Yahya Sinvar’ın esir değişimi konusundaki yeni teklife karşı çıkmasının perde arkası
Abdel Bari Atvan, ABD ve Siyonist rejimin geçtiğimiz günlerde Arap arabulucular aracılığıyla sunduğu önerileri zehirli bir komplo olarak nitelendirerek, Filistin'deki ilk ve son karar vericinin direniş olduğunu vurguladı.
Rey el-Yevm Gazetesi Baş editörü ve Arap Dünyasının önde gelen analistlerinden Abdel Bari Atvan kaleme aldığı son makalesinde şunları yazdı: ‘Siyonist rejimin mahkum değişimine ilişkin görüşmeleri yeniden başlatma çabaları bu rejimin medyasında önemli ölçüde arttı ve Siyonist yetkililer, direnişi dolaylı müzakerelere geri dönmeye ikna etmek için her yolu deniyor.’
Geçtiğimiz hafta Siyonistler, Katarlı ve Mısırlı arabulucular aracılığıyla Filistin direnişiyle esir değişimi yapılması yönünde birçok teklifte bulundu. Direniş ise bunların hepsini reddederek, işgal rejiminin Gazze'ye yönelik saldırıları tamamen durdurulup kalıcı ateşkes sağlanmadan ve direnişin şartlarına uymadan müzakerelerin yapılmayacağını vurguladı.
Yahya Sinvar’ın Siyonistlere daha fazla kayıp yaşatma konusundaki başarılı stratejisi
Abdel Bari Atvan şunları yazdı: ‘Gazze Şeridi'ndeki Hamas hareketinin lideri Yahya Sinvar ve generalleri, bugünlerde tüm çabalarını işgalci güçlerin saflarına daha fazla insani kayıp nasıl yaşatabilecekleri üzerinde yoğunlaştırıyorlar. Bu nedenle de işgal rejiminin Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun talebi üzerine ve ABD Başkanı Joe Biden'ın doğrudan denetimi altında Arap arabulucular tarafından yürütülen müzakerelerin hiçbirini dikkate almıyorlar.
Yahya Sinvar’ın bu stratejisi son günlerde oldukça başarılı oldu ve bu stratejinin başarısını Gazze'deki kara savaşında Siyonist rejim ordusunun ölü ve yaralı sayısının artmasında görüyoruz. Öyle ki, komutanlarının ölümünden sonra Golani tugayının geri kalan özel kuvvetlerinin en az 88 kıdemli askeri ve Golani tugayı kuvvetlerinin %44'ünü oluşturan subayları kaçtı.
Netanyahu yaptığı açıklamalarda, Tel Aviv'in bu günlerde hem Gazze Şeridi'nde hem de Güney Lübnan'daki savaşta ağır bir bedel ödediğini itiraf etti ancak Hamas ortadan kalkana ve tüm Siyonist mahkûmlar iade edilene ve Gazze Şeridi çevresindeki yerleşimcilerin güvenliği sağlanana kadar savaşı sürdürmekten başka seçeneğin olmadığını iddia etti!
Cuma gününden bu yana sadece 24 saat içinde direniş savaşçılarının Gazze'nin merkezinde ve Han Yunus'ta kurduğu pusuda 14 üst düzey asker ve Siyonist subay öldürülürken, düşman ordusunun 3 tankı da imha edildi. Ayrıca Cibaliye, Deyr Balah ve Şücaiye’deki çatışmalarda da onlarca Siyonist asker ağır yaralandı. Bu da direnişçilerin sahada üstünlük sağladığını, savunma stratejisinden saldırıya geçtiklerini ve yeni silahları devreye soktuklarını kanıtlıyor.’
Direniş neden esir değişimi konusunda yeni müzakerelerin yapılmasını kabul etmiyor?
Abdel Bari Atvan şunları yazdı: ‘Direniş liderliğinin, esir değişimine ilişkin boş önerilerle vakit kaybetmemesinin, düşman unsurlarıyla çatışmaya odaklanmasının ve stratejik olarak sabır göstermenin birkaç nedeni vardır:
- Yahya Sinvar ve generalleri Arap arabuluculara olan güvenlerini tamamen kaybettiler ve bu arabulucuların Amerikan hükümetinin emri altında, işgalci rejimin koordinasyonuyla, bu rejimin direnişi ortadan kaldırma ve Siyonist rejimin taleplerini tam olarak yerine getirme hedeflerine ulaşmak için hareket ettiğine inanmaktadırlar.
- Bir diğer husus da geçtiğimiz haftalarda Yemen'in Kızıldeniz'de Siyonist rejime karşı savaş cephesi açtığına şahit olduk. Öyle ki İsrail gemileri ve işgal altındaki Filistin'e doğru hareket eden diğer gemiler, Yemen silahlı kuvvetleri tarafından saldırıya uğrayacaktır ve bu gemilerin Babülmendep ve işgal altındaki Filistin limanlarına girişi yasaktır. Ayrıca Irak direniş güçleri geçtiğimiz günlerde Akdeniz'deki Kariş gaz sahasını hedef aldı. Ayrıca Hizbullah'ın kuzey Celile'de (işgal altındaki Filistin'in kuzeyinde) işgalci rejimin askeri hedeflerine yönelik operasyonları önemli ölçüde yoğunlaşmış ve işgalci rejim ordusunun bu cephedeki saflarını bozmuştur. Bu da Siyonistlerin aynı anda birden fazla cephede savaşması gerektiği anlamına geliyor.
- Irak İslami Direnişi Cuma gecesi, Akdeniz'de Siyonist rejime ait hayati bir hedefi hedef aldığını ve bu hayati hedefin Kariş gaz sahası olduğunu açıkladı.
Irak direnişi şunları vurguladı: ‘Gazze halkına destek veren ve Siyonist rejimin suçlarına tepki gösteren Irak direniş savaşçıları, birkaç gün önce Akdeniz'de hayati bir hedefe uygun silahla saldırarak hedefi doğrudan vurdu. Siyonist düşmanın üslerine yönelik saldırılar devam edecektir.
- Amerika ve işgalci rejim, direnişin derhal ateşkes sağlanması ve İsrail güçlerinin tamamının Gazze Şeridi'nden çekilmesi yönündeki şartlarının çoğunu reddetti. Daha sonra üçüncü aşamaya, yani mahkûmların değişimine ilişkin müzakerelere girdiler. Görünen o ki Amerika ve işgalci rejim, bütün Arapların aptal olduğunu ve kolayca kandırılabileceğini düşünüyor.
- Son günlerde Batı basınının büyük bir kısmı haberlerinde Gazze savaşına odaklandı. New York Times'ın Yahudi yazarı Thomas Friedman, bu alandaki en önemli isimlerden biridir ve son makalesinde şunları yazmıştır: Artık ABD'nin Tel Aviv'den şu teklifi Hamas için masaya koymasını istemesinin zamanı geldi: Gazze'deki tüm rehinelerin serbest bırakılması karşılığında İsrail güçlerinin Gazze'den tamamen çekilmesi ve Amerikalı gözlemcilerin, NATO üyelerinin ve Arap ülkelerinin de dâhil olduğu uluslararası gözetim altında kalıcı bir ateşkes.
Washington ve Tel Aviv'in yeni bir Oslo’yu empoze etme komplosu
Abdel Bari Atvan makalesinin devamında şunları yazdı: Thomas Friedman'ın bu fikir ve tavsiyeleri kendi adına dile getirmediği açıktır. Bunlar daha ziyade Friedman'ın çok yakın olduğu Biden hükümetinin fikirleridir. Bu arada, Filistinli tutukluların tamamı serbest bırakılmadan, Siyonist tutukluların tamamının serbest bırakılması koşulunu öne sürmek, Filistinlileri kandırmaya yönelik başka bir girişimdir ve bunun tehlikesi, Oslo anlaşmasındaki feci aldatmaca tehlikesinden daha az değildir çünkü Friedman'ın bahsettiği bu yeni önerinin hedefi, Filistin Kurtuluş Örgütü'nü işgalci rejimin güvenlik kolu haline getirmek ve Filistin'in yüzde 90'ını Siyonist düşmana teslim etmektir. Friedman'ın, aslında Biden'ın girişimi olan girişiminin amacı, Gazze Şeridi ve Batı Şeria'daki Hamas hareketini ve diğer tüm direniş gruplarını yok etmek, bu bölgeleri iki devletli çözüm yanılsaması altına sokmaktır.
Gazze Şeridi ve Batı Şeria'daki direniş ilk ve son karar vericidir ve Amerika ve işgalci rejimin Amerika ve işgalci rejimin Gazze Şeridi'ndeki Filistin halkını Arap arabulucular ve kılıçla toplu şekilde katletmeye çalıştığı bu komplolara daha kolay karşı durabilmesi için Filistinlilerin ve dünyadaki tüm Arap ve Müslümanların tam desteğine sahip olması gerekmektedir.
Siyonist rejim, Gazze Şeridi ve Batı Şeria'nın yanı sıra Kızıldeniz'de de yenilgiye uğratıldı ve Akdeniz'deki petrol platformları direnişin son hedefi oldu. Ayrıca yakında işgal altındaki tüm Lübnan ve Celile topraklarının Hizbullah tarafından kurtarılmasına şahit olacağız. Ayrıca Babülmendep Boğazı'ndan başlayarak Hürmüz Boğazı'na ve ardından Cebelitarık'a kadar uzanan boğazların çoğu Siyonist gemilere ve bu rejimin destekçilerine kapatılacaktır.(Ajanslar)