BRICS liderlerinden İsrail-Filistin çatışmasına ilişkin 'acil ateşkes' çağrısı
Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika'dan oluşan BRICS grubunun liderleri, Gazze Şeridi'ndeki durumu istişare etmek üzere düzenledikleri toplantının sonuç bildirisini yayımladılar.
BRICS'in Ortadoğu'ya ilişkin durumla ilgili olarak düzenlediği olağanüstü çevrimiçi zirvenin sonunda yayınlanan bildiride BRICS ülkelerinin liderleri, Ortadoğu'daki çatışmaların büyümesinin önlenmesi gerektiğini vurguladı.
Sonuç belgesinde "Bölgedeki çatışmaların yayılması da dahil olmak üzere şiddetin daha fazla istikrarsızlaşmasını ve tırmanmasını önlemenin önemini vurguladık ve tüm tarafları azami itidal göstermeye ve onlar üzerinde etkisi olan herkesi bu hedef doğrultusunda çalışmaya çağırdık" denildi.
BRICS ülkeleri, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve Arap Devletleri Ligi'nin (LAS) Ortadoğu'da ve bir bütün olarak bölgede barışa yönelik tehditlerin ortadan kaldırılması ve durumun çözüme kavuşturulmasındaki önemli rolüne de atıfta bulundu.
Konferans sonrası yayımlanan bildiride:
Arap Ligi ve İslam İşbirliği Teşkilatı da dahil olmak üzere uluslararası ve bölgesel örgütlerin, BM Şartının 8. Bölümü uyarınca barış ve güvenliğe yönelik tehditlerin ele alınmasındaki önemli rolü kabul edildi. Suudi Arabistan Krallığı'nın 11 Kasım 2023 tarihinde Riyad'da düzenlenen Ortak Olağanüstü Arap ve İslam Zirvesi'nin sonuçlarına ilişkin verdiği brifing memnuniyetle karşılandı.
Liderler ayrıca 'Mısır Cumhurbaşkanı Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi Kahire barış zirvesini düzenleme çabalarını memnuniyetle karşıladığını' belirtti.
BRICS'den acil insani ateşkes çağrısı
BRICS liderleri Ortadoğu'daki çatışmaların derhal durdurulması ve insani bir ateşkesin tesis edilmesi çağrısında bulundu.
Belgede şu ifadelere yer verildi:
Çatışmaların sona ermesini sağlayacak acil, kalıcı ve sürdürülebilir bir insani ateşkes çağrısında bulunuyoruz. Çatışmaların bir an önce durdurulması, sivillerin korunması ve insani yardım sağlanması amacıyla yürütülen bölgesel ve uluslararası çabalara verdiğimiz güçlü desteği bir kez daha teyit ettik.
BRICS ülkeleri liderleri ayrıca Filistinlilerin zorla yerlerinden edilmelerini ve sınır dışı edilmelerini kınadı.
Zirve sonrasında yayımlanan belgede, "Filistinlilerin bireysel ya da toplu olarak kendi topraklarından zorla göç ettirilmesini ya da sınır dışı edilmesini kınıyoruz" cümlesine yer verildi.
BRICS liderlerinde Filistin devletinin kurulması için doğrudan müzakere çağrısı
BRICS liderleri uluslararası toplumu Filistin-İsrail çatışmasına iki devletli bir çözüm bulunması ve egemen bir Filistin devletinin kurulması için doğrudan müzakereleri desteklemeye çağırarak uzun vadeli bir çözüme ancak barışçıl yollarla ulaşılabileceğini vurguladı.
Sonuç bildirisinde şu ifadelere yer verildi:
Filistin-İsrail çatışmasına adil ve kalıcı bir çözümün ancak barışçıl yollarla elde edilebileceğini bir kez daha teyit ediyoruz. BRICS uluslararası topluma, egemen, bağımsız ve yaşayabilir bir Filistin devletinin kurulmasını sağlayacak iki devletli bir çözüme yönelik olarak, ilgili BM Güvenlik Konseyi ve Genel Kurul kararlarının yanı sıra Arap Barış Girişimi de dâhil olmak üzere uluslararası normlara dayalı doğrudan müzakereleri destekleme çağrısında bulunmaktadır.
Zirveye sadece BRICS ülkelerinin temsilcileri değil, aynı zamanda önümüzdeki yıl 1 Ocak'ta birliğe tam üye olacak devletler olan Arjantin, Mısır, Etiyopya, İran, Suudi Arabistan ve BAE de katıldı. Toplantıya ayrıca BM Genel Sekreteri Antonio Guterres de katıldı.
BRICS liderleri Filistinlilere ve İsraillilere yönelik şiddet eylemlerini kınadı
BRICS liderleri, provokasyonlar da dahil olmak üzere hem Filistin hem de İsrail'deki sivil nüfusa yönelik her türlü şiddet eylemini kınadı.
Yayımlanan bildiride, “Savaş suçları, hedef seçilmeksizin yapılan rastgele saldırılar ve sivil altyapıya yönelik saldırılar dahil olmak üzere Filistinli ve İsrailli sivillere yönelik şiddet eylemlerini, ayrıca her türlü provokasyon, kışkırtma ve yıkım eylemini kınadık” ifadeleri yer aldı.
Katılımcılar ayrıca sivillerin Uluslararası İnsancıl Hukuk’a ve Uluslararası İnsan Hakları Hukuku’na uygun olarak korunması gerektiğinin altını çizdi.(Ajanslar)