''İran ve Rusya arasında artan ilişkiler Batı'da ilk kez endişe yaratmıyor''
Savunma analistleri ve uzmanlar, Tahran ile Moskova arasındaki ilişkilere dair yaptıkları gözlemleri Breaking Defens ile paylaştı.
New York merkezli Breaking Defens dijital haber merkezi Rusya ve İran arasındaki ilişkilere dair üç uzmanla görüştü.
Orta Doğu Enstitüsü Stratejik Teknolojiler ve Siber Güvenlik Programı Direktörü Muhammed Süleyman, Rusya ve İran arasında daha yakın bir siyasi ittifak potansiyelinin altını çizdi.
Süleyman, "Kapsamlı bir anlaşma, daha yakın siyasi bağları resmileştirebilir ve özellikle Ukrayna çatışması ve yaptırımlar ışığında Batı'ya karşı ortak muhalefetlerini potansiyel olarak güçlendirebilir" dedi.
Breaking Defense'in görüştüğü uzmanlara göre, iki ülke askeri işbirliğini geliştirmek için yeni bir "kapsamlı anlaşma" imzalamanın eşiğinde ve bu da Batı'nın güvenlik çıkarlarına karşı savunma işbirliklerini resmileştirecek.
Bu hamle, Tahran ve Moskova arasında 2001 yılında imzalanan 20 yıllık bir anlaşmanın ardından geldi.
2001 yılında Tahran ve Moskova 20 yıllık kapsamlı bir anlaşma imzalamıştı ve şimdi her iki taraf da yeni bir anlaşma imzalamak için tekrar anlaştı.
Anlaşmanın neleri kapsayabileceği ve iki müttefik ülkeyi ne ölçüde birbirine bağlayacağı konusunda fazla bilgi verilmemiş.
Ancak Breaking Defens, anlaşmanın "çok yakın bir gelecekte" gün ışığına çıkmasının ve ülkeler arasındaki "benzeri görülmemiş yükselişi" yansıtmasının beklendiğini ileri sürüyor.
Muhammed Süleyman konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı:
"Kapsamlı bir anlaşma, daha yakın siyasi bağları resmileştirebilir ve özellikle Ukrayna çatışması ve yaptırımlar ışığında Batı'ya karşı ortak muhalefetlerini güçlendirebilir. Açıkça belirtilmese de, anlaşma askeri teknoloji veya istihbarat paylaşımı konusunda daha fazla işbirliğine yol açabilir."
Center for a New American Security'de Orta Doğu güvenlik programı direktörü olan Jonathan Lord ise anlaşmanın yeni bir çığır açmayacağını vurguladı.
Lord, bu iki revizyonist güç arasındaki işbirliğinin ne kadar derinleştiğinin görüleceğini söyledi.
İran analisti Behnam Ben Taleblu ise Breaking Defense'e verdiği demeçte,''İran'ın Rusya ile ilişkileri yıllar içinde önemli ölçüde gelişti. Şu anda hem Tahran hem de Moskova, işlem odaklı ortaklıklarını daha dönüştürücü bir yola doğru kaydırmak için çalışıyor.'' dedi.
Demokrasileri Savunma Vakfı'nda kıdemli araştırmacı olan Behnam Ben Taleblu'ya göre, 20 yıllık anlaşmanın ilk aşamasının sonuçları belirsizliğini koruyor ve neyin başarıldığı ve neyin hala beklemede olduğu konusunda soru işaretleri bırakıyor.
İran ve Rusya'nın daha önce enerji ve ekonomi alanındaki ikili anlaşmalarını resmileştirmeyi tartıştıklarını da sözlerine ekleyen Taleblu, geçmişte bu hedefin önünde önemli sınırlar olduğunu da hatırlattı.
Analist, bunun yerine, gölge bankacılık ve yasadışı ticaretin nasıl istismar edileceğine dair deneyimlerin ve en iyi uygulamaların paylaşılması ve yaptırımların delinmesi için bir alan yaratabileceğini iddia etti.
İkili savunma ticareti
Uzmanlar Breaking Defense'e Tahran'ın Orta Doğu'daki çatışmaların temposu ve coğrafi genişlemesi arttıkça hava sahasını korumak için Rus hava savunma sistemlerine göz diktiğini söyledi.
İran, Rusya'nın Ukrayna ile çatışmasını desteklemek için Rusya'ya Şahit insansız hava araçları ihraç etmişti.
Breaking Defense'e konuşan Lord, "Rusya'nın Ukrayna'da kullanması ve İran'ın Orta Doğu'daki ortaklarına ve vekillerine yayması için daha ölümcül başıboş mühimmatlar geliştirmek ve üretmek için işbirliği yapıyorlar" dedi.
Lord, Rusya'nın İran'dan balistik füzeler satın aldığını ve bunların "Rusya'nın Ukrayna'daki yasadışı savaşı ve Avrupa'yı tehdit altında tutmak için bir başka araç" olarak hizmet ettiğini de sözlerine ekledi.
Analist Lord'a göre, İran ABD ve İsrail'e karşı kendi güvenliğini güçlendirmek için Rusya'nın S-400 hava savunma sistemleri gibi konvansiyonel askeri yeteneklerini isteyecek.
Ben Taleblu'ya göre ise, askeri ve güvenlik alanındaki ilişkilerin derinleşmesi bir ihtimalden de fazlası.
Talebu, "Rusya ve İran'ın, İran'ın büyük ilgi duyduğu ve Rusya'nın da büyük yeteneklere sahip olduğu nükleer ve uzay alanlarında işbirliği yapması mümkün." dedi.
Breaking Defense'in görüştüğü üç uzman da böyle bir anlaşmanın her iki ülkenin de Batı yaptırımlarını aşma çabası olduğu konusunda hemfikir.
Breaking Defense'e konuşan Lord, "Rusya ve İran ekonomilerini Batı yaptırımlarına karşı daha dirençli hale getirmek, gri piyasa petrolü ihraç etmek ve satmak ve kurallara dayalı düzenin altını oymak için birlikte çalıştılar" dedi.
Breaking Defens'e göre, İran ve Rusya arasında artan ilişkiler Batı'da ilk kez endişe yaratmıyor.
Haber organı, Mart ayında ABD'li generallerin İran'ın Rusya ve Çin ile artan ilişkileri konusunda alarm zillerinin çaldığını hatırlatıyor.
Ben Taleblu, Rusya'nın bu süre zarfında Orta Doğu'daki çatışmalarda yer alacağına inanmıyor.
Talebu "Rusya-İran ilişkileri Batılı ortaklara ve Batı'nın güvenlik çıkarlarına karşı çatışmaların gölgesinde gelişti. Bu nedenle Avrupa ve Orta Doğu'da devam eden savaşlar bu işbirliğini derinleştirmek için verimli bir zemin oluşturuyor" dedi.
Ben Taleblu, "Rusya Ukrayna'ya müdahil olmaya devam ettiği sürece Orta Doğu'ya ya da diğer çatışma bölgelerine aynı anda ve aynı derecede müdahil olma derecesinin bir sınırı olacaktır" dedi.
Süleyman'a göre yeni anlaşma "petrol ve gaz üretiminde ortak girişimler, rafinaj veya Batı yaptırımlarını aşmak için altyapı projeleri" gibi çeşitli alanlarda işbirliğini kapsayabilir.
Ayrıca iki ülke arasındaki işbirliğinin "gelişmiş silahların geliştirilmesi ya da edinilmesi, ortak askeri tatbikatlar ya da istihbarat paylaşımı ve Batı teknolojisine bağımlılığa karşı koymak için çeşitli alanlardaki ilerlemelerin paylaşılmasını" içerebileceğini de sözlerine ekledi.
Anlaşmanın uygulanabilirliğinin belirsizliğini koruduğunu da sözlerine ekledi.
"Yasal olarak bağlayıcı bir çerçeveden ziyade sembolik bir jest olabilir."
Süleyman sözlerini şöyle tamamladı:
"Anlaşma, özellikle İsrail ile artan gerilim göz önüne alındığında, Rusya'nın İran'a desteğinin bir işareti olarak yorumlanabilir. Potansiyel bir parlama noktası olan Lübnan, İsrail'in bir sonraki savaş alanı haline gelebilir." (YDH)