ABD Dergisi: Ayetullah Hamanei, İran'ı Orta Doğu'nun en büyük gücü haline getirecek
ABD’nin siyaset bilimi, uluslararası ilişkiler ve ekonomi dergisi Foreign Affairs, İran, Çin ve Rusya arasında artan işbirliğine ve Amerika'nın gücünün azalmasına değindi; “İran İslam Cumhuriyeti'nin lideri İran'ı Orta Doğu'nun en büyük gücü haline getirecek."
ABD "Dış İlişkiler Konseyi" düşünce kuruluşunun kıdemli araştırmacısı Ray Takeyh ve eski CIA ajanı Reuel Marc Gerecht, "Foreign Affairs" dergisinde yayınladıkları ortak bir makalede, İran'ın Rusya ve Çin ile ilişkilerinin ısındığına değinerek şunları yazdılar: ‘Washington'un gücünün ve etkisinin azalmasıyla eş zamanlı olarak Moskova ve Pekin, uluslararası liberal düzene meydan okumaya ve İranlı yetkilileri desteklemeye ve Tahran'a geniş askeri ve ekonomik yardım sağlamaya karar verdi.
Çin, İran'a ABD yaptırımlarına dayanıklı ticaret ve ileri teknoloji sağladı. Rusya ayrıca İran'ın askeri kuvvetlerinin modernleştirilmesine de yardımcı oldu. Sonuç olarak Tahran artık ekonomik çöküşten korkmuyor ve diplomatik olarak Pekin ve Moskova ile İran İslam Cumhuriyeti'nin izolasyonuna son veren bir üçgen oluşturdu.
Rusya ve Çin'in desteğiyle İran hükümeti kendisini daha güçlü ve güvende hissediyor.’
Bu makalenin devamında İran’ın 21. Yüzyılın başlarında izole bir durumda olduğu iddia edilerek şu ifadelerde bulunuldu: ‘Bu yüzyılın ikinci yarısının başlarında uluslararası olaylar onun lehine gelişmeye başladı. Irak'ta ABD işgali ile mücadele, bu ülkenin Orta Doğu'daki gücünün analizine yol açtı ve Amerika'da savaş karşıtı ruhun büyümesi, Barack Obama'nın başkanlık seçimlerindeki zaferiyle sona erdi. Obama, Washington ile İslam dünyası arasında yeni bir ilişki dönemi başlatmak amacıyla, İran'la uzun süredir devam eden sorunları kişisel müdahaleyle sona erdirebileceğine inanıyordu.
Nükleer Anlaşma, sadece İran'da yerli zenginleştirmeye yeşil ışık yakmakla kalmadı, aynı zamanda bu anlaşmanın uygulanmasından 15 yıl sonra İran'ın endüstriyel zenginleşmesinin de önünü açtı. İran ekonomisinin sorunlarla boğuştuğu bir dönemde, nükleer anlaşma bir yandan merhem olurken, diğer yandan da hükümetin nükleer emellerine meşruiyet kazandırdı.
Çin, son yıllarda Orta Doğu'daki varlığını güçlendirdi ve 2021'de Tahran ile Pekin, tüm ekonomik alanlarda işbirliğine yönelik 25 yıllık bir anlaşma imzaladı. Sonuç olarak Çin, İran'ın altyapısına ve iletişimine yatırım yapma ve enerji sektörünün ve sivil nükleer endüstrilerin geliştirilmesine yardım etme sözü verdi.
Artık İran'ın 2017 ile 2020 yılları arasında yarı yarıya düşen GSYİH'si artıyor ve İran İslam Cumhuriyeti Şanghay İşbirliği Örgütü'nün bir üyesi ve BRICS'e de davet edildi. Amerikalı liderler birbiri ardına İran üzerindeki mali ve diplomatik baskının İran hükümetini nükleer varlıklarından vazgeçmeye zorlayacağını umuyorlardı. Ancak Çin'in eylemleri böyle bir senaryonun hayata geçirilmesini imkânsız hale getirdi ve ABD yaptırımlarının zehrini aldı.
Rusya da İran'a yardım konusunda üzerine düşeni yaptı. 2022 yılının ilk on ayında bu ülkenin İran'a ihracatı yüzde 27 oranında artarken, iki ülke Rusya'nın İran’ın gaz projelerine yapacağı 40 milyar dolarlık yatırım için mutabakat zaptı imzaladı.
İran İslam Cumhuriyeti'nin psikolojisi bir yıl öncesine göre kazanmış durumda. İran İslam Cumhuriyeti, iç yaptırımlardan ve protestolardan kurtuldu ve müttefik güçlerin yardımıyla ekonomiyi istikrara kavuşturdu ve askeri gücünü güçlendirmeye başladı.
İran’ın, ana düşmanına karşı hayatta kalması İran İslam İnkılabı lideri tarafından garanti altına alınacaktır ve İran İslam İnkılabı Lideri, Ortadoğu'yu 44 yıllık çabanın ardından İran'ın hâkim güç olacağı bir bölgeye dönüştürecektir.’(Ajanslar)