İran'dan Suudi Arabistan'a: "Müslüman dünyasının ortak duruşu İsrail'in Gazze'deki zulmünü önleyebilirdi"

Reisi bu açıklamayı Suudi Arabistan'ın yeni Tahran Büyükelçisi Abdullah bin Suud el-Anazi ile Salı günü güven mektubunu alırken yaptığı görüşmede yaptı. İran cumhurbaşkanı, savunmasız ve masum Filistin halkının İsrail rejiminin elinde karşı karşıya kaldığı 75 yıllık baskı geçmişine dikkat çekti. İslam ülkeleri arasında ortak bir duruşun olmayışının, bu hukuksuz varlığın yıllar boyunca Filistin halkına karşı ısrarla cinayetler ve saldırı eylemleri gerçekleştirmesine olanak sağladığını vurguladı.

Reisi konuşmasında, "Siyonist rejimin ve onun Batılı destekçilerinin son dönemde Gazze'de gerçekleştirdiği benzeri görülmemiş suçlar işlediği sıralarda, İslam dünyasının ortak bir duruş sergilemesi, Siyonist rejimin baskı ve saldırganlığının yanı sıra Batılı destekçilerinin aşırı taleplerini daha etkili bir şekilde önleyebilirdi." dedi.

İsrail, Filistinli direniş gruplarının işgalci rejimin Filistin halkına karşı yoğunlaşan suçlarına tepki olarak işgal altındaki topraklara sürpriz bir saldırı olan Aksa Tufanı Operasyonunu başlatmasının ardından 7 Ekim'de Gazze'ye savaş başlattı.

İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları hastaneler, okullar, camiler ve kiliseler de dahil olmak üzere toplanma yerlerini hedef alarak 2,3 milyondan fazla insana ev sahipliği yapan yoğun nüfuslu bölgede bir milyondan fazla kişiyi yerinden etti. Filistin Sağlık Bakanlığı Salı günü yaptığı açıklamada, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırısının şu ana kadar 5 bin 700'den fazla kişiyi katletti. 18 binden fazla kişinin de yaralandığını duyurdu.

Bakanlık, İsrail'in gece boyunca düzenlediği hava saldırılarında 700'den fazla Filistinlinin öldürüldüğünü, bunun İsrail'in Gazze'yi bombalamaya başlamasından bu yana 24 saatlik en yüksek ölü sayısı olduğunu da sözlerine ekledi. Dünyanın en yoğun nüfuslu yerlerinden biri olan Gazze Şeridi, İsrail'in topyekün ablukası nedeniyle su, gıda ve diğer temel ihtiyaçlardan mahrum kaldı.

İran ve Suudi Arabistan ilişkileri geliştirmek için çalışmalı

Reisi, konuşmasının bir başka yerinde, hem İran hem de Suudi Arabistan'ın diplomatik aygıtlarının, iki ülkenin karşılıklı ilişkileri güçlendirme ve bölge uluslarının ve Müslüman dünyasının çıkarlarını güvence altına alma kapasitesinden yararlanma yönünde çaba göstermesinin gerekliliğini vurguladı.

İran cumhurbaşkanı ayrıca Batı Asya'daki bölge dışı ülkelerin varlığını da kınadı ve onların bölgedeki varlığının yalnızca herhangi bir sorunu çözmediğini, aynı zamanda sorunların daha da kötüleşmesine neden olduğunu söyledi.

Suud el-Anazi ise İran-Suudi Arabistan bağlarını "çok güçlü" olarak nitelendirdi ve karşılıklı bağların ve iş birliğinin güçlendirilmesi çağrısında bulundu. Tahran büyükelçisi, "İran ile Suudi Arabistan arasındaki ilişkiler çok güçlü, çünkü iki ülke ve ülkenin bağları ve benzerlikleri farklılıklarına ağır basıyor" dedi.

Suudi Arabistan'ın Tahran Büyükelçisi, İran'ın ülkesine birçok alanda ve konuda yardım sunduğunun altını çizerek, iki ülke arasındaki ilişki ve işbirliğinin giderek daha da gelişmesi ve genişlemesi yönündeki umudunu dile getirdi.(Ajanslar)