İsrail medyası: Son teknoloji İran saldırıları endişe verici
7 Ekim'den bu yana İran’ın siber saldırı girişimlerin sıklığının değiştiği bildiriliyor; İsrailli siber güvenlik uzmanı İran'ın İsrailli kuruluşlara sızma girişimlerini değerlendirdi.
Siber güvenlik uzmanı ve Lasso Security'nin kurucu ortağı Elad Schulman Salı günü Yediot Ahronot'a verdiği demeçte, yakın zamanda İran'ın İsrailli kuruluşlara sızma girişimlerini değerlendirdi.
Siber güvenlik uzmanı kısa süre önce kuruluşlara ve kritik altyapılara yönelik birincil tehdidin insan faktörü olduğunu vurguladı.
Schulman, “Bence genel olarak, günümüz dünyasında giderek daha fazla siber saldırının daha agresif, biraz daha şiddetli olduğunu görüyoruz. Bu dünyada pek çok tırmanma görüyoruz ve kesinlikle bunun giderek daha da artmasını bekliyoruz.” dedi.
7 Ekim'den bu yana ‘’İran’ın siber saldırı girişimlerin sıklığının değiştiğini ve giderek endişe verici bir şekilde arttığını’’ vurgulayan Yediot Ahronot, Schulman’ın ‘’Çatışma dönemlerinde dünyanın her yerinden İsrail'e yönelik saldırıların arttığını görüyoruz.’’ dediğini aktardı.
İranlı siber tehdit aktörlerine karşı kullanılan ortak araç ve teknikleri sorgulayan siber güvenlik uzmanı, aktörlerin ‘’daha gelişmiş ve devlet düzeyinde saldırılar’’ düzenlediğini açıkladı:
‘’Bu gruplardan bazıları küresel olarak bulunan hackerlar gibi. Diğerleri ise hükümetler tarafından destekleniyor. Sadece İran değil; çeşitli ülkelerden devlet destekli saldırılar var. Kritik altyapı ve hastaneler de dahil olmak üzere 22 kuruluşa karşı ortak yöntemler kullanıyorlar. Bazı saldırılar daha sofistike, askeri ya da devlet kurumlarını hedef alıyor ve önemli etkileri olabiliyor.’’
Eski Mossad subayı: İranlılar İsrail'in derinliklerine sızdı
İran’ın, İsrail’in stratejik bölgelerine sızdığına dair iddialar ülke gündeminde büyük yankı uyandırıyor.
İsrail Hava Kuvvetleri’nin eski bir pilotu ve Mossad’da kıdemli bir subay olarak görev yapmış Daniel Flexer, geçen günlerde ToV kanalında katıldığı canlı yayın programında İran istihbaratının İsrail’in içine kadar sızdığına dair çarpıcı ifadelerde bulundu.
Flexer, İran’ın İsrail içinde ajanlarını kullanarak pek çok gizli bilgiye ulaştığını belirtti.
“Düşmanlarımız çok yakınımızda, hem de sandığımızdan çok daha yakın,” diyen Flexer, reklamcılık sektöründe bile İran’ın İsrailli vatandaşları kendi saflarına çekmeye çalıştığını ifade etti.
Aşkelon'da yaşayan bir İsraillinin İran adına çalıştığı gerekçesiyle soruşturulduğunu açıklayan eski subay, "Ramat Gan’dan bir Yahudi çiftin de İran ile bağlantılı olduğu iddia ediliyor," dedi.
Aynı zamanda Flexer, İran’ın İsrail içindeki bu faaliyetlerini doğrudan operasyon olarak nitelendirerek, "Bu, bir vekalet faaliyeti değil, doğrudan İsrail içinden gelen bir tehdit," şeklinde konuştu ve "İsrailliler aptal, güvenlik açığı yaratanlar bile var," diye ekledi.
İsrailliler İran için casusluk yapmaya nasıl ikna ediliyor?
El-Cezire'nin Maariv'e dayandırdığı haberine göre, Reichman İbrani Üniversitesi'nden araştırmacı Liraz Margalit, son haftalarda casusluk yapmayı ve İran istihbaratıyla işbirliği yapmayı kabul eden iki İsrailli vakasının daha ortaya çıktığını söyledi.
Margalit, İranlıların “süreklilik” ve “bağlılık” ilkesi gibi psikolojik teknikler kullandığını savunuyor.
İsrail gazetesi Maariv'de yayınlanan makaleye göre, biri Aşkelonlu 72 yaşındaki işadamı Moti Meyman, diğeri ise 18 yaşındaki kız arkadaşı Anna Bernstein ile birlikte 30 yaşındaki Vladimir Viktorson İran için casusluk yaptı.
Liraz Margalit, Meyman ve Viktorson vakalarının, casusluk dünyasındaki teknoloji ve modern gelişmelerin, en zayıf halkanın her zaman insan unsuru olduğu gerçeğini gizleyemediğini, çünkü insan arzularının - heyecan, anlam duygusu ya da maddi kazanç - nihayetinde casusların işe alınmasına yol açtığını doğruladığı sonucuna varıyor.
Margalit, düşman bir devletle işbirliği yapmayı kabul eden insanların genellikle hayatın sıkıcı rutininden kaçma ve heyecan arama arzusuyla hareket ettiklerine ya da ebeveynleriyle sorunlu ilişkileri varsa ve bu da kendilerini dışlanmış hissetmelerine neden olmuşsa, hayatta değerli olduklarını hissetmeye çalıştıklarına inanıyor.
Makale, İranlıların casusları rastgele işe almadıklarını, bunun yerine hedeflerine uygun olanları çekmek için eksiksiz bir psikolojik dosya hazırlamaya çalıştıklarını ve bunun bir kişiyi diğerine tercih etmek için belirli özellikleri içerdiğini doğrulayarak devam ediyor.
İsrailli uzman şöyle diyor:
“Bu eylemleri gerçekleştiren şeyin sadece para olduğuna inanmak zor. Bu görevler aynı zamanda heyecan, yasalara meydan okuma ve gizli ve tehlikeli bir operasyona katılmanın verdiği coşku hissi tarafından yönlendirilen görevlerdir.”(YDH)