Hariri'den bol 'sünni'li vurgulu 'iç savaş' çıkışı
Lübnan eski Başbakanı Saad el-Hariri, ülkenin iç savaşa sürüklenebileceği 'uyarısında(!)' bulundu. "Lübnan'daki sorunun kaynağının Hizbullah" olduğu heyezanında bulunarak ABD-İsrail-Suud-BAE ittifakına bir kez daha göz kırptı.
Özel bir yerel televizyon kanalına röportaj veren Hariri, Beyrut sokakları ile Baalbek ve Hermel'de görülen silahlanma ve 'askeri şovlar' nedeniyle ülkenin çökmesinden endişe ettiğini belirtti.
Konuşmasında bol bol "Sünni"lik vurgulu cümleler kuran Hariri'nin, Suriye'ye dayatılan savaşı da "mezhep merkezli" değerlendirmesi ve Lübnan'ın "Suriye gibi bir yıkım"a uğrayabileceği iddialarını dile getirmesi, Hariri'nin bir kez daha ABD-İsrail-Suud-BAE ittifakına göz kırpması olarak değerlendirildi.
Suriye'deki "Sünnilerin başına gelenlerin Lübnan'daki Sünnilerin başına gelmesini" istemediğini vurgulayan Hariri, "Bazıları beni güçsüz gördü. Suriye'de neler olduğunu gördüler mi? Sünnilerin yüzde 85'i şimdi nerede? Lübnanlıların, Suriye halkının çektiği sıkıntıları çekmesine ben sebep olmayacağım." diye konuştu.
Suriye'de 2011 yılından beri yaşananları "barışçıl devrim" olarak niteleyip Suriye'ya dayatılan yıkıcı savaşa "desteğini" açıklayan Hariri, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad için de "hiç kimsenin işlemediği suçları işleyen" kişi dedi.
Hariri'nin, İsrail işgali altında olan Lübnan toprakları ve İsrail'in işgalci tutumu hakkında bir açıklamada bulunmaması dikkat çekti.
Saad Hariri 4 Kasım 2017 yılında, Suudi Arabistan'da Veliaht Muhammed bin Selman tarafından eline tutuşturulan kağıt ile bir TV kanalında canlı yayında Lübnan Başbakanlık görevinden istifa ettiğini açıklamış, gerekçe olarak da "Hizbullah ve İran"ı göstermişti. Hariri, bu şekilde bir başka ülkede bulunurken (esir edilerek) istifa ettirilen ilk başbakan olma özelliğini aldı.
İstifa duyurusundan dakikalar sonra Hizbullah genel sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah'ın, "Hariri'nin Suudi Arabistan'da esir edildiği, bundan dolayı istifasını kabul etmediklerini ve başbakanlarının derhal serbest bırakılması gerektiğini" duyurması, Suudi Arabistan merkezli ve ABD-İsrail'in öncülüğündei oynanan yeni bir fitne planını daha başarısız kılmıştı. (Ajanslar/Hürseda Haber)