Suud, ABD’nin kışkırtmasıyla yine İran’a karşı askeri seçeneğe yöneldi
Bugün Suriye'nin neredeyse tamamının kurtarılmasının ardından pusula aniden bir kez daha İran'a karşı askeri tırmandırmaya doğru yöneltildi. Barışçıl çözüm temelinde yürümekten bahsetmeye başlayan Riyad, Tahran'a giden Pakistan başbakanı İmran Han'ın arabuluculuğuyla barışçıl çözüm ve müzakere arayışına girmişti. Bize iyi müjdeler verdi. Savaş yok, bölge halkı askeri tırmanmadan ve füzelerden uzak sorunlarını kendi çözmeye geri dönüyor. Ve bölgede işler artık tersine dönüyor.
Bugün, İsrail işgal devletinde tüm söylemler İran'a karşı gelecek askeri saldırı ve tırmandırma etrafında dolaşıyor. İsrail ordusunda olağanüstü hal ilan edildi. ABD Savunma Bakanı Mark Esper, Riyad'a gizli bir ziyaret düzenledi. Afganistan-Brüksel yoluyla Riyad'a giden ABD'li bakan NATO toplantılarına katıldı. Esper, Bukayk'taki Suudi petrol şirketlerine düzenlenen saldırıdan İran'ı sorumlu tuttu. Suudi Arabistan ise dışişleri bakanını değiştirdi. İbrahim el-Assaf yerine Faysal bin Ferhan göreve geldi.
Peki, bölgede neler oluyor? Adil Cübeyr'in bir sözü var. Diyor ki, “Bizim İran ile müzakere etmeye ihtiyacımız yok, müzakere masasına gitmek zorunda kalana kadar İran'a karşı tüm gücümüz ve baskımızı uygulamalıyız.” Bunlar çok hızlı gelişmeler. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, İranlı ve Suriyelileri müzakere masasına oturtmaya ve barışçıl çözüm bulmaya çalışırken, Adil Cübeyr diyor ki, barışçıl çözüme gerek yok, İran'ı kendi istediğimiz sonuca mecbur bırakalım. Bize barış değil, İran'ın taleplerimizi kabul etmeye mecbur bırakacak bir savaş lazım demek istiyor.
Bir diğer mesele de, Riyad Anlaşması'dır. Hadi hükumeti güneydeki ayrılıkçılarla Yemen'in güney vilayetine ilişkin uzlaşı sağladı. Bu bağlamda BAE Aden'de yeniden konuşlanacak ve havaalanı Suudi güçlere teslim edilecek. Bunlar felaket sonuçlar gerçekten. Bu gelişmeler, bölgede önemli şeylerin sinyalini veriyor. Burada sorulacak soru şudur, Trump'ın para istemesi yüzünden bir Suudi Amerikan tırmandırması yaşanacak mı? Trump, Suudi Arabistan'dan yüzlerce milyar para istiyor. Bir anlaşmadan yüzlerce milyar dolar gelir mi? Özellikle de Suudi Arabistan'da Aramco'nun hisselerinden yüzde üçünün özelleştirilmesinden söz edilirken, böyle bir anlaşma akla uygun mudur? Trump'ın, askeri nafakaların yanı sıra 50-100 milyar dolar istemesi normal mi?
Trump, Suudi Arabistan'ı korumak için Riyad'a 3 bin asker, Patriot füze sistemleri ve yeni radarlar gönderdi. Peki, niçin 3 bin asker gönderdi? Suudi Arabistan 3 bin askerle mi korunacak? Riyad Amerika'nın 3 bin askerine mi muhtaç? Ya da Patriot sistemleri, zaten Suudi Arabistan'da vardı. Niçin ABD tekrar gönderdi? Gönderilen füzeler de zaten burada yenilgiye uğrayan füzelerdi. Niçin bunlardan daha fazla gönderi?
Peki, İsrail niçin şimdi İran'ı vurma mevzusunu gündeme taşıyor? Bu, Benyamin Netanyahu'nun hükümeti kurma başarısızlığını örtbas etmek için savaş kartlarını masaya yatırması mıdır? Bölgede savaş mı istiyor? Batı, üçüncü dünya savaşından bahsediyor. Bu çok önemli bir konudur. Bu para sağma meselesi değildir. Amerika Suriye'de yenildi. Güçlerini Suriye'den çekti. Bunlar kimin dostları? Katar, Kuveyt ve Suudi Arabistan'ın dostlarıdır. ABD'nin askeri güçlerinin kendi yanlarında olmasını istiyorlar. Trump Suriye'den yenilerek askeri güçlerini geri çekmişken, bu ülkeler niçin hala ülkelerinde ABD askeri istiyorlar? Bu gerçekten çok gariptir. Niçin ABD'nin refakatini istiyorlar. Yeni nesiller nerede?
Yeni Suudi bakanı da aynı durumdadır. Bu adam Suudi siyasetini değiştirmek için geldi. Sert bir İran karşıtıdır ve İran'a karşı tam bir bağnazdır. Bu durum sadece sıradan bir Dışişleri Bakanı değiştirilmesi olayı değildir. Bu, bölgedeki İran'a karşı en büyük gücün başına İran karşıtı bir yobazın getirilmesidir. Bu problem Suudi Arabistan'ın dış politikaları için büyük bir sorundur. Eğer İsrail ile yakınlaşırsan, askerini Filistin'e ihanet etmek için gönderirsen, Araplara da ihanet etmiş olursun. Bunu senden sadece Amerika ve İsrail ister. Sizin dışişleri politikanız sadece onların çıkarlarına hizmet ediyor. Onlar, bu şekilde Arapların pozisyonunu belirlemek istiyorlar. Manama'da deniz trafiğini koruma konferansına katılmak istiyorlar. İsrailli bir yetkili de bu konferansa katıldı.
Elbette İsrail ile askeri normalleşmeyi amaçlıyorlar. Niçin İsrail ile normalleşiliyor? Eğer siz imajınızı ve politikalarınızı değiştirmek istiyorsanız İsrail'den uzaklaşmalısınız. İsrail Körfez trafiğine neden karışıyor? İsrail Körfezi koruyacak büyük bir askeri güç değildir. İsrail, Hizbullah'ın bir füzesi ile vurduğu bir ordudur. Hizbullah 2006 yılında Beyrut sahilinde İsrail'in savaş gemisini vurdu. İsrail'in buna karşı Lübnan sahilinde tek bir filika gönderdiğini görmedik. Yani deniz silahları çok zayıftır. Bu durumda İsrail neden körfezin deniz işlerine karışıyor? İsrail, Körfez ülkelerinin babası mı? Asıl Körfez ülkelerinin koruması gereken Filistin'i yasa dışı bir şekilde işgal ediyor ve ırkçılık yapıyor. Abu Dabi, Suudi Arabistan, Bahreyn ve Katar'ı hangi hakla koruyor? Bu ciddi bir problemdir. Eğer bu ülkeler kendilerini koruyamıyorsa körfezi nasıl koruyacaklar?
Suudi Arabistan'ın, İsrail ile normalleştiği ve İsrailliler ile gizli ya da açık ilişkiler yürüttüğü sürece imajını iyileştirmesi mümkün değildir. Gerçek budur. İmajını iyileştirmek istiyorsa, Arap sokaklarındaki halkı kazanmalıdır. İlk olarak Arap ve Müslüman ülkelerin sokaklarını kazanması gerekiyor. Yemen savaşı, İsrail ile ilişkileri, Trump'a milyar dolarlar ödemesi ve İran'a karşı asla kabul edilmeyecek bir tırmandırma yapması Suudi Arabistan'ın imajını yerle bir etti. Askerinizi kendiniz konuşlandırın ve ülkenizi kendiniz koruyun, daha sonra İran ile ilişkileri düzeltin.
Amerika ancak para ve anlaşma istiyor. Niçin Kürtleri terk ederek bölgeden çekildi? Kürtler kendilerini koruması için ABD'ye para ödemişti. Trump sadece anlaşmalar yapmak istiyor. Gerçek şu ki, şimdi tırmandırma göstergeleri, Lübnan'da, Irak'ta yaşananların Amerika'nın bölgedeki planları ile ilgisi olduğuna işaret ediyor. Elbette Lübnan halkının caddelere inme hakkı vardır. Onların paralarını çalıyorlar, yolsuzluk yapıyorlar. Lübnan'ın şu anda İran'a yüz milyar dolar borcu vardır. Bu, Lübnan için önemli bir sorun. Şimdiye kadarki tüm başbakanları milyarder oldu. Necip Mikati'den Saad El-Hariri'ye kadar hepsinin milyarları var. Bu çok büyük bir sorun, ülkelerindeki insanlar açlık sınırında, yoksulluk ve işsizlik yaşıyorken nasıl milyarlar kazanırlar? Ancak bugün Seyyid Hasan Nasrallah konuşmasında gösterilere karşı elçilikler olduğunu, yabancı güçlerin Hizbullah destekçilerinden bu gösterilere katılmalarını istediğini söyledi.
Bir diğer konu ise, Irak'ta yeniden patlak veren olaylardır. Irak elbette yolsuzluk ve bozuk sistemin, yozlaşmış yöneticilerin ve sınıfçılığın iliklerine kadar yerleştiği bir ülkedir. Amerikan tanklarından hayır bekliyorlar. Biz bu ülkede istikrar istiyoruz. Yabancı güçlerin bir kez daha bu ülkenin insanlarını sömürmesini, yoksulluk fakirlik ve açlıkla baş başa bırakmasını istemiyoruz. Kuşkusuz bir şekilde toplumsal adalet istiyoruz. Tüm yolsuzluk yapanların ve insanların parasını çalanların tutuklanmasını istiyoruz. Peki, İran ile neden savaşmak istiyorlar? Allah şahit olsun ki İran her türlü saldırıya cevap verecektir. Eğer İsrail İran'ı düşük irtifada uçan seyir füzeleriyle bombalarsa, İran buna muhakkak cevap verecektir. İran'ın elinde 500 bin füze vardır.
Biz bu savaşla neye hizmet ediyoruz? Amerika'nın hayallerine mi? Amerika'nın para kazanma arzusuna mı? Biz kendi vatanımızı mı yıkacağız? Biz Lübnan'da, Irak'ta, Cezayir'de ve tüm bölgede ne için kaos yaratıyoruz? Bu kaos kimin çıkarlarını sağlıyor? Amerika, bölgenin istikrarsızlaşmasını istiyor. İsrail, hiçbir Arap ülkesinin istikrarlı olmasını istemiyor. Daima bu ülkeleri yıkmak istiyorlar. Bizim doğruları söylememiz gerekiyor. İran'ın ne Riyad'ı, ne petrol kuyularını, ne tahliye istasyonlarını, ne elektrik santrallerini ne de hiçbir Körfez ülkesini vurmasını istiyoruz. Bunu bizden isteyenler yabancı politikacılardır. Bilinçli olun, basiretli olun. Amerika'nın, Kürtleri terk ettiği gibi sizi de yüz üstü bırakmasından korkmalısınız. Allah şahit olsun İsrailliler de sizi terk edecekler. Amerika, ne dostunuz ne arkadaşınız ne de müttefikinizdir. (Raialyoum - Çeviri: Merve Soydaş)