Modi hükümetinin insanlık dışı tutumu ABD raporunda: Müslümanlara hastane yasağı
Yaklaşık 200 milyon Müslümanın yaşadığı Hindistan'da 2019 yılından beri Başbakan Modi, sistematik ayrımcılık, önyargı ve şiddet uyguluyor.
Yaklaşık 200 milyon Müslümanın yaşadığı Hindistan'da 2019 yılından beri Başbakan Modi, sistematik ayrımcılık, önyargı ve şiddet uyguluyor. İstihdam, eğitim ve barınma gibi konularda ayrımcılığa maruz kalan Müslümanlar, sağlık hizmetlerine ve temel hizmetlere de erişemiyor.
ABD merkezli düşünce kuruluşu Dış İlişkiler Konseyi (CFR), yaklaşık 200 milyon Müslümanın yaşadığı Hindistan'da Başbakan Narendra Modi ve partisinin iktidara gelmesinden bu yana Müslümanların karşı sistematik ayrımcılık, önyargı ve şiddetle karşı karşıya kaldığını öne süren bir makale yayınladı.
Lindsay Maizland tarafından yazılan makalede, uzmanların Hindu milliyetçiliği güden Hindistan Halk Partisi (BJP) iktidarında Müslümanların anayasal haklarına rağmen ayrımcılığa uğradığını söylediği ileri sürülüyor.
2014'ten beri görevde olan Modi'nin 2019'da yeniden seçilmesinden bu yana hükümete karşı, açıkça Müslümanların haklarını göz ardı eden ve milyonlarca Müslümanı haklarından mahrum etmeyi amaçladığı söylenen tartışmalı politikalar izlediği eleştirileri geliyor. Müslümanlara yönelik şiddetin daha yaygın hale geldiği Modi yönetimindeki Hindistan'da protestolara neden olurken uluslararası kınamaları da beraberinde getirdi.
Makalede, Hindistan'ın 70 yıllık anayasasının sosyal eşitliğin sağlanması dahil birçok eşitlikçi ilke barındırdığı, hatta önsöze 1976 yılında laik kelimesi eklendiği, ancak anayasanın açıkça din ve devlet işlerinin ayrılmasının gerektirmediği ifade edildi.
Yazar Maizland'ın makalesinde, "Ayrımcılıktan uzak laik bir devlet tasavvur eden Gandhi, 1948'de bir Hindu milliyetçisi tarafından öldürülmüştü" ifadeleri yer aldı.
Hindistan'daki Müslümanlar "istihdam, eğitim ve barınma gibi konularda ayrımcılığa maruz kaldılar. Birçoğu siyasi güç ve zenginlik elde etmenin önünde engellerle karşılaşıyor ve sağlık hizmetlerine ve temel hizmetlere erişimden yoksun. Dahası, anayasal haklara rağmen ayrımcılığa maruz kaldıktan sonra haklarına sahip çıkmak için sıklıkla mücadele ediyorlar".
Müslümanların 2019 seçimlerinden sonra mecliste yalnızca yüzde beş oranında temsil edilmesinin sebebi kısmen, "hiçbir Müslüman üyesinin mecliste bulundurmayan BJP'nin yükselişine" bağlanıyor.
Hindistan merkezli sivil toplum kuruluşu Common Cause tarafından hazırlanan 2019 tarihli bir raporda, ankete katılan polislerin yarısının Müslümanlara karşı önyargılı düşünceleri olduğu, dolayısıyla bu polislerin Müslümanlara karşı işlenen suçları durdurmak için müdahale etme olasılıklarının daha düşük olduğunu ortaya koydu. Makalede, Müslümanlara saldıranların cezasız kaldığı, özellikle son yıllarda, mahkemeler ve hükümet organları bazen Hinduları Müslümanlara karşı şiddete karışmakla suçlayan mahkûmiyet kararlarını bozduğu veya davaları geri çektiği iddia ediliyor. Hindistan'ın eyaletlerinin din değiştirme karşıtı yasalar ve okulda başörtüsü takma yasakları da dahil olmak üzere, Müslümanların dini özgürlüklerini kısıtlayan yasaları gittikçe daha çabuk kabul ettiği öne sürülüyor.(Ajanslar)