ABD İran, Suriye ve Hizbullah’ı vurmaya mı hazırlanıyor?
Pompeo’nun ziyaretinin açıklanmayan hedefiyse, İsrail ve Amerika’nın yaklaşık bir senedir hazırlandığı ancak İşgal Devletindeki siyasi kriz yüzünden ertelenen stratejilerini pekiştirmektir. Yani, gelecek Kasım ayında yapılacak olan Amerikan Başkanlık seçimleri öncesinde ABD ile İsrail; Direniş Ekseni, Suriye, İran ve Hizbullah’a karşı ortak bir saldırı gerçekleştirebilir.
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, koronavirüs yüzünden iki aydır durdurduğu dış temas turuna yeniden başlamak için ilk durak olarak işgal atındaki Kudüs'ü seçti. Bu ziyaretin, işgalci İsrail devletinin Güney Lübnan'da Hizbullah liderliğindeki direniş operasyonları karşısında daha fazla can ve mal kaybı vermemek için tek taraflı aldığı geri çekilme kararıyla Lübnan'da yaşadığı büyük yenilginin yıldönümüne denk gelmesi dikkat çekti.
Pompeo'nun ziyaretinin beyan edilen amacı, ABD liderliğinde bir hükümetin kurulması nedeniyle dostu ve müttefiki olan Benyamin Netanyahu'yu ve ona bağlı General Benny Gantz'ı tebrik etmek ve Donald Trump yönetiminin, Ürdün Vadisi ile Batı Şeria'nın ilhakına verdiği desteği onaylamak oldu.
Pompeo'nun ziyaretinin açıklanmayan hedefiyse, İsrail ve Amerika'nın yaklaşık bir senedir hazırlandığı ancak İşgal Devletindeki siyasi kriz yüzünden ertelenen stratejilerini pekiştirmektir. Yani, gelecek Kasım ayında yapılacak olan Amerikan Başkanlık seçimleri öncesinde ABD ile İsrail; Direniş Ekseni, Suriye, İran ve Hizbullah'a karşı ortak bir saldırı gerçekleştirebilir.
***
Bu pekiştirilen stratejinin ilk maddesi, İsrailli General Gantz'ın desteğiyle Netanyahu'nun yönetimde kalmasıdır. Hedef ise İran'ın “etkisiz hale getirilmesi” ve 2000 yılında aldığı yenilgiyle zayıflayan, 2006 Savaşındaki ikinci hezimetiyle de tamamen buharlaşan İsrail'in askeri prestijini geri kazandırmaktır.
Bugünlerde İsrail liderliğini endişelendiren ve İran'a karşı ABD projesine sımsıkı sarılmaya sevk eden dört sebep vardır:
Birincisi: Son olarak karadan yörüngeye askeri uydu fırlatan İran'ın askeri gücünün giderek büyümesi İsrail'i endişelendiren sebeplerin başında geliyor. Bilindiği üzere İran'ın uydusu Amerika ile İsrail'in bölgedeki tüm hareketlerini takip edecektir.
İkincisi: İran liderliğindeki Direniş Ekseni, kuzeydeki üç cephede İsrail'i çember altına almıştır. Saldırı yeteneğini güçlendiren ve füze cephanesini kat kat artıran Hizbullah, Suriye Savaşına katıldıktan sonra eşsiz bir savaş deneyimi kazanmıştır. Öyle ki, işgal altındaki Golan Tepelerinin karşısında yer alan Kuneytra bölgesinde ve civarındaki İran ve Hizbullah'a ait üslerin varlığı bunu doğruluyor.
Üçüncüsü: Petrol fiyatlarının çöküşü ve gelirlerinin yok olması, Suudi Arabistan Krallığının yaşadığı finansal sorunlar, en güçlü silahı olan finans gücünü kaybetme olasılığı ve tüm bunların iç krizler şeklinde yansıması gibi nedenlerden dolayı bölgesel ılımlı Arap ekseninin konumu ile gücünde düşüş beklenmektedir.
Dördüncüsü: Kızıldeniz'in doğu kıyısında ve özellikle Bab el-Mendeb'de Husi Ensarullah tarafından temsil eden beklenmeyen yeni bir güç ortaya çıktı. Muazzam bir balistik füze ve insansız uçak yeteneğine sahip olan bu yeni güç, Akabe Körfezi'ndeki İsrail gemileri için ciddi tehdit oluşturmaya başladı.
İsrail Savaş Bakanı Naftali Bennet geçtiğimiz günlerde yaptığı bir açıklamasında, İsrail'in Suriye'ye saldırılarının, İran'ın askeri güçleri ve danışmanlarıyla Suriye'den çıkana kadar devam edeceğini söyledi. Bu açıklama, patlayıcı bir unsur ya da Amerika ile İsrail'in olgunlaşmasını bekledikleri saldırı planına işaret ediyor olabilir. Belki de önümüzdeki Perşembe günü Pompeo geldiğinde bu plan uygulanmaya hazırlanıyordur.
***
Netanyahu, Pompeo ve onlara sihir yapmayı öğreten efendileri Trump'ın bilmediği bir şey var, maddi güç daima zaferi garantileyen bir sigorta poliçesi değildir. Aksi takdirde İsrail ordusu 20 yıl önce Güney Lübnan'dan yenilerek kaçmaz ve 2006 yılında yenilmez ordu efsanesi yıkılmazdı.
İsrail'in Ürdün Vadisi ve Batı Şeria'yı ilhakı Filistinlileri İntifada için harekete geçirebilir ve eski asaletlerine geri dönerek İsrail'in en zayıf tarafında yani Batı Şeria'da savaşın fitilini ateşe verebilirler. İran'ın ABD'ye ait Global Hawk tipi casusluk uçağını düşürmesi, Irak'taki Ayn'ul Esed askeri üssünü vurması, Husi İHA'larıyla Suudi Arabistan'daki petrol üretim tesislerini tahribi gibi sert ve etkili cevaplar vermesi, Amerika ile İsrail'in planlarını başarısızlığa uğratacak kudrete sahip olduğunu gösteriyor. İran bu planlarından ötürü Yahudi devletinin sonunu dahi getirebilecek ağır bir bedel ödetecek güce sahiptir.
(Abdulbari Atvan, Raialyoum - Çeviri: Merve Soydaş, Medya Şafak)