BRICS genişlemesinin Afrika kıtasına etkisi ne olacak?
BRICS ülkelerini ortak bir diyalog platformunda bir araya getiren ana düşünce kolektif bir yaklaşım ve karşılıklı saygıyla adil ve eşitlikçi bir dünya düzeninin inşa edilmesine yönelik artan ilgi oldu.
Bağımsızlık mücadelelerinde bir ülkenin ya da sınırlı sayıda ülkenin kendi iradelerini dünyanın geri kalanına dayatma girişimlerini ve tahakküm ilişkilerini reddeden Afrika kıtası için BRICS, stratejik bir çekim merkezi haline geldi.
1 • BRICS genişlemesi nasıl okunmalı?
Yükselen piyasa ülkelerinden oluşan gayrıresmi bir blok olarak 2000’li yılların başında kurulan, Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika Cumhuriyeti’nden oluşan BRICS, aradan geçen 20 yılda Batılı ülkelerin hakimiyetinde şekillenen dünya düzenine meydan okuyacak çok sesli bir güç haline geldi. Kuruluş yıllarından itibaren farklı büyüme politikaları deneyen BRICS’in genişlemesine yönelik ilk girişim Çin’in daveti üzerine Güney Afrika Cumhuriyeti’nin katılımıyla gerçekleşti. Eşitlikçi etkileşimler ve ortak çıkarlar doğrultusunda çok taraflılığı canlandırmayı hedefleyen BRICS, düzenli aralıklarla düzenlenen zirveler ve bunların medyada daha fazla yer alması sayesinde küresel sistemdeki görünürlüğünü artırdı. Söz konusu bu görünürlük kendi bölgelerinde nüfuz ve etki sahibi olan ülkelerin jeoekonomik çıkarları ve jeopolitik kaygıları kapsamında BRICS’e olan küresel ilgisini de artırdı.
Çin ve ABD arasındaki rekabetin hasmane bir tutum aldığı ve jeopolitik belirsizliklerin yaşandığı bir süreçte BRICS’in genişlemesi yönündeki tartışmalar daha yüksek sesle duyulmaya başlandı.
“Karşılıklı hızlandırılmış büyüme, sürdürülebilir kalkınma ve kapsayıcı çok taraflılık için ortaklık” teması altında Güney Afrika Cumhuriyeti’nin dönem başkanlığında gerçekleştirilen 15. BRICS Zirvesi’nde yayınlanan 2. Johannesburg Deklarasyonu’nda İran, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Etiyopya, Mısır ve Arjantin’in 1 Ocak 2024’ten itibaren bloka üye olarak katılacaklarının açıklanmasıyla genişleme noktasında ilerleme kaydedildi. Genişlemeyle birlikte BRICS’in gayrisafi yurt içi hasılası (GSYH) küresel GSYH’nin yüzde 36’sını ve dünya nüfusunun yüzde 47’sini oluşturuyor.
2 • BRICS’in genişlemesi Afrika için ne ifade ediyor?
Afrika kıtasının doğal ve beşeri kaynakları; geniş ve henüz kullanılmamış tarım sektörü; yatırım, teknoloji ve bilgi transferi fırsatlarına duyduğu iştah ve Afrika ülkelerinin ekonomik kalkınma beklentileri BRICS-Afrika arasındaki işbirliği ilişkilerinin motivasyonunu oluşturuyor. Gelişmekte olan ülkelerin kalkınmasıyla yakından bağlantılı olan BRICS’in küresel sistemdeki artan etki ve nüfuzu, kazan-kazan ortaklığının kıtanın kalkınmasını teşvik edebileceği umudunu artırdı.
Afrika kıtasının küresel jeopolitikteki yükselişi karşısında BRICS üyesi ülkeler, kıtadaki nüfuzlarını pekiştirme yönünde stratejiler geliştirecektir. Bu stratejilerin ana hedefi, kıta ülkelerinin ihtiyaç duydukları kalkınma finansmanları için kaynak bulma çabası olacaktır. Bu kapsamda Afrika ülkeleri, BRICS üyesi gelişmekte olan ülkelerle ticari ilişkilerini geliştirebilir ve kalkınmaları için ihtiyaç duydukları yatırım kaynaklarını ülkelerine çekebilirler. Bu sayede potansiyellerinin tamamını ortaya çıkarabilir ve küresel ekonominin geleceğinin daha adil ve dengeli bir şekilde şekillendirilmesine katkıda bulunabilirler.
BRICS ülkeleri, yatırımların finansmanında küresel rollerini artırmak, Güney-Güney ortaklıklarını teşvik etmek ve Afrika kıtasının uzun vadeli altyapı gelişimine katkı sağlamak amacıyla 2017 yılında Johannesburg’da BRICS liderliğinde Yeni Kalkınma Bankası (NDB) Afrika Bölgesel Merkezi’ni açtı. Afrika’daki ilk bölge ofisini kuran bankanın operasyonel stratejisi Afrika’nın uluslararası paydaş statüsünü vurgulamak ve kıtaya yerleşik uluslararası finans kurumlarından farklı davranacağı yönünde işaretler vermek oldu. Nitekim Afrika’nın BRICS aracılığıyla elde ettiği en somut kazanımlar mali alanda oldu. Güney Afrika Cumhuriyeti, Kovid-19 salgınıyla mücadele kapsamında bankadan 1 milyar dolar borç aldı.
Altyapı ve finansman desteğinin yanı sıra iklim krizinin etkilerine karşı en savunmasız konumda olan Afrika kıtası, BRICS içindeki çok sesliliği, gıda güvenliği gibi aciliyet gerektiren sorunların çözümü noktasında bir müzakere aracı olarak kullanabilir.
3 • Afrika ülkeleri BRICS’e neden katılıyor?
BRICS ülkelerini ortak bir diyalog platformunda bir araya getiren ana düşünce kolektif bir yaklaşım ve karşılıklı saygıyla adil ve eşitlikçi bir dünya düzeninin inşa edilmesine yönelik artan ilgi oldu. BRICS, aynı zamanda ticaret, yatırım ve teknoloji transferinde Afrika’nın kalkınma ve entegrasyonunu artırmaya yardımcı olabilecek yeni fırsatlar sunduğu için de Afrika ülkelerini cezbediyor.
Güney Afrika Cumhuriyeti’nin 2010 yılında BRICS’e üye olmasıyla ilk kez bir Afrika ülkesi Afrika dışı ülkelerin ait olmaya çalıştığı küresel güç seçkinlerinin bir parçası oldu. Bu üyelik, kıtanın küresel ilişkilerdeki rolünün sağlamlaştırılmasına yardımcı oldu. Üyeliği aracılığıyla eşit ve karşılıklı saygıya dayalı Güney-Güney işbirliğine dair anlatıyı güçlendiren Güney Afrika, BRICS’in genişlemesini ve Afrika ülkeleriyle ortaklık kurmasını destekliyor. Güney Afrika’ya göre, BRICS ve Afrika ülkeleri arasındaki bağlantının güçlendirilmesi kıtanın artan ticaret, yatırım ve altyapı geliştirme fırsatlarını ortaya çıkaracaktır.
Afrika Birliği (AfB) merkezine ev sahipliği yapmasının yanı sıra Afrika’nın en hızlı büyüyen ekonomilerinden biri olan Etiyopya, BRICS üyesi Çin ve Hindistan’la güçlü ticari ve ekonomik ilişkilere sahip. Ekonomisini geliştirmek ve ülkesinin küresel sahnedeki ağırlığını artırmak için üyelik başvurusunda bulunan Etiyopya, BRICS aracılığıyla etkileşim ve koordinasyon fırsatlarını artırabilir. Etiyopya, aynı zamanda Tigray İç Savaşı dolayısıyla zayıflayan uluslararası imajını da düzeltme şansı elde edebilir.
Gerek BRICS’in Afrika’nın küresel jeopolitiğinde artan ağırlığı dolayısıyla kıtaya açılma konusundaki iştahı gerekse Mısır’ın 2022’de yaşadığı ekonomik durgunluk dolayısıyla finansman ve borçlanma kaynaklarının çeşitlendirilmesine duyduğu istek, Mısır’ın BRICS üyeliğine kabulüne giden kapıyı araladı. Yabancı yatırımlar aracılığıyla ekonomik büyüme sağlamayı hedefleyen Mısır, BRICS üyeliğini ekonomik istikrar açısından önemli kazanım olarak görüyor. BRICS üyeleriyle siyasi ekonomik ilişkilerini geliştirerek ortak proje ve yatırımlarını artırmayı hedefleyen Mısır, Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankasına olan bağımlılığını azaltmak istiyor.
Sonuç itibarıyla bağımsızlık mücadelelerinde bir ülkenin ya da sınırlı sayıda ülkenin kendi iradelerini dünyanın geri kalanına dayatma girişimlerini ve tahakküm ilişkilerini reddeden Afrika kıtası için BRICS stratejik bir çekim merkezi haline geldi.(AA / Gözde Söğütlü)