Kazakistan’daki gerilim ve ABD’nin tavrı
Kazakistan’daki gerilim ve gösterilerin değişen seyri, Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) Orta Asya’ya yönelik hesaplarını getirdi akla hemen. Çünkü Afganistan’da büyük bir yenilgi ve itibar kaybı yaşayan ABD’nin Orta Asya’da üs arayışında olduğu, bu yolla bölgede etkinliğini artırmak istediği, Çin ve Rusya’nın arasına girerek, hem bu iki ülkeyi hem de bölgeyi istikrarsızlaştırmak için fırsat kolladığı biliniyor.
Dahası var. ABD Başkanı Joe Biden, görev başında birinci yılını doldurdu. 2022’de de ara seçimler var. Biden; tüm iddialı vaatlerine, sözlerine karşın, salgın hastalıkla mücadelede, ekonomide, dış politikada pek bir başarı ortaya koyamadığından, dış politikada ses getirecek bir başarıya ihtiyacı var, hem de en kısa sürede. Fakat bu da mümkün görünmüyor. Hatta Trump döneminin dış politikasını, özellikle Orta Doğu politikasını izlediği gerekçesiyle eleştiriliyor.
Kazakistan’da da ABD’nin istediğini alması zor. Çünkü ABD; 2000’li yılların başında renkli, turuncu devrimler yapan ABD değil. Yoruldu, yıprandı. Dünya da o dönemin dünyası değil. Aynı zamanda Kazakistan’la sınırdaş olan Rusya ve Çin de, 20 yıl öncesine nazaran çok daha etkililer. ABD; İran’la yürüttüğü nükleer müzakerelerde beklediğini alamadı şimdiye dek. Suriye’de de Biden döneminde bir şey değişmedi. Rusya ve Çin’e karşı hamle üstünlüğü elde edemedi. Enerji ve gıda fiyatlarındaki artış da halkın Biden yönetimine karşı güvenini sarstı, öfkesini artırdı.
Bu tablo, en başta da ekonomik tablo ve salgın hastalık (önümüzdeki birkaç ayda, salgın hastalıktan kaynaklanan ölümlerin 1 milyonu bulacağını söylüyor uzmanlar) Biden yönetimini zorluyor. Cumhuriyetçi Parti’yi ise umutlandırıyor. Kongre’nin her iki kanadı için Kasım 2022’de yapılacak ara seçimler (435 koltuk bulunan Temsilciler Meclisi’nin tamamı, 100 koltuk bulunan Senato’nun üçte biri değişecek) öncesinde, Cumhuriyetçiler hem Temsilciler Meclisi hem Senato’da çoğunluğu alacaklarını öne sürüyorlar. Anketler de Cumhuriyetçileri ortalama 2,5 puan önde gösteriyor. Bu da, Biden için, 2024 seçimlerinde şansının azalması anlamına geliyor.
ABD’NİN HESABI TUTAR MI?
ABD; Kazakistan’da istikrarsızlığı büyütüp, bir yanıyla Rusya’yı diğer yanıyla Çin’i kuşatma hesabı yapsa da, nesnel olarak bunu yapabilecek takati yok. Ukrayna’da, Libya’da, Suriye’de Rusya’yla karşı karşıya gelen, Belarus’a çullanarak Rusya’yı sıkıştırmaya çalışan, Çin’i yakın çevresinden kuşatmak için ittifak üstüne ittifak kuran ABD’nin, bunları yapabilecek gücü yok. Rakiplerine geri adım attıracak kuvveti, müttefiklerini ABD’nin yanında hizaya sokacak etkisi, nüfuzu yok.
O nedenle Kazakistan’daki gelişmeleri hem bölgesel dengeleri hem de ABD’nin bölgeye yönelik hesaplarını gözeterek izlemekte yarar var. Türkiye’nin ve Türk dünyasının yapması gereken; Kazakistan’ın bağımsızlığı, bütünlüğü, egemenliği, siyasal birliği ve istikrarına sahip çıkmak. Kazakistan’ın sorunlarının, dış güçlerin yönlendirmesi ve dayatmasıyla değil, yalnız ve ancak Kazak halkının iradesiyle çözülebileceğinin altını çizmek.
(Barış Doster, CRI)