Filistin-Mısır ekonomik görüşmelerine dair siyasi uyarılar
"Kahire, Ramallah’taki uluslararası meşruiyete sahip Filistin hükümetinin öneminin farkında. O yüzden Kahire ayrıca Filistinlilerin veya bölgenin herhangi bir eleştirisinden kaçınmaya çalışmaktadır."
Mısır’ın başkenti Kahire, geçen mayıs ayının sonunda Filistin Başbakanı Muhammed Iştiyye’nin ziyareti ile başlayan süreçte, aralarında siyasi liderlerin de olduğu Hamas ve İslami Cihat heyetleri ile Filistin yönetiminden hem resmi hem de parti düzeyinde pek çok heyetin ziyaretine sahne oldu.
Hamas heyetinin Kahire ziyaretinde siyasi liderlerin yanı sıra Gazze hükümetinden pek çok ismin ve özellikle de Hükümet Eylem Komitesi başkanının yer alması dikkat çekti. Bu durum, 2017’deki Mısır’daki Hamas-El Fetih müzakerelerini akla getirdi. Müzakereler sonucunda Refah Sınır Kapısı’nın açılması, Mısır ile Gazze Şeridi arasındaki ticari ve tarımsal işbirliğinin geliştirilmesi gibi birçok ekonomik iyileştirmenin karşılığında Hamas, Gazze’de kurduğu İdari Komite’nin çözülmesini kabul etmişti.
Ayrıca, son yapılan müzakerelerde Filistinli parti heyetlerinin yer alması müzakerelerin Mısır’ın Gazze Şeridi ile olan ilişkileriyle sınırlı kalmadığını göstermiştir. Zira Hamas ve İslami Cihad heyetlerinin ziyaretinden hemen sonra Mısır’a giden Filistin Yönetimi’nden Iştiyye liderliğindeki bakanlar heyetinin yurda dönüşünün hemen ertesinde alışılmadık şekilde Gazze’nin ekonomik iyileştirmeye ihtiyacı olduğunu vurgulamaları dikkat çekmiştir. Öte yandan bu ziyaretin geçen mayıs ayında İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırısından sonra gelmesi görüşmelerin güvenlik boyutunu da içerdiğini göstermektedir.
Mutabakat dosyası ve bölünmenin sonlanması
Mısır yönetiminin Filistin meselesinin taraflarına yönelttiği çağrı, Filistin siyasi bölünmüşlüğünün iki tarafı (Hamas ve El-Fetih) arasındaki ikili görüşmeleri yeniden başlatma arzusunu yansıtmakta. Dolayısıyla Kahire ziyaretlerinin gündeminin başında mutabakat dosyasının geldiği açıktır. Bu kapsamda Mısır yönetimi ikili görüşmeler yaparak iki tarafın bakış açılarını yakınlaştırma konusunda yoğun çaba sarf etmekte ve bunun için bir yandan Gazze Şeridi’ndeki ekonomik imkanları güçlendirecek proje sunarken, diğer yandan iki tarafın uzlaşması ve sürekli Gazze’ye saldırı olasılığı imasında bulunan işgal güçleri ile ateşkesinin sağlamlaştırılması gibi bazı konulara değinmeye çalışmaktadır.
Aynı bağlamda Mısır yönetimi daha önceki dönemlerde de uzlaşma sağlanması ve bölünmenin sona ermesinin yollarını tartışmak için Filistinli partilere çok sayıda davet göndermiştir. Bu çağrılardan sonuncusu İsrail’in 2021 Mayıs ayında geçekleştirdiği saldırıdan kısa bir süre sonra gelmiş ve nihayetinde Filistin heyetleri bu yılın Şubat ayında partilerle bir araya gelmiştir.
Mısır yönetimi bu görüşmelerde bölünmeyi sona erdirme ve Filistin iç cephesini birleştirme ihtiyacına vurgu yapmakta ve bu bugünkü müzakereler bu vurgu temelinde yürümekte.
Mısır yönetimi, Filistin bölünmüşlüğüne son verme yönündeki arzusuna rağmen iki tarafı uzlaştırma ve ulusal birlik hükümeti kurma amacıyla çeşitli baskı seçeneklerini kullanmaya acil ihtiyaç duymamakta. Bunun yerine orta veya uzun vadede uzlaşmaya varmak için verimli bir zemin oluşturacağı umuduyla, Filistin Yönetimi’ni, iki tarafı göreceli ve kademeli bir yakınlaşmaya itecek, işbirliğine dahil ederek Gazze Şeridi’ne ekonomik kolaylıklar sağlamaya ilişkin bazı formüller üretmeye çalışmakta. Son Kahire müzakerelerinin çıktısı olduğu anlaşılan, açıklanan ekonomik işbirliği alanları listesinden de bu açıkça görülmektedir.
Ekonomik işbirliği ve kolaylıklar
İki taraf arasında gerçekleşen görüşmelerde gündemini ana başlıklarını ekonomik işbirliğinin artırılması ve Filistin halkına bazı kolaylıkların sağlanması oluşturmuştur. İki görüşmede de ekonomik, ticaret, tarım, eğitim ve sağlık dosyaları ele alınmıştır. Filistinli bakanlar heyetinin yanı sıra bir dizi Filistinli işadamıyla da ziyarete dahil olmuş ve Mısırlı mevkidaşlarıyla yan toplantılar yapmışlardır. Dolayısıyla da Filistin’i ziyaret etmesi beklenen Mısırlı yatırımcıların bir dizi ortaklığı tamamlanmış ve anlaşılan bu yatırımların her iki tarafa da fayda sağlanacağı düşünülmektedir.
Bu kapsamda Mısır Genel İstihbarat Teşkilatı Başkanı Abbas Kamil ile Filistin Başbakanı Muhammed Iştiyye Gazze Şeridi’ne ilişkin bir dizi konuyu görüşmüş ve Iştiyye’nin ofisinden yapılan basın açıklamasına göre; bu görüşmede Gazze halkının sıkıntılarının hafifletilmesi, Refah Sınır Kapısı’ndan geçişlerinin kolaylaştırılması, verimliliğini ve Gazze ile Mısır’ın arasındaki elektrik bağlantısının kalitesinin artırılması, Mısır’daki Filistin cep telefonu ağlarının etkinleştirilmesi, Gazze Şeridi’ndeki yeniden inşa sürecinin incelenmesi ve Gazze Şeridi’nde suyun tuzdan arındırılması için tesisler kurma olasılığının incelenmesi gibi konular değerlendirilmiştir.
Kolaylıklar ve iyileştirmeler ablukanın başka bir yönüdür
Filistin Başbakanı Muhammed Iştiyye’nin ziyaretle ilgili açıklamasında iki taraf arasındaki ekonomik işbirliğinin gelişmesi ve Kahire’nin Gazze halkının yaşam koşullarını kolaylaştırmaya yönelik istekli olması gibi olumlu vurgulara rağmen, özellikle işgalci devlet ile İran ve Hizbullah arasındaki tehdit söylemlerinin arttığı bir dönemde gerçekleşen ziyaretin siyasi ve güvenlik boyutlarında bir dizi ayrıntı yatmaktadır.
Yürütülen müzakerelerde Mısır’ın bir gündemi de işgal güçleri ile kuzeyde yaşanan gerilimlerdir. Kahire’nin olası birçok cepheli çatışma durumunda Filistinli gruplara baskı yaparak işgale karşı bu çatışmaya katılmalarını engellemekte bir sakınca görmediği düşünülmektedir. Çünkü Filistin’deki göreceli sükûnetin devamı başlı başına Mısır’ın bölgesel konumunu güçlendirmektedir. Bu yönüyle Mısır’ın, tarihi deneyim ve coğrafi yakınlık sebebi ile sürdürdüğü Filistin meselesindeki arabuluculuk rolünden vazgeçmeye niyeti yoktur. Her ne kadar ateşkes anlaşmalarını ihlal etmeye devam eden İsrail’i ateşkesin şartlarını yerine getirmeye zorlamadığı için eleştirilse de…
Özetle Mısır’ın Refah Sınır Kapısı’nı açması ve Gazze’deki Mısır projelerinin takibi, konut, geliştirme ve ticari projelerin genişletilmesi gibi niyetleri olumludur. Bu adımlar atılırsa, orta ve uzun vadede Gazze ekonomisinin kayda değer bir atılım yapması için koşullar oluşabilir.
Ancak bu durum, Gazze Şeridi’nin Mısır’a olan ekonomik bağımlılığını artıracak bu da Kahire’nin sahip olduğu siyasi baskı kartında elini ikiye katlayacak ve nihayetinde Gazze’deki liderliğin Mısır yönetimine karşı çıkmasını zorlaştıracaktır. Ayrıca bu durumun Mısır yönetiminin kademeli olarak iki taraf arasında (Hamas ve El-Fetih) uzlaşmanın sağlanmasını destekleyen çizgisini de güçlendireceği düşünülmektedir.
Öte yandan, Gazze’nin, ablukanın gevşetilmesi için ödeyeceği siyasi bedel İsrail’i işgalci bir güç olarak sorumluluklarından kurtarabilir aynı zamanda Filistin bölünmüşlüğünü de derinleştirebilir. Çünkü Mısır’ın Gazze’ye sağlayacağı iyileştirmelerin Gazze’yi Filistin coğrafi uzantısından izole etme fikrini güçlendirme ihtimali var. Ancak tam tersi de mümkün; Mısır ile Filistin yönetimi arasındaki ekonomi temelli anlaşmalar uzun vadede iki tarafı uzlaşmaya sevk edebilir.
Mısır’ın, bu tür toplantılara Ramallah’ta bulunan Filistin hükümetinin katılımına özen göstermesine gelince… Kahire, Ramallah’taki uluslararası meşruiyete sahip Filistin hükümetinin öneminin farkında. O yüzden Kahire ayrıca Filistinlilerin veya bölgenin herhangi bir eleştirisinden kaçınmaya çalışmaktadır. Kahire’nin çıkarına ek olarak, Ramallah ile ilişkilerini geliştirme isteği göz önünde bulundurulmalı çünkü Ramallah’ın siyasi ve coğrafi konumu nedeniyle biraz daha iyi seçenekleri mevcuttur.
Filistin’in önündeki seçenekler
Mısır’ın teklifi olumlu olmasına rağmen birçok siyasi uyarı de içermektedir. Ancak Gazze’de bulunan direniş gruplarının kabul veya ret gibi iki seçeneği olmadığı da bir gerçek. Dolayısıyla Mısır’ın teklifini Filistin’in mevcut durumuna zarar getirmeden kabul etmenin yolları aranmalı. Başka bir deyişle işgal, çeşitli planlarını uygulamak için her fırsatı değerlendirmeye çalışırken, bu anlaşmaların bölgesel güçlere Gazze’deki direnişe baskı yapma veya direnişi ulusal rolünden uzaklaştırma fırsatı tanımamasına dikkat edilmelidir. Bunun için Gazze’deki gruplar herhangi bir teklifi kabul ederken, Ramallah ve Gazze Şeridi arasındaki ilişkilere dair herhangi bir siyasi taviz verilmemesine dikkat etmelidir. Özellikle Gazze’nin sivil toplum ve belediyeler düzeyinde daha fazla siyasi düzenleme yapması için artık ulusal bir beklenti olduğu görülmektedir. Çünkü bu kurumlara (belediyeler, sendikalar ve öğrenci toplulukları) seçim meşruiyetinin verilmesi, işgalin ve bölgenin dayattığı siyasi ve ekonomik baskıların boyutunu azaltacaktır.( Sadek Abu Amer/Harici)