Kudüs Rum Ortodoks Patrikhanesi İsrail’in Gazze’de vurduğu kiliseyi anlattı!
İsrail’in Gazze’de Aziz Porfirios Rum Ortodoks Kilisesi’ni vurması sonrası kilisenin bağlı olduğu Kudüs Rum Ortodoks Patrikhanesi’nden ilk özel röportajı CNN Türk gerçekleştirdi.
İsrail’in Gazze’de Aziz Porfirios Rum Ortodoks Kilisesi’ni vurması dünyanın gündeminde. Kudüs Rum Ortodoks Patrikhanesi’nden ilk röportajı CNN Türk’ten Serdar Korucu yaptı.
Patrik Vekili Başepiskopos Nektarios Selalmatzidis, “Kilisemizin kapısı her zaman Hristiyanlara ve Müslülamanlara açıktır. Bu haberle çok üzüldük” dedi.
Serdar Korucu’ya konuşan Patrik Vekili Başepiskopos Nektarios Selalmatzidis, “Çok üzüldük. Patrikhane ve Rum Ortodoks cemaatimiz için büyük bir acı oldu. Bölgeyle konuşamıyoruz, telefon sorunu devam ediyor ama haberleri geliyor” dedi.
Gazze’deki kilisenin tarihiyle ilgili bilgi veren Başepiskopos, “Aziz Porfirios 1500 sene önce yaşamış. Gazze’de vefat etti. 1150’de orada, Aziz Porfirios’un mezarı üstüne o kilise inşa edilmiştir. Son yenilemesi 1858’de yapılmıştı. Küçük bir kilise. 29 metreye 9 metre çapında olsa da etrafında çok binası var. Böylece her zaman 500-600 kişi o binalara sığınırdı. Senelerce bu böyleydi. Yeni bir durum değil” ifadelerini kullandı.
“Gazze’deki kilisemiz her zaman Müslümanlara da açık”
“Gazze’de Rum Ortodoks cemaatimiz aşağı yukarı 400-500 kişiden oluşuyor. Arap dilliler” diyen Kudüs Rum Ortodoks Patrikhanesi Patrik Vekili Başepiskopos Nektarios Selalmatzidis, “Kilisemiz her zaman bütün insanlara, Hristiyanlara, Müslümanlara açıktır. Senelerdir orada problem oluyor biliyorsunuz. Zor zamanlarda kilisenin içine hem Hristiyanlar geliyor hem de Müslümanlar geliyor. Kilisemizin bütün binalarına bu zor zamanlarda hem Hristiyanlar hem Müslümanlar sığınıyor. Müslüman kardeşlerimizle 1300 senedir birlikte yaşıyoruz. Hiçbir zaman bir problem olmadı. Gazze’deki kilisemiz her zaman onlara açık” diye konuştu.
Gazze ile sağlıklı iletişimin hala sağlanamadığını ifade eden Patrik Vekili, “Elektrik kesiliyor. Bir de internet yok. Çok aradım Gazze’yi ama Başepiskopos ile konuşamadım. Başka arkadaşlarımız bana mesaj iletiyor. Zor bir durum. Bütün dünya için zor bir durum. 18 kişi hayatını kaybetti. Bir annenin gözyaşı, Hristiyansa, Müslümansa, Yahudiyse farklı akmıyor, aynıdır” dedi.
“Bütün Müslüman kardeşlerimizin dualarının onlarla, Gazze’de olmasını dilerim”
“Gazze’deki Başepiskopos ‘Gitmeyeceğiz, yol bile açılsa kalacağız’ dedi. Nasıl gidecek? Hadi o gitti, arkada 500 Hristiyan cemaati var. Kilisede 500 Müslüman kardeşlerimiz var. Orada kalıyorlar. Yemekleri, içecekleri, hepsini kilise karşılıyor” diyen Patrik Vekili Başepiskopos Nektarios Selalmatzidis, Gazze’deki Başepiskopos’un bölgede kalmakta kararlı olduğunun altını çizdi: “O Yunan’dır ama ‘Ben şimdi Yunan değilim, Gazzeli bir Hristiyanım. Eğer ölmem gerekiyorsa burada öleceğim. Gitmem bırakmam’ dedi. Çoban hayvanlarını bırakır mı? Bırakmaz. Kurt gelse de bırakmaz. Dini önder de halkı bırakmaz. ‘Ölene kadar burada kalacağım’ diyor. İnşallah bir şey olmaz. Bütün Müslüman kardeşlerimizin dualarının onlarla, Gazze’de olmasını dilerim”
“2023’te hala Osmanlı’dan gelen, patriğe verilen haklar sürüyor”
Osmanlı döneminde bölgeye verilen hakları da hatırlatan Kudüs Rum Ortodoks Patrikhanesi Patrik Vekili Başepiskopos Nektarios Selalmatzidis, “1517’de Sultan Selim Kudüs’ü aldığında o zamanlardan bizim Patriğimize bir ferman vermişti, bütün haklarının devam etmesi için. Hiçbir hak gitmedi. Ne zaman yeni bir patrik tahta çıksa İsrail hükümeti onun için bir berat verir. Orada bu yeni patriğin seçilmesini kabul ettiklerini ve Osmanlı fermanlarından gelen hakları verdiklerini söylerler. Düşünün 2023’te hala Osmanlı’dan gelen, Patriğe verilen haklar sürüyor” dedi.
Patrik Vekili Başepiskopos Nektarios Selalmatzidis, Heybeliada’daki Uçurum Manastırı’nda yapılan röportajda Kudüs ile İstanbul arasındaki bağlantının da altını çizdi: “Kudüs Patrikhanesi’nin İstanbul’da üç manastırı var. Biri Heybeliada’daki burası, Uçurum Manastırı. Bir tanesi Patrikhane’nin yanında. Bir tane de Yeniköy’de bulunuyor. En eskisi Fener’dekidir, 1620’de, Yeniköy’deki 1658’dedir, burası 300 senelik olsa da temelleri in senelik bir manastırdır.”
“Savaş nereden gelirse gelsin kötüdür. Biri kazandım sanır ama o da kazanmaz bir şeyi” diyen Başepiskopos, “Bu dünyadan biz turist olarak geçiyoruz. 50 sene, 10 sene, 100 sene sonra gideceğiz. İnsanlar ara sıra mezarlıklardan geçmeli. Eskiden bu insanlar da yaşadılar, sevdiler, nefret ettiler. Ne kaldı? Orada üstüne bir lahit konuldu bekliyorlar” diye konuştu.(CNN)