş pahalı. Kiralar konusunda en pahalı şehir Urfa, ikincisi Bingöl. Bingöl’de çok pahalı bir hayat yaşıyoruz. Bütün bunlar bu sorunların çözülmeyişinden kaynaklanıyor.
Belediye daha yeni yerleşim alanları açabilir, daha modern projeler yapabilir, çevre düzenlemesine, ağaçlandırmaya, yeşil alanlara, araç parklarına önem verebilir. Yeni yapılan sitelerde bile ciddi yeşil alan sorunları var. Belediyenin ruhsat verirken bunlara dikkat etmesi lazım.
-OLASI BİR DEPREMDE BİNALAR YIKILIR-
Bingöl birinci derecede deprem bölgesinde yer alıyor. Bingöl son 30 yıl içerisinde irili ufaklı 560 deprem yaşamış. Yıkımlara, ölümlere sebep olan 1971 ve 2003 depremlerini yaşamış.
O zaman evler tek katlı, iki katlı, üç katlıydı. Şimdi 9-10 katlı binalar yapılıyor. 30 yıl sonra bu binalar çok güçsüz bir duruma düşecek. Olası şiddetli bir depremde, bu binalar yıkılır. Uzmanlar Bingöl’de 30 yılda bir deprem olacağını belirtiyor. Fay hatlarının kesişim noktası Bingöl. Bu riskleri göz önünde bulundurarak şehir planlaması yapılmalıdır. Kültür Mahallesinde 15 kata kadar binaların yapılması planlanıyor. Bunlar doğru şeyler değil. Büyük binalar yapılıyor, bu binalarda oturan insanlar için araç parkları yapılmıyor, araçlar kaldırımlara park ediliyor.
Eskiden diyorlardı, yerel yönetimler ile merkezi hükümet aynı partide olmadığı zaman hizmet gelmiyor. Şuanda yerel yönetimlere merkezi hükümetten ciddi paylar geliyor. Bu sorunlar çözülebilir. Çözülmediği zaman kangren haline geliyor ve artık içinden çıkılamaz hal alıyor.
Sağlık sorunları devam ediyor. Geçenlerde bir haber okumuştuk, bir ay içerisinde 130 bin kişi hastaneye başvurmuş diye. Bingöl’ün sağlığı alarm veriyor, sağlık tehlikede.”
-ÇAPAKÇUR VADİSİ PROJESİ UYDUDAN ÇEKİLEN FOTOĞRAFLA HAZIRLANMIŞ-
Çapakçur Vadisi projesinin Ankara’da uydudan çekilen fotoğrafa bakılarak çizildiğini ifade eden Tasalı, “Çapakçur Vadisi projesi ile ilgili proje hakkında yetkililerden bilgi almak üzere DSİ Bingöl Şube Müdürlüğünü ziyaret ettik. Devlet Su İşleri Müdürüne, ‘ne yaparsanız yapın, Çapakçur Vadisinde dere kenarına sağlı sollu ağaçlar dikmezseniz, bu taşkın suyun önünde duramazsınız. Ağaçlandırmayı yapmanız lazım. Ağaç hem erozyonu önler hem de bu derede koruyucu görevi yapar’ dedik.
DSİ müdürü, Ankara’dan bir ekibin geldiğini, projeyi değiştireceklerini, bölgede ağaçlandırma yaparak 500 metrede bir tersip bendi yapacaklarını söyledi. Şimdiye kadar derede yapılan beton blokları demir döşenmeden yapılmış, yeni yapılacak beton bloklarında demir döşeneceğini söyledi.
Daha önce yapılan proje uydu üzerinden Çapakçur Vadisinin fotoğrafı çekilerek, Ankara’da hazırlanmış. İhaleyi alan firma buraya gelmeden masa başında oturup proje yapmış. Daha önce dört metre genişliğinde olan dere genişliği 20 metreye çıkarılmış.
-YEREL YÖNETİCİLERİN GÜÇLÜ OLMASI LAZIM-
Denetleme mekanizması maalesef sıfır. Buradaki yerel yöneticiler çok fazla inisiyatif almayan, projelerin denetiminde olsun, kabulünde olsun sadece bir noter görevi görüyor.
İşler bölge ve merkez tarafından yönetiliyor. Buradaki yöneticilere çok fazla iş bırakılmıyor. Yerel yöneticilerin güçlü olması lazım. Mesela merkezde ihale yapılıyor, oradaki birine veriliyor. Buradaki yerel yöneticiler devreden çıkarılmış. Bingöl bir il ama kendi kendini yöneten bir il değil. Maalesef Bingöl çevre illerdeki bölge müdürlükleri tarafından yönetilen bir il.
Karayolları, devlet su işleri, orman işleri, demiryolları, sağlık, elektrik işleri Bingöl dışından yönetiliyor, orada kararlar alıyor. Dolayısıyla alınan kararlar, yapılan projeler Bingöl’de sağlıklı bir hizmete dönüşmüyor.
O yüzden Bingöl’deki yerel yöneticilerin güçlü olması lazım. Burada bir levha, bir araç gereç lazım olduğunda çevre illerden isteniyor. Eğer Bingöl bir il ise, diğer şehirlerde yöneticilerin sahip olduğu yetkilerin buradaki yöneticilere de verilmesi gerekir. Bunlar yapılmadığı taktirde yetkililer gelir bazı müjdeler verip gider” diye konuştu.
“TERÖR GÜVENLİK ÖNLEMLERİYLE BİTMEZ”
Terörün öldürmekle, güvenlik politikalarıyla bitmeyeceğini belirten Tasalı, şunları söyledi: “Mesela diyorlar ki, biz bu bölgeye terörden dolayı hizmet götüremiyoruz. Ama terörü doğuran nedenler nedir, onları bitirmemiz lazım. Devletin ayrımcılığı ortadan kaldırması lazım. Demin anlattığım şeyler bir ayrımcılığın sonucudur, bir Elazığ, bir Malatya ile Bingöl, devlet nezdinde ayrı statüdedir. Hizmet alımında ayrı bir kategoridedir, eşit değildir. Hizmette ayrımcılık söz konusudur, adaletsizlik söz konusudur. Sağlık, ulaşım, trafikte sıkıntılar aynı şekilde. Bingöl’ü yolları ile çevre yolların illeri farklı. Bir protokol yolunun düzgün yapılması bütün yollara örnek teşkil etmiyor. Bu ayrımcılık ortadan kaldırıldığı zaman terör de biter.
Devlet terörü, öldürmekle, güvenlik önlemleriyle bitireceğini zannediyor. 40 yıldır devletin politikası, uygulaması bu yönde. Bu düşünceyle terör bitmez. Ne zaman ayrımcılığı bitirdiniz, adaletli oldunuz, hizmeti eşit bir şekilde ülke genelinde yaydığınız zaman, rüşveti, yolsuzluğu, adam kayırmayı bitirdiğiniz gün bu memlekette terör biter. Öldürmeyle, güvenlik önlemleriyle terör bitmez, bilakis bu saydığımız şeyler terörü besleyen, terörü doğuran, büyüten şeylerdir.
Bingöl ve Bingöl’deki sonra bütün iller bu statüdedir. Öldürerek, ezerek bir fikriyatı yok edemezsiniz. Bunları doğuran nedenleri ortadan kaldırırsanız, terör kendiliğinden yavaşlar ve biter. Aksi halde 40 yıldır devam eden sorun büyür.
Ak Parti iktidara geldiğinde iki önemli şey yaptı. Birincisi 23 yıl uygulanan Olağanüstü Hali kaldırdı. Bu hepimizi rahatlattı. OHAL’de yapılan hukuksuzlukların hesabını kimse sorgulamıyordu. Bir uzman çavuş kendini devlet yerine koyarak üniformayla bütün köyü hesaba çekebiliyordu.
Diğer bir husus, Avrupa uyum yasaları çerçevesinde işkenceye sıfır tolerans getirildi. Bu iki uygulama AK Parti hükümetinin yaptığı önemli uygulamalardı, AK Parti iktidarının önünü açtı. Ancak AK Parti 16 yaşına girdi, kaldırdığı bu iki uygulamayı geri getirdi. OHAL daha önce Doğu ve Güneydoğu’da geçerliydi, şimdi ülkenin tamamını kapsıyor. Kanun hükmünde kararname ile devlet istediğini yapabiliyor. Burada da siz hiçbir şekilde hukuki sürece başvuramıyorsunuz. Bunlar doğru şeyler değil.
Memur alımında sözlü sınavlar yapılıyor, bunlar doğru değil. 90 puan alıyorsunuz, dershaneye gidiyorsunuz, okumuşsunuz, mülakatla 60 puan alanı geçiriyorlar, 90 puan alanı bırakıyorlar. Bu adaletsizliklerle huzur gelir mi, barış gelir mi? 90 alıp yerleşmeyen adamın yerine kendinizi koyun, kafayı yememesi mümkün mü?
Bu uygulamalar ülkede huzur ve barışa katkı sunmaz. Bilakis huzursuzluğa ve çatışmaya götürür.
Biz Hüda Par olarak, zaman zaman hükümetin yaptığı olumlu adımlarına destek vermişiz, olumlu işlerine destek vermeye de devam edeceğiz. Sadece hükümetin değil, muhalefetin de olumlu çalışmalarına destek vereceğiz. Ancak doğruları alkışladığımız gibi, yanlışları da söyleyeceğiz.”