Avrupa İstihbaratında 5G paniği
Avrupa istihbarat birimleri, 5G teknolojisinin özellikle dinleme ve yer tespitinde istihbarat servislerini zayıflatacak bir kapasiteye sahip olduğu uyarısında bulundu. Fransız Le Monde gazetesinde yayınlanan raporda, 5G'nin terörle mücadele ve suçlu takibinde polisin elini zayıflatacağı belirtildi
Çin telekom devi Huawei'yi yasaklayan ABD, geçen Mart ayında Avrupa Birliği'nden, 5G teknolojisinin Huawei ile yapılmasına karşı çıkmalarını istemişti. Bu nedenle AB yetkililerine ciddi oranda baskı da yapıldı.
Çin Devlet Başkanı Xi Jinping'in ziyaretinin hemen ardından bu konuda toplanan Avrupa Komisyonu, ABD’nin "istihbarat ve stratejik sektörlerde tehlike yaratacağı" baskısına rağmen 5G teknolojisi konusunda yasak getirmeyi reddetti.
Ancak AB ülkelerinin istihbaratları tarafından hazırlanan bir rapor, tehlikenin yalnızca istihbarat alanıyla sınırlı kalmadığını ortaya çıkardı. Avrupa istihbarat birimleri, 5G teknolojisinin özellikle dinleme ve yer tespiti konusunda, istihbarat servislerini zayıflatacak bir kapasiteye sahip olduğu uyarısında bulundu. Fransız Le Monde gazetesinde yayınlanan raporda, 5G teknolojisinin terörle mücadele ve suçlu takibinde polisin elini zayıflatacağı belirtildi.
AB Terörle Mücadele Koordinatörü Gilles Kerchove, geçen hafta Lüksemburg'da toplanan içişleri bakanlarına "5G Risk Çalışması Raporu"nu sundu. Avrupa Polis Teşkilatı Europol ve Siber Güvenlik Ajansı ile ortak hazırlanan rapor, Ekim ayında yeni göreve başlayacak olan AB Komisyonu’na sunulacak.
Huawei firmasının Çin devleti ile organik bağlantısı olduğu şüphesi, istihbarat amaçlı kullanılma riski ve genel güvenlik riskleri olup olmadığı konusundaki risk etüdü raporunun sunumunun ardından AB, 5G güvenliği konusundaki standartlar ve asgari kuralları belirleyecek.
5G teknolojisinin yarattığı zorluklar neler?
Rapora göre, 5G teknolojisinin yaratacağı en önemli zorluk, bu yeni ağ ile cep telefonlarının tanımlanması ve yerlerinin tespit edilmesinin büyük ölçüde karmaşık hale gelmesi. Yeni sistem, "şifreleme işlemini", yani IMSI olarak adlandırılan ve bir mobil ağın her aramada, telefon kullanıcısını tanımlamasını sağlayan, her kullanıcıya ait özel kod numarası olan Uluslararası Mobil Abone Kimliği'nin (International Mobile Subscriber Identity) okunmasını imkansız hale getiriyor. IMSI kodu, operatör tarafından belirleniyor, telefonların 'sim kartında' saklanıyor ve kullanıcı tarafından bilinmiyor.
Bir şüpheliyi tanımlamak, bulmak ya da yerini belirlemek için polis, telekom şirketlerinin sorgulama yöntemini kullanıyor. Telekom şirketinden, polisin verilere nasıl erişileceği hakkında bilgi alması içinse, hakim kararı isteniyor. Bu kod numarası olmadan polisin bir kullanıcıyı belirlemesi ya da izlemesiyse fazlasıyla karmaşık bir hale geliyor.
Veri güvenliği mi toplum güvenliği mi?
Bireysel verilerin korunması ve toplumdaki güvenlik ihtiyacı arasındaki denge tartışması devam ediyor. İstihbarat uzmanları, her halükarda başkalarını tanımlamak için kullanılan veriler olarak tanımlanabilecek 'meta veriler' aracılığıyla, kullanıcının takip edilmesinin mümkün olabileceğini ancak, "kimin, ne zaman, neden ve nereden aradığını tespit etmenin çok güç olacağını" dile getiriyor.
Raporda yer alan ikinci önemli engelse, 5G teknolojisi, cep telefonu titreşimlerini kaydeden, uzaktan bilgi alabilen ya da kullanıcıların hareketlerini gözetlemeyi sağlayan ‘’avcı alıcıların" kullanımını zorlaştıracak ve güvensiz hale getirecek. 4G dahil mevcut sistemlerin zayıflıklarından yararlanan bu sahte röle antenleri, yalnızca şüpheliler yerine, menzilindeki tüm insanları hedef aldıkları için eleştiriliyor. Ancak Europol, yasal gözetleme için bu alıcı antenlerin vazgeçilmez olduğunu savunuyor.
Bununla birlikte, yeni 5G teknolojisi, hem kullanıcılara, hem de operatörlere, IMSI avcısı alıcıları tespit etme imkanı tanıyacak. Bu da Avrupa Polis Teşkilatı uzmanlarının hala "en önemli operasyonel ve taktiksel araştırma aracı" olarak tanımladığı işlevlerini azaltacak.
Güvenlik birimlerinin bir başka endişesi ise, 5G ağının mimarisi ve özellikle çeşitli faaliyet sektörlerinin özel ihtiyaçlarını daha iyi karşılamayı amaçlayan 'sanal kesim' adlı hizmetinin "güvenilirliği, bant genişliği ve yanıt süresi" ile ilgili kaygıları. Ortak bir platformda, belki de farklı mevzuatlara tabi olan, ulusal veya uluslararası pek çok telefon operatörü sistemde bir arada bulunacak. Her operatörün tabii olduğu farklı yasal uygulama ya da kurallar, polisin görevini daha da zorlaştıracak.
Edge-Computing korkusu
Yeni 5G teknolojisinin sunduğu "Edge-Computing" adı verilen yeni bir özellik daha güvenlik açısından tedirgin edici bulunuyor. Bu hizmetle 5G kullanıcıları, bir operatörün merkezi ağından geçmeden, cihazların birbirleriyle doğrudan iletişim kurması sağlanıyor. Bu yeni sistemin avantajı hızlı ve güvenli iletişim. Ama bu aynı zamanda polis için daha az istihbarat sahibi olma anlamına geliyor.
Europol ve AB terörle mücadele koordinatörü Gilles Kerchove, bütün bu endişelerin giderilmesi için gerekli yanıtların ortaya konması, yeni teknoloji için daha katı standartlar ve yasal düzenlemeler getirilmesi gerektiğini belirtiyorlar. Yeni yasal düzenlemeyle kararların sadece telekom endüstrisi tarafından alınmasının önüne geçilmesi, daha fazla denetim ve ortak kurallar belirlenmesini istiyorlar.
Statewatch: "Konu kamuoyunda tartışılmalı"
Raporda, yakında 20 milyar telefonun bağlanacağı 5G teknolojisinin, güvenlik güçleri tarafından kullanımı konusunun, toplumda çok az tartışıldığına da dikkat çekiliyor. Bireysel özgürlükleri savunan İngiliz sivil toplum kuruluşu Statewatch tarafından yapılan bir çalışma, 5G’nin İngiliz güvenlik birimlerinde "gerçek bir panik" yarattığının altı çiziliyor .Statewatch, 5G'nin çok daha 'istilacı ve tehdit edici' yeni teknikler taşıdığını belirterek, bu konunun, güvenlik güçlerinin ihtiyaçlarını da göz ardı etmeksizin, mutlaka kamuoyunun tartışmasına açılarak, tüm boyutlarıyla ele alınması gerektiğini belirtiyor. (VOA)