6 ay içinde Gazze: Tam anlamıyla bir kıtlık ve devam eden savaş
Kıtlığın üç aşaması vardır: Şiddetli gıda kıtlığının yaygın yetersiz beslenmeye yol açması ve nihayetinde açlık ve hastalık nedeniyle kitlesel ölümler.
Siyonist İsrail saldırıları sonucu Gazze nüfusunun yaklaşık beşte biri öldü ya da yaralandı. Geri kalanı ise önümüzdeki Mayıs ayında kıtlık tehlikesiyle karşı karşıya. Gazze Şeridi nüfusunun yarısı Refah'a sıkışmışken, İsrail büyük bir insani felaket yaşanacağı uyarılarına rağmen burayı işgal etmeye hazırlanıyor.
Bu, arabulucuların faaliyetlerine rağmen ateşkes görüşmelerinin başarısızlıkla sonuçlanmasını da içeren altı aylık savaşın sonucu. İsrailli çevreler esirler konusunda bir anlaşmaya varılması için uluslararası baskıyı hafifletecek bir formül üzerinde tartışırken, İsrail ilişkileri 70 yıldır görülmemiş bir gerilim yaşıyor.
Hamas militanlarının 7 Ekim'de terör rejimi İsrail'in güneyine saldırmasının ardından İsrail'in Hamas’ı ortadan kaldırmak için başlattığı kara harekâtı Gazze Şeridi'nin büyük bölümünün yıkılmasına ve insani bir felakete yol açtı.
Arabulucular, Gazze Şeridi'ndeki 2,3 milyon insanın beslenmesine yönelik yardımları hızlandırmak ve halen Hamas'ın elinde bulunan İsrailli esirlerin bir kısmının serbest bırakılmasını sağlamak için savaşın ilk uzun süreli ateşkesini sağlamaya çalışıyor.
Cesetler ve molozlar
İsrail askeri operasyonu Gazze Şeridi'nin kuzey yarısında başladı. Ardından yüz binlerce bölge sakinine bölgeyi boşaltmaları ve güneye gitmeleri emredildi. Kasım ayı sonunda bir hafta süren ateşkesin ardından İsrail güçleri dikkatlerini güneye çevirdi ve bir kez daha insanlara bölgeden kaçmalarını emretti.
Şubat ayından bu yana işgalci İsrail güçleri, nüfusun yarısından fazlasının yerinden edildiği Gazze Şeridi'nin merkezindeki küçük bir bölge ve güney ucundaki Refah kenti dışında neredeyse tüm Gazze Şeridi'ne girdi.
Gazze'deki sağlık yetkilileri, yaklaşık yüzde 40'ı çocuk olmak üzere 33 binden fazla Filistinlinin öldüğünün doğrulandığını ve binlerce cesedin enkaz altında kaldığını söylüyor.
İsrail saldırıları sonucu 75 binden fazla insan yaralandı. Bu, açlık, sağlıksız koşullar ve sağlık hizmetlerinin çökmesinden kaynaklanan ölümleri saymazsak, nüfusun yaklaşık yüzde beşinin öldüğü veya yaralandığı anlamına geliyor.
Terörist İsrail 13 binden fazla Hamas savaşçısını öldürdüğünü söylüyor ve militanları, sığınaklar ve yeraltı tünelleri de dahil olmak üzere sivillerin arasına sızarak onlara zarar vermekle suçluyor. Ancak Hamas savaşçılarının sivillerin arasında konuşlandığını reddediyor.
Yardım ulaştırılması ‘neredeyse imkânsız’
Savaşın başında İsrail tam bir abluka uyguladı. Yavaş yavaş yardımın, önce Mısır'daki bireyler için belirlenmiş bir geçiş noktasından, ardından da bizzat İsrail ile yakınlardaki bir kontrol noktasından girmesine izin verildi.
İsrail gıda ve insani yardım malzemelerine herhangi bir kısıtlama getirmediğini söylese de yardım kuruluşları ve bağışçı ülkeler, İsrail'in zahmetli denetimleri nedeniyle sevkiyatların haftalarca bekletilebildiğini ve Gazze'nin daha önce bel bağladığı günde 500 kamyonun sadece küçük bir kısmının geçiş yapabildiğini söylüyor.
Gazze Şeridi'ne giren malzemelerin dağıtımı ya da nakliyesi, sivil otoritenin dağılmasıyla ortaya çıkan güvensizlik nedeniyle zorlaşıyor.
İsrail şimdi ilave kara kontrol noktalarına, havadan ve denizden sevkiyata izin verdiğini söylüyor. Ancak Gazze'nin doğru düzgün bir limanı yok. Ayrıca yardım kuruluşları hava yoluyla yapılan sevkiyatların kapsamının sınırlı ve tehlikeli olduğunu söylüyor. Koşulların daha da kötü olduğu kuzey Gazze'ye halen bir kara yolu yok. Bu da malzemelerin ulaşmasını neredeyse imkânsız hale getiriyor.
Tam anlamıyla bir kıtlık
Kıtlığın üç aşaması vardır: Şiddetli gıda kıtlığının yaygın yetersiz beslenmeye yol açması ve nihayetinde açlık ve hastalık nedeniyle kitlesel ölümler.
Dünyadaki açlığı izlemek için kullanılan bir araç olan Entegre Gıda Güvenliği Aşama Sınıflandırma Sistemi'ne göre Gazze ilk iki aşamayı çoktan aşmış durumda. Yardımlar derhal arttırılmazsa kitlesel ölümler ‘yakın’ ve kıtlığın Mayıs ayına kadar patlak vermesi bekleniyor.
Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre, Entegre Gıda Güvenliği Aşama Sınıflandırma Sistemi aylar önce Gazze'nin bugüne kadar gördüğü en büyük gıda güvensizliğini yaşadığını bildirdi.
Entegre Gıda Güvenliği Aşama Sınıflandırma Sistemi, Mart raporunda Gazze nüfusunun yüzde 100'ünün akut gıda sıkıntısı çektiğini ve nüfusun yarısında gıda sıkıntısının en yüksek seviye olan beşinci aşamaya ya da ‘felaket’ seviyesine ulaştığını kaydetti.
Reuters, Gazze'nin güneyinde görev yapan gazetecilerinin bazı bölge sakinlerinin çocuklarını haşlanmış yapraklarla beslediklerini gözlemlediklerini ve Refah'taki bir hastanede ciddi yetersiz beslenme nedeniyle tedavi gören çok sayıda çocuk gördüklerini belirtirken, kuzeyde koşulların çok daha kötü olduğu bildiriliyor.
Irkçı İsrail, Entegre Gıda Güvenliği Aşama Sınıflandırma Sistemi metodolojisinin hatalı olduğunu söylüyor ve Gazze'de gıda sıkıntısı olmadığını iddia ediyor. Açlıktan yardım kuruluşlarının operasyonlarını ve gıda istiflediğini söylediği militanları sorumlu tutuyor.
Yardım kuruluşları açlığın yanı sıra sağlık ve temizlik hizmetlerinin yetersizliğinden de endişe duyuyor. Kuzeyde artık tam olarak çalışan hastane yok, güneyde ise sadece birkaç tane var.
Terör rejimi İsrail, Hamas militanlarının buraları üs olarak kullandığını söyleyerek defalarca hastanelere baskın düzenledi ve kuşatma altına aldı. Ancak sağlık ekipleri İsrail’in iddiasını yalanladı.
Aşırı kalabalık, hastalıkların yayılmasına yol açıyor. Ayrıca birçok insan temiz tuvalet ya da duş alacak yer bulmakta zorlanıyor yahut bunlara hiç erişemiyor.
Refah’ın işgali
Gazze nüfusunun neredeyse yarısı Refah'a sıkışmış durumda ve bazıları kaçacak yer kalmadığını ifade ediyor. İsrail, Hamas'ın ana silahlı birliklerinin ve komutanlarının şehirde saklandığını ve onları yenmek için bir kara saldırısının gerekli olduğunu söylüyor. İsrail ayrıca ayrıntı vermeden sivilleri Gazze'nin kuzeyine tahliye etme sözü veriyor.
Planlanan saldırıyı hata olarak nitelendiren Washington, İsrail'in sivillere daha az zarar verecek yöntemlerle militanları hedef alabileceğini söyledi.
Diğer taraftan Birleşmiş Milletler (BM) Refah'a yapılacak bir saldırının insani bir felakete yol açacağını belirtti. Filistinliler, İsrail'in nihai amacının kendilerini Gazze'den Mısır'a sürmek olduğunu söylüyor, İsrail ise bunu reddediyor.
Ateşkes müzakereleri
Hamas'ın elindeki esirlerin yaklaşık yarısını serbest bıraktığı Kasım ayı sonundaki ateşkesten bu yana iki taraf yeni bir ateşkese varmak için arabulucular aracılığıyla görüşmeler yürütüyor.
Her iki taraf da yüzlerce Filistinli tutukluya karşılık yaklaşık 40 esirin serbest bırakılmasını içeren 40 günlük yeni bir ateşkes teklifinde bulundu. Reuters'a göre her iki taraf da diğerinin önerilerini reddetti, ancak arabulucular görüşmelerin yapıcı olmaya devam ettiğini söylüyor.
İsrail sadece çatışmaların geçici olarak durdurulmasını görüşeceğini ve Hamas ortadan kaldırılmadan savaşı sona erdirmeyeceğini belirtirken, Hamas da savaşı sona erdirecek ve İsrail'in çekilmesinin önünü açacak bir anlaşma olmadan esirleri serbest bırakmayacağını söylüyor.
Benzeri görülmemiş gerilim
Savaş uzadıkça, ABD ve İsrail arasındaki ilişki, 75 yıllık yakın müttefiklikleriyle pek ilgisi olmayan gerilimlere tanık oldu.
ABD Başkanı Joe Biden, altı ay önceki saldırının ardından İsrail'in Hamas'a karşı kendini savunma hakkını güçlü bir şekilde destekledi. Ancak Tel Aviv'de yaptığı bir konuşmada İsraillileri öfkeye teslim olmamaya da çağırdı.
O zamandan bu yana Biden ve diğer ABD yönetimi yetkilileri, İsrail'in sivilleri korumak ve yardımların girişine izin vermek için daha fazlasını yapması yönündeki çağrılarını yoğunlaştırdı.
Washington, amacının Arap devletleri ile İsrail arasındaki ilişkileri normalleştirecek daha geniş kapsamlı bir barış anlaşması olduğunu ve bunun da on yıllardır ABD politikasının ana ilkelerinden biri olan nihai bir Filistin devletinin kurulmasını gerektirdiğini söylüyor. Ancak Netanyahu bunu reddediyor.
Siyonist İsrail'in Refah'a saldırı planı Washington'dan daha sert eleştiriler aldı. Geçtiğimiz Mart ayında ABD Senatosu'nun Demokrat çoğunluk lideri, İsraillileri Netanyahu'nun iktidarına son vermek için yeni seçimlere gitmeye çağırdı.
Washington daha sonra, ateşkes talep eden bir BM Güvenlik Konseyi kararını veto etmekten kaçındı. Netanyahu da buna bir İsrail heyetinin Washington'a yapmayı planladığı ziyareti iptal ederek karşılık verdi.
Ancak ABD, İsrail'e silah ve mühimmat sağlamaya devam ediyor.(Şarku’l Avsat)