Şam'ın düşüşü; teröristlerin görevinin bitişi, ABD’nin yönetiminin başlangıcı
1982'de Ariel Şaron'un danışmanlarından Oded Yinon, İbranice yayın yapan Kivunim'de İsrail'in komşu ülkeleri daha küçük ve daha zayıf birimlere bölerek bölgesel hakimiyetini güvence altına almaya çalışması gerektiğini öne süren bir plan yayınladı.
Dün teröristler Suriye ordusunun ihmali nedeniyle bu ülkenin başkentine ulaştılar ve bu ülkenin hükümeti düştü. Teröristlerin bu hareketi aslında Washington ve Tel Aviv'in, Amerika ve İsrail'in Suriye'nin yıkımındaki varlığını genişletme projesinin tamamlanmasıdır.
Kendilerine “Tahrir el-Şam Komitesi” adını veren Suriye'deki çatışmaya katılan terör grupları, apartheid rejimi İsrail’in işgal ettiği Suriye'nin önemli noktalarından Kudüs'le uğraşmak yerine Golan'da Müslümanların yaşadığı bölgeleri hedef aldılar ve Colani ve örgütü, “Suriye'nin özgürlüğü” iddiasıyla silahlarını Siyonistlere değil Müslümanlara doğrulttu! İlerleyen satırlarda okuyacağınız gibi, bu “sözde özgürleşme hareketinin!” sonucu, köklü ve muhtemelen uzun sürecek bir kaosun başlangıcıdır. Artık uğursuz ve kırılgan bir taktik ittifak oluşturan bu heterojen grupların yetmiş iki ülke olduğu açık ve şimdiye kadar onların iç çatışmaları hakkında çok şey duyduk.
37 gruptan oluşan, Amerika ve İsrail'in emirlerini dinleyen bu tekfirci terör örgütü, Şam'ın düşüşünün ilk saatlerinden itibaren çeşitli yerleri yağmalıyor. Bu kurtların değiştiğini ve artık düşmüş Suriye'yi yok etmeyeceklerini umuyoruz, ancak ikinci bir açıklamaya kadar onlar eskiden neyse şimdi de öyle olacaklar, o yüzden endişelenmek gerekir!
Son birkaç güne ait haberlerde, teröristlerin Amerika, İsrail ve Türkiye ile bağlantılarına dair haberleri ve açık belgeleri ve Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere’nin mali yardımlarından, teröristlerin Siyonist işgalcilere yönelik sevgi ifadelerine kadar birçok şeyi okudunuz!
Bu teröristlerin bugüne kadar yaptığı şey aslında Amerika ve İsrail'in hakimiyetini artırmak için alanı boşaltmaktır, oysa eğer bu teröristler gerçekten Suriye’nin özgürlüğünü istiyorsa, biraz çaba göstermeleri, ordularını Suriye'deki 20'den fazla Amerikan üssüne göndermeleri ve işgalci Amerikalıları kovmayı görev saymaları gerekirdi ve kesinlikle Beşşar Esad, işgalci Amerikalılardan ve bu tekfirci teröristlerden daha kötü değildi!
Aslında bu teröristler İsrail'le eş zamanlı ve uyumlu bir şekilde Suriye'nin altyapısını yok etmekle ve Suriye'nin yıkıntıları üzerinde Amerika ve İsrail'in varlığını genişletmekle meşguller. Siyonistler dün Suriye'nin askeri altyapısını bombaladı ve Suriye topraklarına girdi. Öte yandan Türkiye de Kürtleri bombalamak için savaş uçaklarını Suriye'ye gönderdi ve şu an tam anlamıyla tam bir kaos hâkim!
Çöküş ve kaos saatleri
Teröristler, İsrail ile Lübnan arasında ateşkesin başlamasından birkaç saat sonra, yani Çarşamba günü, hamlelerini yaptılar ve 27 Kasım’da Suriye'nin kuzeyindeki Halep'ten yola çıktılar. Önce Hama'ya, ardından Humus'a ulaşarak Şam'a doğru hareket etmeye başladılar. Cumartesi günü de Suriye'nin güneyinden Şam'a doğru hareket etmeye başladılar. Pazar sabahı Humus'u fethettikten sonra Suriye'nin başkentine girdiler ve buraya hâkim oldular. Bütün bu ilerlemeler ABD, Türkiye ve Siyonist rejimin hava, topçu, silah, bilgi, eğitim ve mali desteğiyle gerçekleşti. Tekfirci teröristlerin Cumartesi gecesi ve Pazar sabahı erken saatlerde Humus'un pek çok mahallesine çeşitli eksenlerden girmeyi başarmasının ardından Şam da hızlı değişimlere tanık oldu, öyle ki teröristler Suriye ordusunun konuşlandığına dair herhangi bir işaretin olmadığı bir durumda başkente girdiler.
Son dönemdeki ayaklanmanın ana grubu olan Heyet-i Tahrir el Şam liderinin ılımlı jestlerine rağmen kaos her yeri sarmış durumda.
Bankaların, hükümet saraylarının, İran büyükelçiliğinin, Hz. Zeyneb'in (s.a) türbesinin mülkleri yağmalanıyor; Her ne kadar teröristler kutsal mekanları yok etme niyetinde olmasalar da yani en azından öyle görünseler de bu kutsal mekanları işgal etmiş durumda ve bu kutsal mekanların mallarını yağmalamakla meşguller.
El-Arabi el-Cedid muhabiri de Suriye muhalefet güçlerinin Şam'ın banliyölerindeki Suriye'nin en önemli hapishanesi olan Saydnaya hapishanesinin kontrolünü ele geçirdiğini bildirdi. Binlerce mahkûmun bu hapishaneden çıkacağına dair bilgi aldı. Silahlı muhalefete bağlı bir kaynak, el-Arabi el-Cedid'e, Şam'ın banliyölerindeki Adra hapishanesine saldırı düzenlendiğini, tutuklu ve mahkumların serbest bırakıldığını söyledi.
En yeni söylentiler
Ancak söylenti piyasası da oldukça sıcak. Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad'ın, ordu ve güvenlik güçleri tarafından boşaltılan Şam Uluslararası Havalimanı'ndan Suriye'den ayrıldığı iddia edildi. Esad'ın nereye gideceği henüz bilinmiyor. Bazı kaynaklar uçağının radardan çıktığını, bazıları düştüğünü, bazıları da uçağa saldırı yapıldığını iddia ediyor, elbette bunların hiçbiri henüz ne doğrulandı ne de yalanlandı.
Netanyahu keyifli
Siyonist rejimin başbakanı Binyamin Netanyahu, Suriye'nin yıkılması ve bu ülkenin teröristlerin eline geçmesinin ardından Suriye sınırına yakın bir üsten heyecanla şunları söyledi: ‘Bu, Orta Doğu tarihinde unutulmaz bir gündür ve sınırlarımızda hiçbir düşman gücünün konuşlanmasına izin vermeyeceğiz. Suriye'deki gelişmeleri dikkatle takip edeceğiz ve sınırların korunması, güvenliğimizin sağlanması için ne gerekiyorsa yapacağız...’
Gazze'de insanlığa karşı cinayet ve katliam suçundan uluslararası mahkemeler tarafından yargılanan bu şer ekseni sözlerine şöyle devam etti: ‘Esad rejimi şer ekseninin ana halkasıydı ve düştü. Esad rejimi, İran'a ve onun ana destekçileri olan Hizbullah'a yönelik saldırılarımız sonucunda düştü. Esad rejiminin devrilmesi İsrail için çok önemli ve yeni fırsatlar yaratıyor ama bu konuda riskler de mevcut.
Yeni işgaller
Siyonist İsrail rejiminin başbakanı, 1974 yılındaki kuvvetler ayrılığı anlaşmasına göre Suriye-İsrail sınırında kurulan tampon bölgenin yeniden kontrol altına alınması talimatını verdi. Bu emir ordunun mevzilerinden ayrıldıktan sonra verildi. Ayrıca bu olaylarla eş zamanlı olarak İsrail rejiminin Likud partisinin bakanlarından Suriye'deki gelişmelere ilişkin yorum yapmamalarını istediği bildirildi!
Suriye'nin altyapısının bombalanması!
Siyonist rejim meclisi Knesset başkanı Amir Ohana da Cumartesi akşamı şunları söyledi: ‘İsrail, Suriye'de bazıları kamuya açık, bazıları ise gizli tutulması gereken operasyonlar yürütüyor. Suriye'de yaşananlar olumlu çünkü İsrail, büyük düşmanı İran’ı zayıflatıyor.’
Siyonist rejim ordusunun operasyonunun Şam'ın kontrolünü ele geçiren tekfirci teröristlerin saldırısıyla tam bir koordinasyon içinde olduğu, dolayısıyla işgalci ordunun Suriye'nin güneyindeki Kuneytra yakınındaki tampon bölgeye saldırılara başladığı görülüyor.
İsrail Ordu Radyosu, Şam'ın düşmesinin ardından 98. Tümen ile Paraşütçüler ve Korucular Tugayı'nın Suriye sınırına çağrıldığını bildirdi.
İbrani medyası da Pazar günü Tel Aviv'in Tahrir el Şam da dahil olmak üzere Suriye'deki birçok grupla doğrudan temas halinde olduğunu ve onları ortak sınırlarına yaklaşma konusunda uyardığını yazdı.
Şunu da belirtmemiz gerekir ki, daha iki gün önce, Özgür Suriye Ordusunun liderlerinden biri, bir İsrail gazetesine verdiği röportajda, tekfirci teröristlerin Siyonist rejimin dostu olduğunu ve Beşşar Esad hükümeti, Lübnan Hizbullah Hareketi ve İran dışında hiç kimseyle düşmanlıklarının bulunmadığını itiraf etmişti.
Aynı zamanda sanki Culani’yi Suriye'de hükümet kurmaya getirdiklerini söylememişler gibi, Suriye'nin askeri ve ekonomik altyapılarının Siyonist savaş uçakları tarafından bombalanması da başladı! Ordu ve ekonomik altyapı olmadan hükümet işleyebilir mi?
Pentagon: Suriye’de kalacağız
Siyonist İsrail’in Batı Asya İşlerinden Sorumlu Savunma Bakan Yardımcısı Daniel L. Shapiro da silahlı muhalefetin Şam'ı kontrol altına aldığının açıklanmasından saatler sonra Tahrir-i Şam'ı terör örgütü ilan ettiklerine değinmeksizin, şu açıklamalarda bulundu: ‘Amerika, Suriye'nin doğusunda varlığını sürdürecek ve IŞİD'in yeniden ortaya çıkmasını önlemek için gerekli tedbirleri alacak!’ Elbette şunu da söylemek gerekir ki, IŞİD işgalin bekasının kod adıdır yoksa Amerikalılar teröristlerden endişe duymaktadır ve Heyet-i Tahrir el-Şam ABD ve müttefiklerinin gözünde bir terör örgütüdür.
Esad'dan sonra Suriye parçalanacak mı?
1982'de Ariel Şaron'un danışmanlarından Oded Yinon, İbranice yayın yapan Kivunim'de İsrail'in komşu ülkeleri daha küçük ve daha zayıf birimlere bölerek bölgesel hakimiyetini güvence altına almaya çalışması gerektiğini öne süren bir plan yayınladı. Bu planın işlevsel hale getirilmesi, daha küçük ve daha yönetilebilir devletlerden oluşan bir mozaik oluşturmak için bu ülkelerdeki etnik, dini ve mezhepsel ayrımlardan faydalanmayı gerektiriyordu. Görünen o ki, Suriye'de son dönemde yaşananlar tümü bu plan doğrultusundadır!
Diğer olaylar
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan: “Suriye'de 14 yıldır süren istikrarsızlık dönemi sona erdi.” Şimdi ona şunu sormalıyız: Teröristlerin egemenliğini istikrar olarak mı görüyor?
-Rusya'nın Suriye'deki koordinasyon merkezi, Şam'ın düşmesinden önce faaliyetlerini sürdürmüş ve son 24 saatte 300'den fazla teröristin öldürüldüğünü açıklamıştı.(Keyhan-Çeviri:Rast)