Aç susuz yaşam mücadelesinde ölümler artıyor
Uzun yıllar süren çatışmaların ardından bir kez daha kuraklıkla dünya gündemine gelen Somali için BM’nin hazırladığı rapor yalanlarla dolu. Ulusal Kuraklık Komitesi Sözcüsü Abdurrahman İbrahim Adam, “Sadece Bay eyaletinde 2 binin üzerinde insan kuraklığa bağlı salgın hastalıktan hayatını kaybetti. Oysa BM raporunda bu rakam 232 ölüm olarak yansıtılmış” diye tepki gösterdi.
Uluslararası haber ajanslarının gündemine dahi girmekte güçlük çeken Afrika’nın kara bahtlı ülkesi Somali’de insanlık dramı yaşanıyor. 12 milyon insanın yaşadığı ülkede nüfusun yarısı açlıktan ölüm tehlikesi yaşarken, dünyayı temsil ettiği iddiasıyla kurulan Birleşmiş Milletler’in (BM), hazırladığı rapor ile Somali’de yaşanan felaketi ne kadar hafife aldığı ortaya çıktı. Mart ayının ortalarında hazırlanan rapordaki rakamları görünce ‘BM’nin Somali’de büyük yardımlar yaptığını’ düşünerek mutlu olmuştuk ki içimize bir kurt düştü. Yardımları görmek için İstanbul’dan 4 bin 350 kilometrelik mesafeyi, dünyada direkt uçuşla Somali’ye gidilebilen tek havayolu olan THY ile kat ederek başkent Mogadişu’ya indik.
AÇ SUSUZ YAŞAM MÜCADELESİ
Eş Şebab örgütünün oluşturduğu güvenlik riskinden dolayı şehirde dolaşmak mümkün olmadığı için bir günlük konaklamanın ardından ülkenin Etiyopya sınırındaki Bay eyaletinin 250 bin nüfuslu Baidoa isimli şehrine geldik. Ülkede esen terör rüzgârına rağmen Somali halkının konuksever tavırları dikkatimizden kaçmadı. Ancak çaresizlikleri, umutsuzlukları gözlerinden okunuyordu. Kuraklıktan en çok etkilenen bölgede oluşturulan irili ufaklı 140 kadar kampta konaklayan ve sayıları 100 ile bin arasında değişen mülteci nüfusun, kendi imkânları ile çalılardan iskeletini oluşturdukları 3-4 metrekarelik çadırlarda 5-6 kişi kalarak aç-susuz yaşam mücadelesi verdiğini gördük.
VARLIĞI KAĞIT ÜZERİNDE
Kamplarda ve eyaletin tek devlet hastanesi konumundaki Bay Bölge Hastanesi’ndeki içler acısı durumu görünce Ulusal Kuraklık Komitesi Sözcüsü Abdurrahman İbrahim Adam ile görüşerek olanları anlatmasını istedik. Bay Eyaleti İçişleri Bakanı da olan Adam’a BM’nin Somali raporunu sorduk. Raporun tamamen yalanlar üzerine kurulu olduğunu dile getiren Adam, “BM’nin Somali’deki varlığı maalesef sadece kâğıt üzerinde. Sahada hiç yoklar. Raporda 825 milyon dolarlık harcama yapıldığı yazılmış. Böyle bir rakamın 10’da biri dahi halk için yapılsa; hastanede ve kamplarda ölüm-kalım mücadelesi veren Somali halkının durumu böyle mi olurdu?” dedi.
SADECE ÇADIR KURDU
Harcandığı söylenen rakamın büyük bir kısmının Kenya ve Nairobi için harcandığını söyleyen Adam, “O meblağ tam anlamıyla şişirme. BM uluslararası toplumun gözünü boyamaya çalışıyor. Bahsi geçen paranın Somali kısmında nakliye ve operasyonel harcamalar var. Halka ulaşan bir yardım yok. Gıda, ilaç ve barınma gibi herhangi bir yardım yapılmadı. BM, Somali’ye çadır kurmaktan başka bir şey yapmamıştır” diye konuştu.
BM, MANİPÜLE EDİYOR
Raporun tam manasıyla bir skandal olduğuna vurgu yapan Adam, kuraklığa bağlı salgın hastalıklar sonucu ölenlerin sayısının düşük gösterilerek uluslararası toplumun yanlış yönlendirildiğini belirtti. Adam, “232 kişinin hayatını kaybettiği yazılmış. Oysa sadece Bay eyaletinde hastaneye ulaşamadan yaşamını yitirenlerin sayısı 2 binin üzerinde. BM hastaneye gelen vakaları temel alarak gerçekleri manipüle etmiştir” dedi.
Çadır var doktor yok
Bay Bölge Hastanesi’nde beslenme yetersizliği şikâyeti ile günde ortalama 70 ile 200 çocuğun malnütrisyon (yetersiz beslenme veya hastalıklara bağlı beslenme bozukluğu nedeniyle vücutta görülen değişikliklerin tamamı) servisine yattığını söyleyen hastane yöneticisi İbrahim Haşi, servis kapasitesi aşıldığı için hastane bahçesinde tedaviye devam ettiklerini söyledi. Haşi, “Salgın hastalıkların ve ağır vakaların tamamına yakını buraya yönlendiriliyor. Hastane 4 bölümden oluşuyor. Ancak maalesef bu servislerin hiç birisinde tek bir cihazımız bile yok. Acil serviste müdahale edecek ekipmanımız da yok. Zaten iki doktorla her gün yüzlerce hastayla ilgilenmeye çalışıyoruz” dedi. Hastane bahçesinde, krizin başlama döneminde uluslararası kuruluşlar tarafından kurulan iki adet çadır olduğunu söyleyen Haşi, “Çadırları kurup bizi kaderimizle baş başa bırakıp gittiler” diye konuştu. (Ajanslar)