'Biz ümidin sembolüydük'
İsrail ordusunun uluslararası sularda müdahalede bulunarak el koyduğu Özgürlük Filosu Koalisyonu'na bağlı Zaytouna gemisinin Avustralyalı kaptanı Madeleine Habib, "Bizi (Gazze'de) beklediklerini, oraya ulaştığımızda kutlamalar hazırladıklarını biliyorduk. Biz ümidin sembolüydük." dedi.
Madeleine Habib, yaşadıkları süreci AA muhabirine değerlendirdi.
Sınır Tanımayan Doktorlar Örgütü ile sığınmacılara yönelik çalışmalar da yapan kadın aktivist Habib, "Amacımız, Gazze'de 10 yıldır değişmeyen acımasız ve adaletsiz ambargoya, medyanın ilgisizliğine dikkat çekmekti. Dünyanın bir ucunda barış içinde yaşıyorum. Bazen benden daha az şanlı insanlar için bir şeyler yapma ihtiyacı hissediyorum." diye konuştu.
Zaytouna gemisindeki 13 kadın aktivisti "güçlü ve adaletli kişiler" olarak tanımlayan Habib, "Gazze'ye yaklaştıkça oradaki insanlardan çok sayıda destek ve ümit mesajları aldık. Bizi beklediklerini ve oraya ulaştığımızda kutlamalar hazırladıklarını biliyorduk. Biz ümidin sembolüydük. Kelimenin tam anlamıyla barış güvercinin ağzındaki zeytin dalı gibi." ifadesini kullandı.
"İsrail'in müdahalesi korkutucuydu"
Habib, İsrail'in uluslararası sularda donanma gemileriyle Zaytouna'ya müdahalesine ilişkin, "İsrail deniz kuvvetlerine ait 3 savaş gemisi ve çevremizde birkaç tane bot vardı. Bunlar, fiziksel açıdan bir yelkenlide bulunan 13 silahsız kadın için korkutucuydu. Sundukları seçenekleri kabul etmedik. Gemiye el koydular ve Aşdot limanına götürdüler." dedi.
Gazze'ye uygulanan ambargonun kaldırılması için uluslararası toplumun İsrail'e baskı yapması gerektiğine işaret eden Habib, şunları söyledi:
"Ambargoyu kaldırması için İsrail hükümetine baskı yapmaya devam etmemiz gerektiğine inanıyorum. Bunun hükümetler tarafından da yapılması gerekiyor. Ancak haksızlığa karşı bireysel gücümüzü hiçbir zaman küçümsememek lazım."
"Mavi Marmara saldırısı, şok edici ve korkunç bir olaydı"
İsrail'in Mavi Marmara saldırısını da "şok edici ve korkunç bir olay" sözleriyle nitelendiren Habib, "Biz (Mavi Marmara'dan sonra) uluslararası baskılar nedeniyle İsraillilerin bunu tekrarlayamayacağını düşünüyorduk. Onlarla kurduğum diyaloglarda barışçıl siviller olduğumuzu sürekli vurguladım. Küçük bir gemide 13 kadına karşı uygulanacak şiddetin sebebini açıklamaları zor olurdu." ifadesini kullandı.
"Ambargo kalkmadı, bizim işimiz de bitmedi"
Zaytouna gemisi ile ambargoyu delmek için yola çıkan kadınlara verilen desteğe teşekkür eden Habib, "Ambargo kalkmadı, bizim işimiz de bitmedi. Gazze ablukasının kaldırılması için güçlü ve birlik içinde Filistin'deki insanlara destek olmamız lazım." diye konuştu.
"İsrail'in yasadışı müdahalesine kimse ses etmedi"
İsrail'in "Zaytouna" (zeytin) gemisine müdahalesi sonrasında alıkoyduğu 13 kadın aktivistten biri olan Emma Ringqvist, ''İsrail askerlerinin uluslararası sularda gemimize yasa dışı müdahale etmesi dünyada yasal gibi karşılandı. Hiçbir ülke bize yardım etmedi'' diye konuştu.
İsrail'in, Özgürlük Filosu Koalisyonu'na bağlı gemideki kadın aktivistlere müdahalesi sonrası gözaltına alınan İsveçli aktivistlerden Emma Ringqvist, yaşadıklarını anlattı.
Bu seyahati sadece siyasi nedenle yaptık. Zira Gazze'deki ablukaya dünya sessiz, hükümetler sessiz. Böyle bir gezi planlayarak medyada dikkat çekip dünyanın sessizliğini bozmak istedik"
Dünyanın yaşananlar karşısında gözlerini ve kulaklarını kapattığını belirten Ringqvist, ''Göteborg'da yaşayan bir müzik öğretmeniyim. İsrail'in Gazze ablukasını kırmak için 12 kadın aktivistin bulunduğu Zaytouna gemisine 13. kadın aktivist olarak ben de seve seve katıldım. Bu seyahati sadece siyasi nedenle yaptık. Zira Gazze'deki ablukaya dünya sessiz, hükümetler sessiz. Böyle bir gezi planlayarak medyada dikkat çekip dünyanın sessizliğini bozmak istedik. Buna rağmen, İsrail askerlerinin uluslararası sularda gemimize yasa dışı müdahale etmesi dünyada yasal gibi karşılandı. Hiçbir ülke bize yardım etmedi.'' dedi.
İsrail'in yasa dışı bir eylemle uluslararası sularda kendilerine müdahale etmesini kişiliklerine hakaret olarak algıladıklarını söyleyen Ringqvist, ''Silahsız 13 kadın sadece barış için küçük bir teknede yol alırken, İsrail donanmasının müdahalesini görünce özgürlüğümüze, kişiliğimize hakaret edilmiş gibi algıladık. Çok sinirlendik, çok kızdık. Ama dünyanın sessiz kalmasından dolayı İsrail'in bu yasa dışı müdahaleleri sanki yasal hale gelmiş. Bu durum bizi oldukça üzdü.'' ifadesini kullandı.
''İki gün İsrail'de alıkonulduk"
İki gün İsrail tarafından alıkonulduktan sonra Madrid'e gönderildiklerini, oradan da geçen hafta İsveç'e geldiğini anlatan Ringqvist, İsrail'de kaldıkları iki gün kötü muamele görmediklerini söyledi.
Gazze'nin özgürlüğüne kavuşması için mücadeleden hiçbir şekilde vazgeçmeyeceklerini vurgulayan Ringqvist, ''Gazze'de normal bir hayat yok. insanlar özgür yaşamıyor. Tedavi olmak için ilaç bulamıyor. Gıda ve su sıkıntısı büyük. Birleşmiş Milletler (BM) bir şey yapmıyor, sessiz. Bizim yaptığımız eylem küçük gibi görülebilir ama nehirler de görece küçük, birleştikleri zaman okyanusları oluştururlar.'' diye konuştu.
İsrail'in Gazze'ye uyguladığı ambargoyu delmek için uluslararası sivil girişim olan Özgürlük Filosu Koalisyonu'nun organize ettiği "Kadınlar Gazze'ye doğru" girişimine bağlı iki gemi, 14 Eylül'de Barcelona limanından hareket etmiş, bunlardan yoluna devam eden Zaytouna gemisine 5 Ekim'de İsrail donanması uluslararası sularda müdahale etmişti.
Türkiye, Kanada, Meksika, İspanya, Norveç, ABD ve Avustralya gibi dünyanın farklı yerlerinden sivil toplum kuruluşlarının desteğini alarak hareket eden Özgürlük Filosu Koalisyonu, önceki girişimlerinde kendilerini engelleyen İsrail askerlerini "kadınların gücü" ile aşarak Gazze'ye ulaşmayı hedefliyordu. (AA)