İhvan: Silahlı Mücadele Başlayabilir
Mısır'daki Cemaat-i İslamiye Hareketinin siyasi yapılanması olan İmar ve Kalkınma Partisi Genel İdare Kurulu üyesi İslam Muhammed el Ğamri, darbecilerin savunmasız sivil halkı katletmeye devam etmeleri halinde halkı korumak için silahlı mücadeleyi tercih edebileceklerini söyledi.
DİYARBAKIR - İslami Sivil Toplum Kuruluşları tarafından düzenlenen "Darbecilere Karşı Mısır Halkıyla Dayanışma ve Kadir Gecesi'ni İhya Etkinliği"ne katılmak amacıyla Diyarbakır'da bulunan, İmar ve Kalkınma Partisi GİK üyesi İslam Muhammed el Ğamri İLKHA'ya önemli açıklamada bulundu.
Ramazan Bayramından sonra Mısır meydanlarında görülmemiş gösterilerin yapılacağını belirten el Gamri, darbecilerin sivil halkı katletmeye devam etmesi halinde halkı korumak ve zulme karşı koymak amacıyla silahlı mücadele seçeneğini tercih edebileceklerini vurguladı.
Batı destekli darbeden sonraki gelişmeleri İmar ve Kalkınma Partisi GİK üyesi İslam Muhammed el Ğamri'ye sorduk.
İşte el Ğamri ile yaptığımız röportajın tamamı…
"Direnişimiz devam edecek, gerekeni yapacağız"
Cuntacı ordunun darbenin ardından devam eden katliamlarına rağmen, onurlu direnişiniz sürüyor. Son olarak cuntacı yönetim meydanların bayrama kadar boşaltılması için süre verdi. Bundan sonra ne olacak, tekrar bir katliam yaşanabilir mi, direniş sürecek mi?
El Gamri: Mısır'da şuan meydana gelen gerçek bir devrimdir. 25 Ocak devriminin bir nevi tamamlayıcısı hükmündedir. Çünkü 25 Ocak devriminden sonra tam bir devrim meydana gelmedi. Sadece yönetimin başındaki adam değişti. Diğer şeyler tamamen olduğu gibi kaldı ve bu yapılan da bu devrimi başarısızlaştırmaktır. Biz bu direnişimize devam edeceğiz. Meydanlarda barışçıl bir şekilde kalmaya devam edeceğiz.
Tüm Mısır halkını Mısır'ın meydanlarına doldurmaya çalışacağız ve bu şekilde direnişimize devam edeceğiz. Ama onlar saldırılarına devam ederse ve saldırılarını artırırlarsa biz de tabii ki darbe karşıtı ulusal birlik olarak gereken önlemleri alacağız ve kendimizi korumak amacıyla gerekenleri yapacağız.
Baltacılar adıyla bilinen bir grup var. İnsanları öldürüyorlar ne askerlerin ne de polislerin müdahale etmediği bu kişiler kim?
El Gamri: Baltacılar, kanuna karşı çıkmış farklı suçlarla suçlanmış ve cezaevlerinde bulunan kişilerdir. Emniyet güçleri, bunları muhaliflere karşı kullanmak karşılığında serbest bırakılıyor. Onlara para vererek devlete karşı gösteri yapanlara saldırma anlamında kullanıyorlar ve bu Hüsnü Mübarek döneminde de olan bir şeydi. Hüsnü Mübarek döneminde de farklı zamanlarda bu baltacılar ortaya çıkıyor ve muhaliflere karşı saldırılar düzenliyorlardı.
"Silahlı mücadele yolunu tercih edebiliriz"
Ordunun katliamları sürerse karşılık verilebileceği ve buna da geçmişinde silahlı mücadele bulunan Cemaati İslami'nin öncülük edebileceği kamuoyuna yansıdı. Bu iddialar doğru mu, değilse nasıl bir strateji izlenecek?
El Ğamri: Cemaati İslamiyye darbeye karşı oluşan ulusal birliğin bir parçasıdır ve onlardan ayrı hareket etmeyecektir. Çünkü Mısır'da hiçbir cemaat, hiçbir yapı kendi başına hareket etmiyor. İstişare ediliyor, ortak bir karar alınıyor ve bu kararlar pratiğe dönüştürülüyor. Dolayısıyla Cemaati İslamiyye bu konuda herhangi bir öncülük yapmayacaktır. Ulusal Birliğin almış olduğu kararlara göre hep beraber hareket edecektir. Ama biz canımızı vermeye, mücadele etmeye hazırız. Biz elimizden geldiği kadarıyla bütün barışçıl, bütün yasal yollara başvuracağız ama bu barışçıl mücadelemiz bir sonuç vermezse kendimizi koruma ve zulme karşı sessiz kalmama amacıyla gerektiği şekilde buna karşılık vereceğiz. Biz şiddet taraftarı değiliz, şiddete çağırmıyoruz ama böyle bir durum meydana gelirse bu yola başvurma durumumuz da olabilir.
Halka karşı darbe ordusunun yapmış olduğu katliamlar… Darbeye karşı olan kanalların kapatılması… İslami Hareket liderlerinin tutuklanması… Bunların hepsi de gerçekten cani olan, diktatör olan tarafın kendileri olduğunu gösteriyor. Bundan sonra eğer bu şekilde devam ederse en azından onlar şiddet yanlısı olduklarını bir şekilde ispatlamış oluyorlar. Bu katliamlara, saldırılara rağmen şiddete başvurmamamız bizim barışçıl olduğumuzu ve onların şiddet yanlısı olduğunu gösteriyor. Bundan sonra şayet herhangi bir silahlı mücadele içerisine girecek olursak o zaman biz haklı olacağız. Onların bize uyguladığı şiddete karşı müdafaa etme amacıyla bunu yaptığımızı ortaya koymuş olacağız.
Mısır'daki darbe ordusu eğer Kaddafi'nin ya da Beşar Esed'in halkına uygulamış olduğu yöntemi seçerse tabii ki de bütün dünya, Mısır halkının bu zalimlere karşı kendini koruma hakkının olduğunu kabul edecektir. Biz sırf halkı korumak için, iç savaş meydana gelmesin diye bu barışçıllığımıza devam ediyoruz ve devam edeceğiz. Bunu son aşamasına kadar götüreceğiz. Artık son noktaya gelirse, barışçılığımızın bir faydasının olmadığını görürsek bu durumda silahlı mücadele yolunu tercih edebileceğimizi de söyleyebiliriz.
"Özgürlüğümüzü ve hakkımızı geri almak için canımızı ve malımızı feda etmeye hazırız"
Müslüman halk bu yaz sıcaklarına rağmen oruçlu bir şekilde direniş veriyor. Bu direniş başta Adeviye ve Nahda meydanları olmak üzere hemen hemen ülkenin tüm meydanlarında oluyor. Meydanların manevi atmosferini o havayı teneffüs etmiş biri olarak biraz anlatabilir misiniz?
El Ğamri: Ben de orada bulunan göstericilerden birisi ve bir Mısır vatandaşı olarak; gerçekten orada hakkımızı geri almak amacıyla bir mücadele verdiğimiz için, bu mücadele anlayışımız ve hissiyatımız açlığımızı ve susuzluğumuzu bize unutturuyor. Hatta bu mücadelede bizim canlarımız, mallarımız bunun yanında basittir. Bunların hepsini feda edebiliriz. Özgürlüğümüzü, hakkımızı geri almak için elimizde olan her şeyi hiç sayarız ve bu anlamda sahip olduğumuz her şeyi feda etmeye hazırız.
"Suud yönetimi darbecilerin yanında yer aldı"
Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Kuveyt gibi İslam ülkelerinin batı işbirlikçisi liderleri cuntacı orduya milyar dolar rüşvetler vererek, Mursi yönetimine karşı küfür destekli cuntayı desteklediler. Bu tavrı nasıl değerlendiriyorsunuz?
El Ğamri: Biz tabii ki halk ile devletleri birbirinden ayrı tutuyoruz. Suudi Arabistan halkı içerisinde, körfez ülkeleri halkı içerisinde bizi destekleyenler ve bizim yanımızda duranlar var. Ama devlet olarak tabii ki İsrail ve Amerika'nın istediği şekilde darbecilerin yanında durdular, darbeyi bizzat yapanların içerisinde yer aldılar.
"Amerika darbecilerin bir parçasıydı"
Başta ABD olmak üzere sözde demokrasiyi savunan tüm Batı darbeye "darbe" diyemedi. ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'nin "ordu demokrasiyi inşa ediyor" gibi hezeyan kokan açıklaması batının asıl amacını ortaya koyuyor. Siz batının bu ikiyüzlü tavrı için ne düşünüyorsunuz?
El Ğamri: Amerika'nın tavrını değerlendirecek olursak, Amerika bu darbeyi yapanlar arasında yer alıyordu. Amerika bu darbecilerin bir parçasıydı ve tabii ki Amerika'nın açıklamaları bizim için çok ciddi bir mana ifade etmiyor. Zaten Amerika'dan farklı bir tavır da beklemiyoruz. Biz halkın özgür iradesine dayanıyoruz.
Avrupa Birliği'nin tavrı biraz daha farklıydı. Özellikle Fransa Dışişleri Bakanı'nın Mısır'da meydana gelen olayın bir askeri inkılâp olduğunu ifade etmiş olması iyi bir tavırdır. Almanya'nın tavrı da orta seviyede duruyor. Aynı şekilde biz Avrupa Birliği'nden bu konuda net bir tavır istiyoruz ve Mısır'da meydana gelen olayın tam açık bir şekilde askeri darbe olduğunu ifade etmelerini istiyoruz.
Biz Amerika ve Avrupa'nın bizi sevdikleri için bizi destekleyeceklerini düşünmüyoruz. Ama kendi çıkarları için diyoruz ki eğer siz kendi çıkarlarınızı düşünüyorsanız, bu bölgenin halkı ile aranızın iyi olmasını düşünüyorsanız, bu darbenin karşısında ve halkın iradesinin yanında durmanız gerekiyor.
"Mursi'nin Mısır Cumhurbaşkanı olarak geri dönmesini istiyoruz"
İhvan-ı Müslim'in başta olmak üzere Cemaati İslami ve tüm İslami yapılanmalar olarak bundan sonraki yol haritanız nedir?
El Ğamri: Bizim yol haritamız açık ve nettir. Biz Muhammed Mursi'nin Mısır Cumhurbaşkanı olarak geri dönmesini istiyoruz. Bunun ardından seçimleri koruyacak, güvence altına alacak bir heyetin kurulmasını istiyoruz. Bundan sonra bir parlamento seçiminin yapılması ve ardından halkın Muhammed Mursi'yi isteyip istemediğine dair bir referandum yapılmasını istiyoruz. Referandumda Muhammed Mursi'ye halk destek verirse Muhammed Mursi görevine devam eder. Eğer halk istemezse tekrardan seçimler yapılır.
Eğer isteklerimiz bu yönde olmazsa, şimdiden Muhammed Mursi'den vazgeçip seçimlere razı olursak bu durumda seçimlerin sonu gelmiş olur. Artık seçimlerle başa gelme olayı ortadan kalkar. Çünkü seçimle başa gelen herkes askeri darbe tehlikesi altında olur ve halkın iradesi hâkim olmaz.
"HÜDA PAR'ın vahdet çağrısını takdir ediyoruz"
Darbeye direnen tüm İslami yapılanmalar olarak oluşturduğunuz birlik ve beraberliğin etkisini anlatır mısınız?
El Ğamri: Biz de aynı şekilde İslam ümmetinin birliğinin önemine vurgu yapıyoruz. Bunun çok önemli olduğunu ifade ediyoruz. Halkların kendi özgür iradeleriyle özellikle Müslümanların kendi ülkelerini yönetebilmeleri için bunun sağlanması gerekiyor. Özellikle Türkiye'deki Hür Dava Partisi'nden (HÜDA PAR) bu anlamda bize bir davet gelmişti. İslami Partiler Birliği kurulması anlamında bir davet almıştık ve gerçekten bunu takdir ediyoruz. Bunun önemli bir çağrı olduğunu söylemek istiyoruz. İslam ümmeti birlik ve beraberlik içerisinde hareket ederse sonuç itibariyle farklı şekilde bir birlik kurulabilir. 'İslam Birliği Vilayetleri' şeklinde olabilir, 'İslam Halifeliği' şeklinde olabilir, ya da farklı şekillerde de olabilir. Önemli olan İslam Birliğinin sağlanmış olmasıdır. Elbette ki Müslümanların başarı elde etmesinin yolu bundan geçiyor.
İslam Birliği gerçekten önemli bir şeydir. İslam Birliği İslam Ümmetini koruyacak bir unsurdur. Şayet yapılan darbe başarılı olursa, bu olumsuz durum diğer bütün ülkeleri etkileyecektir. Tunus, Libya, Gazze ve aynı şekilde diğer İslam ülkeleri de bu olumsuz durumdan etkilenecektir, hatta Türkiye bile bu durumdan etkilenecektir. Türkiye'de siyasal İslam'a karşı söylemler geliştirildi, çağrılar yapıldı. Bizim için İslam Birliği çok önemli bir olgudur. İslam Birliği sağlanmazsa İslam tehlike altına girmiş olur. Mısır'da Muhammed Mursi'ye karşı Temerrüd Hareketi başlatılmasından sonra darbe meydana geldi. Daha sonra Tunus'ta başladılar bu harekete. Bu hareket orada seçilmiş meclisin feshedilmesini istedi aynı şekilde. Mısır'da darbenin başarıya ulaşması halinde bu tüm İslam ülkeleri için bir kayıp olacaktır. Mısır'da darbeye karşı başarılı olunması ise aynı şekilde İslam ülkeleri için büyük bir başarı ve kazanç olacaktır.
"Türkiye halkının cesurca tavrı takdire şayandır"
Darbeye karşı Türkiye halkıyla, hükümetiyle karşı durdu ve lanetledi. Başta İstanbul ve Diyarbakır olmak üzere onlarca merkezde gösteriler yapıldı ve hâlâ yapılıyor. Türkiyeli Müslümanlara yönelik ne gibi mesajlarınız olacak, dünya Müslümanlarından ne bekliyorsunuz?
El Ğamri: Türkiye ve Türkiye halkının darbeye karşı tavrı ve Mısır halkının yanında yer alması garip bir tavır değildir. Çünkü Türkiye halkı sürekli hakkın yanında mazlumun yanında durdu. Özellikle abluka altında olan Gazze'ye yardım götürmeleri, bu uğurda mücadele etmeleri ve şehit olmaları bunun örneğidir. Türkiye halkının bu cesurca tavrı takdire şayandır. Biz de aynı şekilde, Türkiye halkına karşı bir sevgi besliyoruz. Ve biz inanıyoruz ki Türkiye halkı sonuna kadar bize desteklerini sürdürecektir.
"Meselemiz Mursi'nin şahsı değil, davamızdır"
Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ile ilgili çelişkili haberler kamuoyuna yansıyor. İlk günlerde durumunun iyi olduğu ve ailesiyle görüşebildiği şeklinde haberler medyaya yansımasının ardından oğlunun yaptığı açıklamada darbenin yapıldığı günden bu yana hiç haber alınamadığı açıklandı. Mursi nerede, cezaevinde mi gözaltında mı? Bu konudaki gerçekler nelerdir?
El Ğamri: Muhammed Mursi gerçekten büyük ve cesur bir liderdir ve mücadelesini devam ettiriyor. Tabii ki onlar Muhammed Mursi'nin durumu iyidir diye bazı insanları aldatmaya çalışıyorlar. Bizim meselemiz Muhammed Mursi'nin şahsı değildir, bizim meselemiz davamızdır. Davamız Muhammed Mursi'nin tekrardan görevine geri dönmesidir. Bizim için önemli olan bu mücadelenin devam etmesi olması ve başarılı olmasıdır.
"Tutuklamalar bizi mücadelemizden vazgeçirmeyecektir"
İslami cemaatlerin ileri gelenlerinden, direnişçilerden çok sayıda tutuklu olduğu yönde bilgiler var. Bu bilgiler doğru mu?
El Ğamri: İslami cemaat liderlerine yönelik tutuklamalar meydana geldi. Bununla bizi davamızdan ve mücadelemizden vazgeçirmeye çalışıyorlar. Cemaatlerimizin liderlerine ve üyelerine yönelik tutuklamalar bizi mücadelemizden vazgeçirmeyecektir. Biz mücadelemize ara vermeden devam ediyoruz.
"Bayramdan sonra çok ciddi gösteriler olacak"
Darbeden sonra İhvan yaptığı açıklamalarda, doğal olarak darbeyi tanımadıklarını cumhurbaşkanlarının Mursi olduğunu açıkladı. Peki, İhvan bunu kabul etmemekle beraber sembolik de olsa devlet yönetimi çalışmaları (hükümet çalışmaları) devam ediyor mu? Etmiyorsa darbeyi kabullenmiş sayılmaz mı?
El Ğamri: Şu an Mısır'daki yönetim bizden zorla alınmış durumdadır. Bizim bu haksızlığı kabul etmemiz kesinlikle mümkün değildir. Aynı şekilde farklı yerlerde bu darbeyi kabul etmeyen kitleler, ülkeler bu darbeyi kabul etmediklerini söylediler. Örneğin, Güney Afrika darbeyi ve hükümeti kabul etmediklerini açıklayarak Muhammed Mursi'nin yanında olduklarını dünyaya ilan ettiler. Aynı şekilde yine başka ülkeler Mısır elçiliklerinin darbe kontrolündeki yönetim değil de darbeye karşı olan ulusal birliğin yönetiminin kontrolüne vermek istiyorlar. Gerçekte Mısır'da bayrama kadar zafer elde etmezsek, bayramdan sonra çok ciddi olarak bütün meydanları dolduracak şekilde görülmemiş gösteriler olacaktır. Bu gösteriler onları bu darbeden vazgeçmeye mecbur kılacaktır. Şu an darbeciler içerisinde de anlaşmazlıklar, çatlaklıklar meydana geldi. Darbecilerin önde gelen isimlerden olan Muhammed Baradey'e karşı Mısır medyasında suçlamalar vardır. Bu da gösteriyor ki darbeciler kendi aralarında anlaşmıyorlar.
"Türkiye'de yapılan eylemlerden haberdarız"
İhvana destek olarak dünyanın birçok yerinde özellikle Türkiye'de basın açıklamaları yapıldı. Oturma eylemleri oldu. Teravih namazları meydanlarda kılındı. Bunun sizin açınızdan önemi nedir? Bunlar sizin için yeterli midir? Türkiye'de veya başka yerde size destek olan Müslümanların eylemlerinden haberdar oluyor musunuz?
El Ğamri: Özellikle Türkiye halkının bizim yanımızda durması ve farklı eylemler yapmaları haberlerinin hepsi bize ulaşıyor. Gerek Türkiye'de ve gerekse dünyanın farklı yerlerinde bize destek veren gösteriler meydana geliyor ve biz bütün bunlardan haberdarız. Aynı zamanda Hür Dava Partisi'nin (HÜDA PAR) "Gerekirse bedenlerimizle de sizinle meydanlarda oluruz" mesajını aldık. Kendilerini takdir ediyoruz ve aynı şekilde Türkiye halkına teşekkür ediyoruz. (Osman İçli, Mehmet Özcan-İLKHA)