Orta Afrika Cumhuriyeti'nde 'Elmas' İşgali!
Geçtiğimiz günlerde Birleşmiş Milletler'in (BM) işgal için yeşil ışık yaktığı Orta Afrika Cumhuriyei'nde yaşanan sorunların dini olmaktan çok siyasi ve ekonomik nedenlerden kaynaklandığı belirtiliyor.
Fransa, Orta Afrika Cumhuriyeti'nde askeri operasyonlara başladı.
Fransa Savunma Bakanı Jean-Yves Le Drian, operasyonun başladığını ve ülkeye giden Fransız askerlerinin Bangui'de dün gece devriye gezdiğini duyurdu.
Bangui'de gecenin oldukça sakin geçtiğini belirten Le Drian, Fransız askerlerinin, bölgedeki Afrika gücüyle ortak bir operasyon yürüterek ülkedeki güvenliği sağlayacağına inandığını söyledi.
Fransa'nın çıkarlarını korumasına onay
Orta Afrika Cumhuriyeti'nde Hristiyan ve Müslüman gruplar arasında çıkan çatışmalarda 100'den fazla kişi hayatını kaybetmesi ileri sürülerek BMGK, Fransa'nın çıkarlarının korunması için Afrika Birliği ile beraber, ortak önlemler almasına onay vermişti.
Fransa tarafından Konsey'e sunulan ve oybirliğiyle kabul edilen kararda, Afrika Birliği misyonu MISCA'daki asker sayısının 3 bin 500'e çıkarılması ve Fransa'nın geçici bir süreyle MISCA'ya askeri destek vermesine onay verildi. Fransa'nın MISCA'ya bin askerle destek vermesinin beklendiği kaydedildi.
Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, ülkedeki asker sayısını birkaç gün içerisinde iki katına çıkaracağını duyurmuştu.
Birleşmiş Milletler, Orta Afrika Cumhuriyeti'nde bir yılı aşkın süredir devam eden çatışmalardan 2,3 milyon çocuğun etkilendiğini ve 1,3 milyon kişinin acil gıda yardımına ihtiyaç duyduğunu bildirdi.
ABD Savunma Bakanlığı’nda yapılan açıklamada, Pentagon Sözcüsü Carl Woog, Afganistan'ın başkenti Kabil’de bulunan Savunma Bakanı Chuck Hagel’in Fransız mevkidaşı Yves Le Drian ile Orta Afrika Cumhuriyeti’nde sivillerin korunması ve güvenliğin sağlanması konusunu görüştüğünü belirtti.
ABD Savunma Bakanı Hagel'in Fransız mevkidaşı ile yaptığı görüşmede, Le Drian’ın ABD’den Orta Afrika Cumhuriyeti'ndeki istikrarı sağlama çabalarını destekleyecek sınırlı yardım talebinde bulunduğu ifade edildi.
Fransa'nın talebi üzerine bölgeye ABD askeri göndermenin kabul edildiği belirtilen açıklamada, “Bu talebe karşılık olarak, Bakan Hagel, Fransa ile koordinasyon halinde, Amerikan güçlerinin Burundi’den Orta Afrika Cumhuriyeti’ne gönderilmesinin başlatılması noktasında ABD Afrika Komutanlığı’na (AFRICOM) direktif verdi. Bölgedeki barış ve güvenliğe yönelik çıkarlarımız ve Orta Afrika Cumhuriyeti’nde insanlık ve insan hakları felaketini önlemek için acil harekete geçmenin gerekliliğine yönelik inancımız dolayısıyla ABD, bu çabalarda uluslararası topluma katılıyor” ifadeleri kullanıldı.
"Afrika uzmanı" Dr. Bedir Hasan Şafii: "Çatışmalar dini değil siyasi ve ekonomiktir"
Eski Fransa sömürgesi Orta Afrika Cumhuriyeti'nde (OAC), yaşanan olayların daha çok siyasi ve ekonomik nedenlerden kaynaklandığı belirtiliyor.
Afrika'nın en fakir ülkelerinden OAC'ta, devrik Cumhurbaşkanı François Bozize'ye bağlı "Anti Balaka" milisleri ile mevcut Cumhurbaşkanı Michel Djotodia'ya destek veren "Seleka koalisyonu" arasındaki çatışma, son zamanlarda tırmanışa geçerken, uzmanlar yaşananların dini değil daha çok siyasi ve ekonomik nedenlerden kaynaklandığını savunuyor.
Çatışmalara dini boyut katılarak tehlike arttırılıyor
Kahire Üniversitesi öğretim üyesi ve "Afrika uzmanı" Dr. Bedir Hasan Şafii, ülkedeki çatışmaların taraflarından Anti Bakala milislerinin Hristiyan, Seleka Koalisyonu'ndakilerin çoğunluğunun ise Müslüman olması dolayısıyla olaya dini bir boyut da kattığını ve tehlikeyi daha da artırdığını, ancak bunun tamamen böyle olmadığını ifade etti.
Bazı kişilerin yaşananların toplumun yüzde 15'ine takabül etmeyen Müslümanlar ile Hristiyanlar arasındaki din temelli çatışmalar olduğu şeklinde değerlendirdiğini aktaran Şafii, bu görüşü savunanların, silahlı milisler tarafından, çok sayıda Müslüman'ın kesici aletlerle öldürülmesi ile hayvan ticareti ve özel sektörle ilgilenen zengin Müslüman grup ile tarımla uğraşan fakir Hristiyan çoğunluk arasındaki anlaşmazlığı da bu tezlerine delil olarak sunduğunu dile getirdi.
"Olaylardaki dini boyut önemli ancak çatışmanın asıl nedeni değil" diyen Şafii, şiddet olaylarının sistematik olmadığını ve yönetim tarafından da desteklenmediğini savundu.
Orta Afrika Cumhuriyeti elmas ticaretinin merkezi bir ülke
Ülkenin Fransa'dan bağımsızlığını kazandığı 1960'lardan beri Hristiyanlar tarafından yönetildiğini hatırlatan Şafii, "Yalnızca mart ayından beri yönetimde Müslüman bir lider bulunuyor. Bu nedenle çok zengin maden kaynakları bulunan, elmas ticaretinin merkezi olan ülkedeki çatışmalar dini değil, siyasi ve ekonomik nedenlerden kaynaklandığı görülüyor" ifadelerini kullandı.
Elmas ihracatının ülkenin milli gelirinin yüzde 60'ını oluşturduğunu aktaran Şafii, ülkenin bu oranla Afrika'da ilk sırada yer aldığını belirterek, "Dolayısıyla birbiri ardına gelen rejimler, bir yandan iktidarı ele geçirerek yönetimde kalma konusunda ısrarcı davranırken, diğer yandan yabancı şirketler ve iş adamlarıyla yaptıkları anlaşmalarla ülkenin kaynaklarını yağmalayarak ekonomik çıkar elde etme çalışıyor. İş başına gelen yönetimler, ülkenin kaynaklarını yağmalayarak, ekonomik çıkarlarını korumaya çalışıyor" dedi.
Ülkede birbiri ardına gelen yönetimlerin Müslüman ve Hristiyanlara en ağır şekilde baskı uyguladığını ifade eden Şafii, "Devrik lider Bozize döneminde iş adamlarından oluşan yeni bir tabaka belirdi. Halk tarafından 'elmascılar' veya 'yeni zenginler' olarak adlandırılan bu yeni tabaka ve devlet adamlarının 'evliliğinin kurbanı' halk oldu" şeklinde konuştu.
Ülkede şimdiye kadar 5 kez yönetimin devrildiği ve sonuncusu hariç, darbeleri gerçekleştirenlerin hepsinin kahramanlarının Hristiyan olduğunu aktaran Şafii, Fransa'nın, eski müttefiki Fracois Bozize'ye yardım etmeyi reddederek, mart ayında "Seleka koalisyonu"nun ülkenin başına geçmesini sağladığını, bununla yetinmeyip, başta Çad olmak üzere bazı komşu ülkelerin, Bozize'ye yardım etmemesini desteklediğini ifade etti.
"Fransa'nın aşırı İslamcı hareketleri desteklemesi mantıksız" diyen Şafii, tam tersine, Michel Djotodia'yi desteklemesinin arkasında, özellikle de Bozize'nin Çin ve Güney Afrika şirketleriyle petrol anlaşmaları imzalaması ve siyasi ile ekonomik sebeplerin yattığını, Djotodia'nın başa gelir gelmez, bir önceki hükümetin yaptığı maden ve petrol anlaşmalarını gözden geçireceğini açıklamasının da bu nedenle olduğunun düşünülebileceğini vurguladı.
"Farklı dinlere mensup vatandaş ve aileler iç içe"
Cumhurbaşkanı Djotodia'nın laik görüşü benimsediğini belirten Şafii, başa geçtikten sonra da "Orta Afrika Cumhuriyeti laik bir ülke, Hristiyanlar ile Müslümanlar laik bir ülkede yaşıyor, Müslüman olduğum doğru, fakat vatana ve burada yaşayan her vatandaşa hizmet etmek görevim" dediğini hatırlattı.
Ülkede farklı dinlere mensup vatandaş ve ailelerin iç içe yaşadığını da aktaran Şafii, "Aynı aile içerisinde Protestan, Katolik ve Müslüman bireyleri bulmak mümkün" şeklinde konuştu.
"Seleka koalisyonu"na bağlı grupların davranışlarının dine bağlı olduklarını göstermediğini savunan Şafii, şöyle devam etti:
"Seleka üyeleri, tecavüz, adam öldürme ve işkence olaylarına karışıyor. Koalisyonun siyasi taleplerinin hiçbiri dini boyutu içermiyor. Talepleri, Bozize döneminde yaşadıkları ihmale karşı ekonomik ve siyasi kazançlar elde etme odaklı. Bozize'ye karşı ayaklanmaları, bu konuda daha önce imzalanan ve genel seçimler yapılana kadar, ülkenin muhalefetine de yer verilecek ulusal hükümetin kurulmasını içeren anlaşmalara bağlı kalmaması nedeniyledir. Orta Afrika Cumhuriyeti'nde yaşananlar dini nedenlerden kaynaklanmıyor."
Fransa'nın müdahalesinin nedenleri
OAC'ın Fransa'nın nüfuzundaki bölgede yer aldığına değinen Şafii, yakın zamana kadar bu ülkede askeri üssü bulunan Fransa'nın, harcamalardaki kesinti dolayısıyla bu üssü kapattığını dile getirdi.
"Ülkede, Fransa'nın desteği olmadan hiçbir darbe yapılamaz" diyen Şafii, Fransa'nın 2003'de Bozize'nin Cumhurbaşkanı olması için Çad üzerinden kendisine yardım ettiğini, ancak mart ayında da "Seleka koalisyona" karşı Bozize'ye yardım etmemeleri için Çad ve Kamerun'a baskı yaptığını anlatarak, şunları kaydetti:
"Söz konusu olaylar, Fransa'nın, Mali'nin kuzeyini ele geçiren ve İslami kimliğe sahip Tavarıkların isyanına karşı, Mali hükümetine destek sağlamak amacıyla ülkeye yaptığı hızlı müdahaleyle eş zamanlı gerçekleşti. Aynı durum eski müttefiki Laurent Koudou Gbagbo'ya karşı Alassane Ouattara'yı destekleme niyetiyle Fildişi Sahili'ne gerçekleştirdiği müdahale sırasında da yaşanmıştı. Bundan anlaşılıyor ki Fransa'yı harekete geçiren nedenler, kendi menfaatlerini korumak ve bölgede kendisine olan siyasi bağlılığı devam ettirme arzusudur.
Fransa'nın Orta Afrika'ya müdahalesinin "Djotodia rejimini devirmek" amaçlı olmadığını savunan Afrika uzmanı" Dr. Bedir Hasan Şafii, söz konusu nedenleri şöyle sıraladı:
"İnsani yardımları ulaştırmaya zemin hazırlamak için başta Başkent olmak üzere ülkede huzur ve istikrarı sağlamak. Orta Afrika'da faaliyet gösteren Fransa şirketlerinin çıkarlarını korumak. Çin ve Güney Afrika'nın ekonomik hegemonyasıyla mücadele ve çatışmaların Fransa hegemonyasına boyun eğen Çad ve Kamerun gibi civar ülkeleri etkilemesi endişesi."
Orta Afrika Cumhuriyeti'nde çıkan çatışmalarda yüzlerce kişi hayatını kaybetmiş, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), Fransa ve Afrika Birliği'nin, ülkedeki sivillerin korunması ve güvenliğin sağlanması için ortak önlemler almasını kabul etmişti.
Fransa tarafından Konsey'e sunulan ve oybirliğiyle kabul edilen kararda, Afrika Birliği misyonu MISCA'daki asker sayısının 3 bin 500'e çıkarılması ve Fransa'nın geçici bir süreyle MISCA'ya askeri destek vermesine onay verilmişti. Fransa cuma günü, Orta Afrika Cumhuriyeti'ne askeri operasyona resmen başladıklarını duyurmuştu.
Afrika'da, Müslüman ve Hristiyan çatışması çıkararak ülkeyi işgal etmeye başlayan Fransa'nın asıl amacının sivil halkı korumak değil Afrika'daki çıkarlarını korumak ve elmas madenlerini kontrulu altında tutmak olduğu anlaşılırken Avrupa medyasının çatışmaları Hristiyan Müslüman çatışması olarak yayarak Fransa işgalinin asıl amacını gizlemeye çalıştığı görüldü. (AA - Hürseda Haber)