Yoksulluk ve hapisten devlet başkanlığına Lula da Silva
Derin fakirlik ve yoksulluktan Brezilya devlet başkanlığına yükselen Luiz Inacio Lula da Silva, 77 yaşında Latin Amerika'nın en büyük ekonomisinin lideri olarak dünya çapında ses getiren bir dönüş yaptı.
Yoksulluktan Brezilya devlet başkanlığına yükselen Luiz Inacio Lula da Silva, 77 yaşında Latin Amerika'nın en büyük ekonomisinin lideri olarak dünya çapında ses getiren bir dönüş yaptı.
Üçüncü dönemini kazanmak için yarışan aşırı sağcı Jair Bolsonaro'yu 'kıl payı' geçen Lula, sadece 18 ay önce tartışmalı bir yolsuzluk skandalı ile hapsedilmiş bir siyasiydi.
İşçi Partisi'ne karşı duyulan tepkiler, Bolsonaro'yu 2018'de göreve getirmişti ancak kendisinin iğneleyici açıklamaları ve kutuplaştırıcı politikaları nedeniyle bir süredir Brezilyalılar günlük yaşamlarında huzur bulamıyordu.
İklim değişikliğini inkar eden, Amazon ormanlarının katledilmesine göz yuman, aşılar konusunda komplo teorilerini seslendiren ve bu nedenle Brezilya'yı Covid-19'un en sert vurduğu ülkelerden biri haline getiren Bolsonaro ırkçı, cinsiyetçi ve homofobik görüşleri ile hızla popülerliğini yitirdi. Lula ise kampanyası sırasında ülkeyi dolaştı ve genç seçmenleri cezbedecek söylemler geliştirdi. "Brezilya halkının tekrar gülümseyebilmesi için bu ülkeyi düzeltmemiz gerekiyor" dedi.
Onun yönetimi altında, Brezilyalıların hafta sonları "picanha yiyip bira içmeye" geri dönebileceklerini ve yeniden sığır eti yiyebilecek imkanlara kavuşacaklarını ifade etti. Ülkedeki yüksek enflasyon halkın büyük kesiminin belini bükmüş durumda.
Karizması ve sevilen söylemleri ile Lula, kampanyalar boyunca seçimin favorisi görünüyordu ancak seçim sonuçları o kadar birbirine yakın çıktı ki, Lula'nın neredeyse şans eseri kazandığı düşünülüyor.
"Ülkeyi birleştireceğim"
Sonuç belli olduktan sonra Sao Paulo'da gazetecilerin sorularını yanıtlayan Lula, ülkeyi ciddi anlamda kutuplaştıran seçim sürecinden sonra Brezilya'yı birleştireceğine dahil söz verdi.
"Barış, sevgi ve umut zamanında yaşayacağız" diyen 77 yaşındaki Lula, "Bölünmüş ve sürekli savaş halinde olan bir ülkede yaşamak kimsenin çıkarına değil. 215 milyon Brezilyalıya liderlik yapacağım, sadece bana oy verenlere değil. İki tane Brezilya yok. Tek bir ülkeyiz, tek bir halkız; büyük bir milletiz!" dedi.
Lula, 2010 yılında görevden ayrıldığında emlak sektörü kaynaklı bir ekonomik büyümeye liderlik ederek 30 milyon insanı yoksulluktan kurtarmış olan mavi yakalı bir kahramandı.
Lula'nın 2003-2010 yönetimi sırasında radikal 'solculuk' oynayacağı düşünülüyor ve bundan endişe duyuluyordu. Fakat Lula çığır açan sosyal programları ile piyasa dostu ekonomi politikalarını birlikte yürüttü. Hiç kimsenin beklemediği kadar ekonomide liberal politikaları oldu.
Ilımlı ve pragmatik bir lider olarak ün kazanan Lula ayrıca Brezilya'yı uluslararası sahnede önemli bir oyuncu haline de getirdi ve Brezilya'nın 2014 Dünya Kupası ve Rio de Janeiro'daki 2016 Olimpiyatları'nın ev sahipliğini kazanmasına yardımcı oldu.
Görev süresinin sonunda, onay oranı benzeri görülmemiş bir yüzde 87'de kaldı.
Nasıl hapse girdi?
Ancak daha sonra, Brezilya'nın en etkili politikacılarından, şirket yöneticilerinden ve İşçi Partisi'nden bazılarını içine çeken, devlete ait petrol şirketi Petrobras merkezli büyük bir yolsuzluk skandalı patladı.
Lula, Petrobras ihale ve sözleşmelerine erişim sağlamak karşılığında komisyon aldığı yönündeki suçlamaları hep reddetti ancak Bolsonaro 2018'de kazanınca hapse atıldı. Temyiz sonrası serbest bırakılmadan önce 18 aydan fazla hapis yattı.
Mahkumiyeti, davanın baş yargıcının taraflı olduğunu tespit eden Yüksek Mahkeme tarafından geçen yıl iptal edildi.
Dünyadan tebrikler
Birçok dünya lideri, sonuçların açıklanmasından hemen sonra tebrik mesajları yayınladı.
ABD Başkanı Joe Biden "seçimlerin adil olduğunu" belirtirken, Kanada Başbakanı Justin Trudeau, Fransa Başbakanı Emmanuel Macron, Meksika lideri Andrés Manuel López Obrador ve Arjantin Cumhurbaşkanı Alberto Fernández tebrik mesajları yayınladılar.
Dünya liderlerinin bu kadar hızlı tepki vermesinin arkasında Bolsonaro'nun seçim sonuçlarına karşı çıkıp ülkeyi kaosa sürüklemesi korkusu olduğu düşünülüyor.
Eski bir asker olan aşırı sağcı Bolsonaro'nun döneminde Brezilya'nın demokratik kurumlarının zayıfladığı görülmüştü. Bu sebeple Brezilya'da birçok kişi pazar günü yapılan oylamayı "kader seçimi" veya "Brezilya tarihinin en önemli seçimi" olarak nitelendiriyordu.
Bolsonaro'nun kaybetmesi halinde seçim sonuçlarını kabul etmeyeceği de ileri sürülüyordu ve aşırı sağcı lider, henüz yenilgiyi kabullenen bir açıklama yapmış değil. Nitekim, seçimden önce Bolsonaro, "anormal" bir sonuç olursa itirazda bulunacağını ifade etmişti.
Yoksulluktan cumhurbaşkanlığına
Lula, kuzeydoğudaki kurak Pernambuco eyaletinde okuma yazma bilmeyen bir çiftçi ailesinin sekiz çocuğundan yedincisi olarak derin bir yoksulluk içinde büyüdü.
Yedi yaşındayken ailesi, sanayinin kalbi olan Sao Paulo'ya göç dalgasına katıldı.
Lula, 14 yaşında metal işçisi olmadan önce ayakkabı boyacısı ve fıstık satıcısı olarak çalıştı.
1960'larda bir iş kazasında parmağını kaybetti.
Sendikasının başına geçmek için hızla yükseldi ve 1970'lerde o zamanki askeri diktatörlüğe meydan okuyan büyük grevlere öncülük etti.
1980'de, dokuz yıl sonra İşçi Partisi'ni kurdu.
Lula, 1989'dan 1998'e kadar üç seçim kaybetti, sonunda 2002'de ve dört yıl sonrasındaki seçimlerde arka arkaya başarılı oldu. Bu son seçim, altıncı kampanyasıydı.
İki eşini de kaybeden beş çocuk babası Lula, kendisi de gırtlak kanserinden kurtuldu. Son olarak 2017'de felç geçiren kırk yıllık eşi Marisa Leticia Rocco'yu kaybetti.
Lula, Mayıs ayında evlendiği sosyolog ve aktivist Rosangela "Janja" da Silva ile birlikte yaşıyor. (Ajanslar)