Gazze, Bayram, Patlayan Şeker
Gazze’nin gazası mübarek olmadan bayram bize mübarek değil..
Küçüklerin bir daha hiç açılmayacak olan gözlerinden, büyüklerin ceset toplayan ellerinden öperek.. Küçüklerin son harçlığı topraktan, büyüklerin feryatlarından öperek.. Ölüm beğenmekten elbise beğenecek canları kalmamış küçükleri fatihayla öperek, gömecek mezar yerleri bile kalmamış büyüklerin çaresizliğinden öperek..
Uykuları vurulmuş rüyalarından kan damlayan mazlum görüntülerinden vicdanlarına harçlık bile yapmayan zalimlerin namlusuna tükürerek bayram mübarek olsun. O çocuklar kalplerimize bir sıkımlık boşalttığımız patlayan şekerler gibi kalacak biliyorum. Damağımızda eriyen cam şeker gibi aklımızda da eriyip gidecekler unutacağız. Cam şeker ya da can şeker ne fark eder..
Ziyaret edecek akrabaları vurulmuş, elinden tutup götüreceği evladı da vurulmuş kefenin içindeki şekerini uğurlayacak cennet arayan baba.. Sadece edebiyatı yapılınca acıklı gelen yazı dekoru gibi kalacak aklımızda biliyorum.
Daha birkaç gün önce vurulmuş evlatlarını peygambere emanet edip, Ya Resullallah sen ki yetimlerin mahzunluğunu elinde toplayıp secde secde ağlayansın. Sen ki öksüzün başını cennet cennet okşayansın. Biz bu serçeleri nereye uçuralım. Nereye uçsunlar ki sırtlarında taşıyacakları ölüm fazla gelmesin.
Nereye uçsunlar ki anne diyebilecek kadar büyüsünler nereye uçsunlar ki elbiselerini giyip aynaya bakabilecek kadar uzasın boyları. Nereye uçsunlar ki saçlarını zafer ilahileriyle biz tarayalım Firavunlar taramadan önce. Nereye uçsunlar ki döneceklerinden umudumuz olsun. Nereye uçsunlar ki kucaklarımız onların musallası olmasın. Biz bu gözyaşlarını nereye dökelim Ya Resullallah. Sen olmalıydın ki senin kucağın Kızıldeniz. Bırakırdık Musa’mızı senin kucağına. Senin merhametin anne sütü gibi dağılırdı dudaklarında. Bize Halime Annemiz gibi teslim edeceğimiz bir Anne de bırakmadılar. Ya Resullullah evladının kulağına Muhammet Muhammet Muhammet diye seslenen annelere ne kadar bayramsa bize de o kadar bayram.
Şimdi cennet bayram yeri. Şimdi virane olmuş bir şehrin mazlumlarına bayram mı bilinmez. Şimdi bayram sofrasında evlatları eksilmişlere bayram mı bilinmez. Hiçbir şey olmamış gibi önümüzde tutulan bir kap şekere el uzatırken eli bir daha hiç uzanmayacak olan çocuklara ne kadar bayramsa bize de o kadar bayram.
Gazze’nin gazası mübarek olmadan bize bayramımız mübarek olacaksa olsun.
(Haber 7)