Eğitimde Batı-Doğu arasında derin fark
Milli Eğitim Bakanlığı, PISA 2015 Ulusal Raporu'nu açıkladı. Raporda, PISA 2015 sonuçları okul türlerine, bölgelere göre ayrıntılı olarak incelendi. Bölgeler ve okullar arasında derin farklar var. En başarılı okullar olan Fen Liseleri ile en başarısız olan Meslek Liseleri arasındaki puan farkı 140'ı buluyor. Doğudaki bazı illerde öğrenciler, fen, matematik ve okumada Batı Marmara'da
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), PISA 2015’in (Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı) Ulusal Raporu'nu açıkladı. Raporda, PISA 2015 sonuçları, okul türlerine, bölgelere göre ayrıntılı olarak incelendi.
PISA 2015'te Türkiye, 12 yıl önce aldığı puanların da altına düşmüştü. Sıralamada Türkiye, 70 ülke içinde fende 52'inci, matematikte 49'uncu, okumada 50’inci olmuştu. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü'nün (OECD) 15 yaş grubundaki öğrencilere uyguladığı sınava Türkiye’deki 187 okuldan 5 bin 895 öğrenci katılmıştı.
Sınava giren okulların yüzdeleri
MEB’in raporuna göre sınava giren öğrencilerin yüzde 38,1’i Anadolu Lisesi, yüzde 36,4’ü Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, yüzde 14,4’ü Anadolu İmam Hatip Lisesi, yüzde 2,1’i Fen Lisesi’nden. PISA 2015'e katılan diğer okul türleri ise şöyle: Ortaokul, sosyal bilimler lisesi, güzel sanatlar lisesi, çok programlı lise.
En geride meslek liseleri
PISA 2015 sonuçları, okul türlerine göre incelendiği okullar arasında büyük farklar göze çarpıyor. Üç alanda da en başarılı okullar Fen ve Sosyal Bilimler Liseleri. Fen Liselerinin, fen puanı 534 iken Anadolu Liselerinin 461, Mesleki ve Teknik Anadolu Liselerinin ise 392. PISA’da ortalama 30 puanın bir öğretim yılına denk geldiği gözönüne alındığında, Meslek Liseleri, Fen Liseleri'nden dört, Anadolu Liseleri’nden iki öğretim yılı geride. Anadolu Liseleri ile de Fen Liseleri arasında 2 öğretim yılından fazla fark var.
Puanlarda batı ile doğu farkı
Puanlar sadece okul türlerine göre değişmiyor, bölgelere göre de değişiyor. Okuma becerilerinde 458 puanla Tekirdağ, Edirne, Kırklareli, Balıkesir ve Çanakkale'den oluşan Batı Marmara, en yüksek puana sahip. Malatya, Elazığ, Bingöl, Tunceli, Van, Muş, Bitlis ve Hakkari'yi kapsayan Ortadoğu Anadolu bölgesinin puanı ise 384. Yani doğudaki çocuklar 74 puan geride. Bu veri, bu öğrencilerin iki okul yılı geriden geldiği anlamına geliyor. Matematikte 442 puanla Ege en yüksek puanı alıyor. En düşük puan ise yine Ortadoğu Anadolu’nun. Bu iki bölge arasında 72 puan fark var. Fende de 448 puanla en başarılı Batı Marmara olurken, en başarısız bölge 382 puanla yine Ortadoğu Anadolu.
"Öğrenciyi ayrıştıran sistemin sonucu "
Türk Eğitim Derneği'nin (TED) düşünce kuruluşu TEDMEM'in eğitim uzmanı Dr. Sabiha Sunar, Türkiye'de farklı sosyo ekonomik düzeydeki öğrencilerin aynı okula gitme olasılığının, OECD ortalamasından düşük olduğunu belirterek okullar ve bölgeler arasındaki farkların nelere sebep olabileceğini şöyle açıklıyor:
"Türkiye’de farklı akademik becerilere sahip öğrencilerin aynı okulda bulunma olasılığı yüzde 46,7. OECD ülkeleri ortalaması yüzde 69,9. Okullar arası performans farkları, bazı ülkelerde birbirine çok yakınken, bazı ülkelerde açık ara farklılık gösteriyor. Kanada, Danimarka, İrlanda, Norveç ve Finlandiya gibi ülkelerde aileler çocuklarını hangi okula yazdırırlarsa yazdırsınlar, benzer başarı sonuçlarıyla karşılacaklarını düşünebilirler. Bu durumun tamamen tersi gözlenen ülkeler arasında Çin, Şili, Bulgaristan, Macaristan, Meksika gibi ülkeler var. Ülkemizde ne yazık ki öğrenci başarısı, okuldan bağımsız değerlendirilememektedir. Bu da aynı okulda sosyo-ekonomik çeşitliliğin az olduğunun göstergesi ve okullar arası başarı farklılığının açılmasına neden oluyor. PISA bulguları, öğrencileri erken yaşta okul türlerine göre ayrıştıran sistemlerde, öğrencilerin sosyo-ekonomik düzeylerinin performansları üzerinde daha belirgin rol oynadığını gösteriyor. Ayrıca öğrencilerin becerilerine göre etiketlenmesi öğrencilerin öğrenme motivasyonlarını da olumsuz etkileyebiliyor. Bölgeler arası farklılıkların da derinlemesine incelenmesi gerekiyor. Bölgeler arası başarı farklılıklarında rol oynayan etmenlerin arasında bölgelerin gelişmişlik düzeyi ve anne-babanın eğitim düzeyinin önemli bir rol oynadığı biliniyor."
Motivasyon tam, başarı düşük
Raporda Türkiye’deki ve OECD ülkelerindeki öğrencilerin fen öğrenmekten zevk alma durumu ve motivasyonlarına dair sonuçlar da var. Fende 425 puanla OECD ortalamasının çok altında puan alan Türkiye’de, öğrencilerin fen motivasyonu ve öğrenmekten duyduğu zevk OECD ülkelerindeki öğrencilerden daha yüksek. Öğrencilerin fene yönelik tutumu yüksek ama başarıları düşük.
Türkiye, 35 OECD ülkesi içinde öğrenci başına yapılan harcamada sondan ikinci sırada yer alıyor. Ayrıca PISA’da her bir öğrenci için sosyo ekonomik ve kültürel durum endeksi de hesaplanıyor. Anne babanın mesleği, eğitim düzeyi, öğrencinin evde sahip olduğu eğitim ile ilgili kaynaklar gibi değişkenlere bakılıyor. Buna göre Türkiye 35 ülke içinde dezavantajlı öğrenci oranı en yüksek ülke. Türkiye'den PISA’ya katılan öğrencilerin yüzde 64’ü dezavantajlı.
Okul dışında öğrenme azaldıkça başarı artıyor
Rapordaki çarpıcı sonuçlardan biri de okul dışında öğrenmeye ayrılan zamanın yani ödevlerin, etütlerin başarı üzerinde çok da etkili olmadığı. Türkiye’de öğrenciler okulda haftada 25,9 saat, okul dışında da 24,5 saat öğrenmeye zaman ayrıyor. Almanya’da okulda 25,5, okul dışında 11 saat, Finlandiya’da okulda 24,2 saat, okul dışında 11,9 saat öğrenmeye vakit ayrılıyor. Okul dışı öğrenmenin daha az olduğu Almanya, Finlandiya'nın fen puanları daha yüksek.
Okul öncesi eğitim alan 17 puan fazla aldı
Öğrencilerin okul öncesi eğitim alıp almaması ülkelerin puanlarında önemli etkenlerden biri. Türkiye'den PISA uygulamasına katılan öğrencilerin okul öncesi eğitim alma oranı düşük. Sınava katılan öğrencilerin yüzde 46,3’ü okul öncesi eğitim almamış, OECD ülkelerinde okul öncesi eğitim almayan öğrencilerin oranı sadece yüzde 4,5. Türkiye'de 1-2 yıl okul öncesi eğitim alan öğrenciler, almayan akranlarına göre 17 puan daha yüksek aldı. Eğitimin en önemli sorunlarından biri olan devamsızlık, PISA sonuçlarında da göze çarpıyor. Türkiye’de "okulu astığını" söyleyen öğrenci oranı yüzde 17,2 iken OECD ülkelerinin ortalaması yüzde 5. "Dersi kırdığını" söyleyen öğrenci oranı yüzde Türkiye'de 15, OECD ülkelerinin ortalaması ise yüzde 6,6.
Raporda öğretmenlerin mesleki gelişimine dair veriler de var. Buna göre Türkiye'deki öğretmenler mesleki gelişim programlarına katılmada OECD ülkelerindeki meslektaşlarından daha geride. Türkiye’de son üç ayda mesleki gelişim programına katılan öğretmenlerin oranı yüzde 24 iken, OECD ülkelerinde bu oran yüzde 50,9. (Aljazeera)