Etiyopya'da ateşkes sonrası dönemde etnik ayrımcılık sorunlarına öncelik veriliyor
Etiyopya'da yaklaşık 600 bin kişinin hayatını kaybettiği ve iki milyondan fazla kişinin evini terk etmeye zorlandığı iki yıllık iç savaşın ardından ateşkesle başlayan yeni dönemde etnik ayrımcılıkla ilgili sorunlara öncelik verildiği belirtiliyor.
"Etiyopya'da iç savaşın sona ermesi ve nihayet istikrarın sağlanmasında Başbakan Abiy Ahmed faktörünün önemli olduğunu düşünüyorum. Savaştan önce ve sonra aldığı bazı kararlar ülkedeki etnik ayrımcılığı bitirmek istediğini gösteriyor"
Etiyopya'da yaklaşık 600 bin kişinin hayatını kaybettiği ve iki milyondan fazla kişinin evini terk etmeye zorlandığı iki yıllık iç savaşın ardından ateşkesle başlayan yeni dönemde etnik ayrımcılıkla ilgili sorunlara öncelik verildiği belirtiliyor.
Etiyopya'da ithalat-ihracat ve yatırım danışmanlığı yapan iş insanı Şükür Yusuf Wussen, AA muhabirine, Başbakan Abiy Ahmed'in eyaletlere bağlı özel kuvvetleri yeniden yapılandırma kararı ve ateşkes sonrası Etiyopya'daki son duruma ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Wussen, ateşkesin Afrika Birliğinin arabuluculuğuyla 2 Kasım 2022'de Federal Hükümet ile Tigray Halk Kurtuluş Cephesi (TPLF) arasında Pretoria Anlaşması'yla sağlandığını anımsatarak, "Etiyopya'da iç savaşın sona ermesi ve nihayet istikrarın sağlanmasında Başbakan Abiy Ahmed faktörünün çok önemli olduğunu düşünüyorum. Kendisi iç savaş sırasında kararlı duruş sergiledi. Savaştan önce ve sonra aldığı bazı kararlar ülkedeki etnik ayrımcılığı bitirmek istediğini gösteriyor." diye konuştu.
Ülkede eskiden başbakanın sadece 4 eyaletteki ana partiden (Amhara, Tigray, Oromiya ve Güney Halkları) aday olabildiğini aktaran Wussen, "Eskiden başbakan sadece 4 ana eyalet partilerinden seçilirdi. Somali, Afar gibi eyaletler başbakan adayı çıkaramazdı. Bu da temsilde eşitsizlik yaratıyordu. Abiy Ahmed, iç savaştan önce bu sistemi değiştirdi. Yeni sistemde tek ulusal parti var ve bu partiye her etnik gruptan kişi katılarak başbakan seçilebilir." ifadesini kullandı.
"Ateşkes sonrası etnik ayrımcılıkla ilgili sorunlar öncelikli"
Wussen, Etiyopya'da ateşkes sonrası başlayan yeni dönemde etnik ayrımcılıkla ilgili sorunların daha fazla dile getirildiğini kaydederek, hükümetin son olarak etnik kökenlere göre ayrışmış eyaletlerdeki silahlı birlik "özel kuvvetleri", ulusal güçlere entegre etme kararı aldığını söyledi.
Her eyalette bulunan ve bazen diğer eyaletlerle çatışmaya giren eyalet özel kuvvetlerine ilişkin Wussen, şu değerlendirmede bulundu:
"Eyalet özel güçleri son yıllarda çok fazla silahlanmaya başlamıştı hatta bazen federal hükümete kafa tutuyorlardı. Son olarak iç savaşta hükümete karşı savaştılar. Diğer yandan eyaletler arası seyahat eden kişilere, kurdukları karakol ve teftiş merkezi gibi yerlerde, sırf o kişiler kendi etnisitelerinden olmadığı için zorluk çıkartıyorlardı. İnsanların hiçbir sebep gösterilmeksizin saatlerce bekletildiğine şahit oldum."
Wussen, bu kararla özel kuvvetlere; orduya, federal polise ya da bölge polisine katılma hakkı verildiğine dikkati çekerek, "Bu, geç alınmış bir karar. Etiyopya halkı eyaletlere bağlı özel kuvvetlerin ayrımcı uygulamalarından çok çekti. Bunun değişecek olması umut verici. Kararın ülkede etnik kökene dayalı ayrımcılığı azaltmasını umuyorum." görüşünü paylaştı.
Kararın, Amhara eyaletinde rahatsızlığa yol açtığını ifade eden Wussen, "Amhara bölgesindeki Fano milisleri, Tigray bölgesiyle yaşadıkları sınır anlaşmazlıkları istedikleri gibi çözülmediği gerekçesiyle ulusal güçlere entegre edilmeyi reddetti. Oromo milis güçleri (Oneg Shene) ise federal hükümet tarafından ihanete uğradıkları ve yönetimde yeterince güçlü olmadıklarını düşünüyor. Bu yüzden nadir de olsa gerilim yükselebiliyor." diye konuştu.
Wussen, Abiy Ahmed hükümetinin bu gruplarla görüşmeyi sürdürdüğünü belirterek, şunları kaydetti:
"Etiyopya'da hayatın normale dönmesi için yoğun çaba var. İki yıl süren ve yüz binlerce kişinin hayatını kaybettiği iç savaş, Etiyopya gibi etnik çeşitliliğin fazla olduğu bir ülkede daha büyük risklerin neler olabileceği hakkında yeterince fikir verdi. Bunu dikkate almamız gerekiyor."
İç savaş sonrası Etiyopya'da özellikle Tigraylara yönelik artan nefret söylemine de değinen Wussen, sözlerini şöyle tamamladı:
"İç savaş sırasında Tigray, Kuzey Afar ve Amhara bölgelerinde yaşayan çok sayıda kişi ülkenin farklı bölgelerine göç etmek zorunda kalmıştı. Özellikle savaştan önce Amhara ve Afar bölgesine göç eden Tigraylar çok zorluk çekti. Tigray milis güçlerinden oldukları ve casusluk yaptıkları gibi haksız suçlamalarla karşı karşıya kaldılar. Bazı bölgelerde ayrılıkçı olmakla suçlandılar hatta tutuklananlar bile oldu. Bu toplum baskısı bazı bölgelerde hala devam ediyor."
Ne olmuştu?
Ülkenin kuzeyinde 2020-2022 yıllarında süren iç savaşta binlerce kişi hayatını kaybetmişti. Etiyopya hükümeti ile Tigray güçleri arasında Kasım 2022'de, çatışmaların sona erdirilmesi için anlaşma imzalanmıştı.
Barış anlaşmasıyla TPLF silah bırakmış ve ardından hükümet TPLF'yi terör örgütü listesinden çıkarmıştı.
Eyalette son olarak TPLF'nin öncülüğünde geçici yönetim kurulmuştu. (AA)