Erdoğan ve Yıldırım'dan 'ateşkes' mesajı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye'deki ateşkes hakkında, "Ateşkesin Suriyeli kardeşlerimizin için, daha ileri gidiyorum tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını Rabbimden niyaz ediyorum." dedi. Başbakan Binali Yıldırım, "Suriye'deki kanı durduracak önemli bir ateşkese, Rusya Federasyonu ile birlikte imza koyduk. Ümit ederiz ki bu, Suriye'de yaşanan acılar
Cumhurbaşkanı Erdoğan, temaslarda bulunmak için Türkiye'ye gelen Kosova Cumhurbaşkanı Taçi ile düzenlediği ortak basın toplantısında konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "FETÖ, PKK, YPG, DHKP-C ve DEAŞ gibi katil sürülerinin bizim nazarımızda hiçbir farkı yoktur. Bunlarla mücadeleyi hem yurt içinde hem yurt dışında kararlılıkla sürdürüyoruz, sürdüreceğiz. Cinayetlerin, dökülen masum kanlarının hesabını hukuk içinde mutlaka soracağız. Dünyanın neresine kaçarlarsa kaçsınlar terör örgütlerinin ele başlarının, militanlarının peşlerini asla bırakmayacağız. Çünkü hain her yerde haindir, terörist her yerde teröristtir." dedi.
"Kosovalı kardeşlerimiz hiç endişeye kapılmasınlar"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Maarif Vakfının kuruluşundan bu yana geçen kısa sürede Afrika'dan Asya'ya kadar birçok bölgede çalışmalar yürüttüğüne işaret ederek, "FETO'nun gerçek niyetinin farkına varan ülkeler de evlatlarını, genç nesillerini bu yapının elinden çekip almaya başladılar. İnşallah bu süreç artarak devam edecektir. Bu konuda Kosovalı kardeşlerimizin gerekli hassasiyeti göstereceğine inanıyorum. Şundan bir defa Kosovalı kardeşlerimiz hiç endişeye kapılmasınlar, şu andaki mevcut müfredat, mevcut eğitim öğretim anlayışından çok daha kaliteli eğitim öğretim anlayışını Maarif Vakfımız vasıtasıyla ve Kosova'daki muadilleriyle birlikte el ele vererek yapabileceklerdir." değerlendirmesinde bulundu.
"Ateşkes sürecine destek veren kesimlere teşekkür ediyorum"
Bir başka gazetecinin, "Suriye'de ateşkesle ilgili varılan mutabakat çerçevesinde bugün gece yarısından itibaren ateşkes sağlanacağı belirtildi. Sizin de Putin'le görüşmeniz oldu. Önümüzdeki süreçte, özellikle uzun vadede ateşkesin kalıcı olması mümkün olur mu?" şeklindeki sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin Halep'te ağırlaşan insani kriz üzerine aralık ayı başından beri çatışmaların durması noktasında elinden gelen her türlü desteği verdiğini ve vermeye devam ettiğini belirtti.
Erdoğan, bunun için yoğun mesai sarf edildiğini vurgulayarak, şöyle konuştu: "İlk etapta ülkemizin diplomatik gayretleri neticesinde Doğu Halep'teki sivillerin tahliyesine gayret ettik ve yaklaşık 46 bin kişiyi doğu Halep'ten çıkarttık ve İdlib'e onları yerleştirdik ve 'gerekirse bunları kendi ülkemize de kabul ederiz' dedik ve kendi ülkemizde de onlar için kamplar oluşturduk. Bir süredir de Suriyeli muhalifler ve Rusya Federasyonu temsilcileri, ülkemizin bu gayretleriyle Ankara'da görüşmeler yürüttüler. Bu görüşmeler, an ve an sürekli devam etti ve sürekli ben de bilgiler edindim. Bu görüşmeler neticesinde rejimle muhalefet arasında bir mutabakata varıldı.
Mutabakata göre, inşallah bu gece yarısından itibaren, 24.00 itibarıyla diyeyim, Suriye genelinde ateşkes ilan ediliyor. Konuyla ilgili olarak, Sayın Putin açıklamayı yaptı. Açıklamasının ardından, biz kendisiyle telefon görüşmemizi yaptık. Bu arada, Dışişleri Bakanlığı aynı şekilde açıklamayı yaptı. Taraflar, hava bombardımanı dahil silahlı saldırıları durdurmayı, kontrolleri altındaki bölgeleri birbirleri aleyhine genişletmemeyi taahhüt ettiler."
"DEAŞ başta olmak üzere, mücadele devam edecek"
Mutabakat çerçevesinde, "terör örgütü" olarak ilan edilen gruplarla mücadelenin devam edileceğine yönelik açıklamaları da değerlendirmesi istenen Erdoğan, "BM Güvenlik Konseyi tarafından terör örgütü olarak kabul edilen gruplar, tabii ki bu ateşkesin dışındadır. Türkiye vatandaşlarının can güvenliğini tamamen garanti altına alana kadar DEAŞ başta olmak üzere, mücadelesine aynı kararlılıkla devam edecektir. Buradan taviz vermemiz söz konusu değil." değerlendirmesini yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: "Az önce ifade ettiğiniz örgütler, buna dahil değil. Türkiye vatandaşlarının can güvenliğini tamamen garanti altına alına kadar, DEAŞ başta olmak üzere mücadelesine aynı kararlılıkla devam edecektir. Buradan, taviz vermemiz söz konusu değil. Bir taraftan ateşkes sürdürülürken diğer taraftan da siyasi sürecin canlandırılması için garantör ülkelerin nezaretinde rejim ile muhalefet arasında Astana'da bir toplantı yapılması planlandı ve Astana'da bu garantör ülkeler nezaretinde muhalif gruplar bir araya gelecek.
Astana Toplantısı, Cenevre sürecini ikame edici değil, tamamlayıcı ve destekleyici nitelikte olacaktır. Ateşkese, tüm tarafların riayet etmesi gereklidir, elzemdir. Türkiye ve Rusya, garantörler olarak, çatışmasızlık durumunun takibini birlikte yapacaklardır. Bunun yanında sahadaki gruplar üzerinde nüfuzu olan diğer ülkeler de ateşkesin idamesi yolunda gerekli hassasiyeti göstereceklerdir. Suriye'de akan kanın durması, ihtilafın siyasi çözümle sona erdirilmesi fırsatıyla şu anda karşı karşıyayız. Bu fırsatı, asla kaybetmemek gerekiyor. Bu tarihi imkan, açılan bu fırsat penceresi heba edilmemelidir. Zira, tabi 600 bin rakamlarını hep zikrediyoruz ama aslında bu rakam 600 binin üstündedir. Bir milyon diyorum ben."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, birkaç saat önce Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı telefon görüşmesinde tüm bu hususları samimiyetle ele aldıklarını bildirerek, "Başta kıymetli dostum Sayın Putin olmak üzere ateşkes sürecine destek veren tüm kesimlere teşekkür ediyorum. Biz Türkiye olarak Suriye'nin ve bölgemizin barışı, huzuru, istikrarı için elimizden gelen her türlü çabayı göstermeye devam edeceğiz. Ateşkesin Suriyeli kardeşlerimiz için, daha ileri gidiyorum, tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını Rabbimden niyaz ediyorum." ifadelerini kullandı.
Başbakan Binali Yıldırım'dan ateşkes açıklaması
Başbakan Binali Yıldırım, "Suriye'deki kanı durduracak önemli bir ateşkese, Rusya Federasyonu ile birlikte imza koyduk. Ümit ederiz ki bu, Suriye'de yaşanan acıların son bulması için başlangıç olur." dedi.
Başbakan Binali Yıldırım, Çankaya Köşkü'nde Türkiye Genç İşadamları Konfederasyonu heyetini kabulünde yaptığı konuşmada, konfederasyonun 8 federasyon 72 dernek ve 500 farklı dal ve meslekte 10 bin üyeyle Türkiye'nin değerine değer, gücüne güç kattığını belirterek, yatırım, üretim ve sağlanan istihdam dolayı tüm üyelere teşekkür etti.
İş adamlarının dünya pazarlarıyla entegrasyonu derinleştikçe, sanayi dönüşümün daha kolaylaştığını dile getiren Yıldırım, girişimciler kazanınca ülkenin de kazandığını söyledi.
2002'de Türkiye'de aslında bir çöküş yaşandığı, kriz sonrası Türkiye'nin elindeki tüm kazanımları kaybedip tekrar sıfırdan başlamak mecburiyetinde kaldığını ifade eden Yıldırım, milletin 3 Kasım 2002'de "Yeter söz milletin, karar milletin" diyerek geleceğine yön çizdiğini ifade etti.
2003'ten sonra ülkenin yeni bir döneme girdiğinin altını çizen Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü: "Dizlerinin üzerine çökmüş, büyüme azmini yitirmiş bir Türkiye'yi milletimizden, iş alemimizden, sizlerden aldığımız güçle elhamdülillah bugün dünyanın 16'ıncı, Avrupa'nın 6'inci büyük ekonomisi haline dönüştürdük. Artık dünya çapında ekonomik başarılar elde eden, şirketleriyle, sektörleriyle, kültürel alanda, hatta siyasi ve diplomatik alanda da gündem belirleyen bir Türkiye'den bahsediyoruz. İşte bugün, yıllardır devam eden Suriye'deki kanı durduracak önemli bir ateşkese, Rusya Federasyonu ile birlikte imza koyduk. Ümit ederiz ki bu, Suriye'de yaşanan acıların son bulması için başlangıç olur."
'2017 ülkemiz için daha güzel günleri birlikte yaşayacağımız yıl olacak'
Zor bir senenin geride bırakıldığını ifade eden Yıldırım, 2017'ye yeni hedeflerle, umutlarla ve beklentilerle girildiğini söyledi. Yıldırım, "2017'nin Türkiye'ye, insanlığa, bölgeye huzur ve kardeşlik getirmesini Cenab-ı Mevlam'dan niyaz ediyorum." dileğinde bulundu.
Yeni yılda Türkiye'nin yatırım yılı olacağını vurgulayan Yıldırım, 65. Hükümet olarak bunun kararının verildiğini ve bu yüzden bütçede yatırımların yüzde 30'a yakın oranında artırıldığının altını çizdi. Binali Yıldırım, kamu yatırımlarıyla yetinilmeyeceğine işaret ederek, "Asıl Türkiye'yi zıplatacak ve bir adım öne geçirecek, sizlerin yapacağı işler ve yatırımlardır. Onun için Sayın Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi planlarınızı, hedeflerinizi asla ertelemeyin. 2017 iyi gelecek, 2017 her bakımdan ülkemiz için daha güzel günleri birlikte yaşayacağımız yıl olacak. 2017'de Türkiye, hem yatırım hem üretim hem istihdam hem de ihracat konularında bütün gayretini ve imkanlarını ortaya koyacak." diye konuştu.
'Asgari ücret Ocak'ta da Aralık'ta da aynı olacak'
Başbakan Yıldırım, asgari ücretin bin 404 lira olarak belirlendiğini anımsatarak, "Orada bir yola gittik. 'Yılın yarısında şu kadar, diğer yarısında şu kadar verelim.' yerine toptan yıl boyunca geçerli bir rakamda mutabık kaldık ve açıkladık. Bunlar yapılırken, iki ayrı da güzellik yaptık." dedi. Bunlardan birinin geçen yıl olduğu gibi bu yıl da işverenin prim yüküne katkı sağlamaya devam edilmesi olduğunu belirten Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yani, sizin bu asgari ücretten kaynaklanan maliyetinizin bir kısmını biz karşılayacağız. Bunun, bize karşılığı 10 milyar lira. Bununla da yetinmedik, yılın vergi diliminden dolayı asgari ücretin altına düşüyor bazı ücretler, vergi dilimi değiştiği için. Buna da yine karşılamaya karar verdik. Yani, bin 404 lira, ocakta aynı olacak aralıkta aynı olacak, vergiden bir kayıp olmayacak. O farkı biz, Maliye Bakanlığı marifetiyle karşılayacağız. Demek ki asgari ücreti artırıyoruz ama işverenlere diğer yandan destek veriyoruz, işçilere de aldıkları paranın yıl sonuna kadar aynı kalmasını sağlıyoruz. Bu da bir sosyal devlet olmanın, nimette de külfette de adil olmanın gereği olan şeyler."
Anayasa değişikliği teklifi
Anayasa değişikliği teklifine ilişkin başbakan Yıldırım, şunları söyledi:
"HSYK ile ilgili bir düzenleme var. Bu düzenlemenin esası da hakimleri yarıştırmaktan vazgeçiyoruz. Hakimlerden HSYK'ya üye seçeceğiz, Türkiye'de sanki seçim yapılıyormuş gibi herkes adaylarına destek olmak için kapı kapı geziyor, o ara memleketin dosyaları kalıyor. Vatandaş bekliyor ki dosya görüşülsün de karar çıksın, hak getire. Bir de seçimi kaybederse onun üzüntüsünden üç ay daha bakamıyor dosyalara. Olan vatandaşa oluyor. Şimdi bunların hepsi ortadan kalkıyor. Bir kısmını yüksek yargıdan, bir kısmını akademik çevrelerden, bir kısmını piyasadan, bunları Meclis ve Cumhurbaşkanı seçiyor. Çoğunluğunu Meclis seçiyor bu şekilde yargının bağımsızlığı, tarafsızlığıyla ilgili iddialar da böylece ortadan kalkmış oluyor. Yargı mensuplarının seçimle meşgul edilmesinin de önüne geçilmiş oluyor."
'Ekonomi dimdik ayakta, her şeyiyle tıkır tıkır işliyor'
Daha çok gayret, araştırma, geliştirme ve patentin sonucunda mukayeseli üstünlüğün sağlanacağını vurgulayan Başbakan Yıldırım, sözlerine şöyle devam etti:
"Ekonomimiz üzerine ileri geri söylenen lafların kıymeti harbiyesi yoktur. Gök kubbede ekonomi üzerine söylenmeyen laf kalmadı ama işte sonuç ortada. Ekonomi dimdik ayakta, her şeyiyle tıkır tıkır işliyor. Neye rağmen? Dünyanın kasıp kavrulmasına, bölgemizde, her tarafta istikrarsızlık olmasına, savaşlar, iç savaşlar olmasına rağmen. Ama Türk insanı yeni alanlar buluyor, yeni pazarlar buluyor. Bir kapı kapanıyor, başka bir kapı açılıyor. Yeter ki mücadele ruhumuzu kaybetmeyelim. Sizde de bu enerji var, sizde de bu heyecan var. Onun için petrolün ne kıymeti var, önemli olan akıldır. Akıl olan yerde her şey olur."
'Kararlılığımızdan zerre kadar sapma olmaz'
PKK ile mücadelede kararlılık mesajı veren Yıldırım, şöyle devam etti:
"İçeride, kırsalda zaten büyük oranda kontrol altına alındı ama maalesef dışarıdan, Suriye'den ve Irak'tan bazı dostlarımız, 'terörle mücadele edeceğiz' diye başka teröristlerin himmetine itibar ediyor. Bir terör örgütüyle başka terör örgütü ortadan kaldırılabilir mi? Bu mafyatik yöntemlerle bir yere varılabilir mi? Onu yok ettin, öbür ejderhayı, yarattığın öbür örgütü ne yapacaksın? Onu yok etmek için başka bir örgüt mü icat edeceksin? Akla ziyan bir iş. Defalarca söylüyoruz, bu yanlış iştir.
Ümit ederiz ki yeni Amerikan yönetimi, burada Türkiye'nin müttefikliğinin değerini daha iyi anlar, burada çapulcularla iş tutmaktan vazgeçer. Amerika'ya yakışmıyor bu. Amerika'ya yakışan, yıllardan beri stratejik ortağı olan, NATO'da, bölgede her zaman birlikte hareket eden Türkiye ile terör konusunda da başka konularda da uyumlu bir çalışma ortaya koymaktır. Yeni yönetimin bu konuda daha müspet adımlar atacağına inanıyoruz, bunu bekliyoruz. Atar, atmaz. Atarlarsa kendileri için, bizim için de iyi olur ama atmazlarsa biz yapmamız gerekeni yaparız. Bugün yaptığımız gibi. Fırat Kalkanı'nda nasıl yapıyorsak, Suriye'de ateşi nasıl durdurmak için elimizi taşın altına koyuyorsak orada da aynısını yaparız. Asla bizim burada kararlılığımızdan zerre kadar sapma olmaz."
"Kürt, Türk kardeş, bunları birbirine düşürmek isteyen de kalleştir"
"Dostlukları artıracağız, düşmanlıkları azaltacağız." sözünü hatırlatan Yıldırım, şunları söyledi:
"Yaptık mı? Rusya ile ilişkilerimizi yoluna koyduk mu? Allah'a şükür, gittikçe de iyiye gidiyor. İsrail ile devam eden, yıllardır süren olumsuzluk ortadan kalktı, o bir noktaya geldi. Şimdi Suriye'de bir adım atıyoruz, Irak'la benzer adımları atıyoruz. Bugün Irak, Türkiye'yi daha iyi anlıyor. Türkiye, Irak'ı daha iyi anlıyor. Ortak hedefin, PKK olduğu, DEAŞ olduğu, terör olduğu konusunda hiçbir görüş ayrılığımız yok. Diğer ülkelerle de düzelteceğiz. Çünkü bölgenin huzura, kardeşliğe, kalkınmaya ihtiyacı var.
Biz, Kürtler, Türkler, Araplar, hangi mezhep, hangi meşrep olursa olsun insan. Bizim inancımız, 'Bir insanı yaşatmak, cihanı yaşatmakla eş değer' diyor. 'İnsanı yaşat ki devlet yaşasın.' diyor. Dolayısıyla bizim bundan başka bir amacımız yok. Bazen diyorlar ki 'Siz Kürtlere karşı mısınız' Kardeşim, aklınızı başınıza alın. Kürt, Türk kardeş, bunları birbirine düşürmek isteyen de kalleştir. Bu kalleş de PKK'dır. Bunların, bu alçakların Kürt-Türk diye bir derdi yok, sorunu yok. Sorun, Kürtlerin de Türklerin de hayatını karartan, geleceğine ipotek koyan bu alçak terör örgütüdür. Sorun budur. Bu sorunu da memleketin gündeminden çıkaracağız. Buna ahdettik." (AA)