Modern Gençlik (!)
Bugün biz gençlerin etrafındaki tuzaklardan bir tanesi de modern hayat algısıdır. Batının hedefine ulaştıracak modernizm anlayışıyla insan, İslami kimliğinden soyutlanmak isteniyor. Bu istek bizatihi gençler etrafında dolanıp modern gençlik adıyla bu algı çok güzel gösteriliyor. Hatta saygınlık, kişilik testi ya da değer, modernlikle ölçülüyor. Modernliğin ana unsurunu da açık-saçıklık oluşturuyor. Modernlikte her şey lükslüğe bakıp, düşünceler o minval üzere oluyor. Tamamıyla batının inşa ettiği bir insan tipi örneği olan bu modern hayat, medyanın da en gözdesi oluyor.
Modernliğin altında yatan bir sebep de ‘çağa ayak uydurmak’ sloganıdır. Çağa ayak uydurmak için de açılmak, İslam’ın meşru görmediği her şey yapmak olmuştur. Çünkü İslam geride kalmış bir adet olup güne uyarlanmaz düşüncesi… Bu düşünce çok tehlikeli olmakla birlikte doğruluğu da bulunmayan bir söylemdir. İslam, yıllar öncesinden gelmiş olmasına rağmen evrensel ve asırlar sonra hala tazeliğini koruyandır. Uygulandığı takdirde insan ve toplum refahını sağlar. Peygamber Efendimiz’in çok önceden dediği sözler yeni keşfedilir olmuştur. Yani İslam dini değil çağımıza, kıyamete kadar aktifliğini sürdürecektir. Bunun aksine modernizm düşüncesi gibi bulgular, sadece İslami yaşantıyı hayatımızın içinden atmayı amaçlamaktadır. Bunun içindir ki modern görünmek adına gerçek İslami kimliğinden vazgeçip başka kalıplara girenler olmuştur.
Öyle bir tuzaktır ki en ideal, en görgülü, en saygın bir konummuş gibi gösterilip içi zehirli ama dışı çiçek görünümünde sunuluyor. Hâlbuki en düşük, en bayağı ve en kokuşmuş olan modern hayat algısı, en değersiz kişiliği oluşturur. Batı modernitesi, S.H. Nasr’ın ifadesiyle insanlık tarihinde bir yol kazasıdır.
En önemlisi bizi asıl kimliğimizden alıp, İslami gençlik yerine modern gençlik tipi bir anlayış giydirir, beyinlerimize. Sadece beyinlerde kalmayıp hareketlerimize yansır. Ve böylece modern olmak için neler yapmam gerekir diye gerçek kişilikten çıkıp, yapmacık bir kişiliğe bürünmemize sebebiyet verir. İşte bu da o gencin felaketi olur. Dünya imtihanında yanlışları çoğalır gittikçe. Çünkü modernizm, Batı’nın kurguladığı bir profildir ve istekleri de Müslümanların değerlerine tamamen zıttır.
Modernizmin bir başka yönü de hayatın birçok yönlerini etkisi altına almasıdır. Kıyafetlerden tutun masanın düzeni ve hatta çatal bıçak bir arada kullanılarak yemek yeme bile modernlikle alakalı olur. Düşünceler öyle şekillenir ve modernizmin esiri olunup bu tuzağın zincirleri arasına kendini kaptırır. O anda Müslüman bir kişilikten de bahsedilemez. Mustafa Çelik modernizmi bakın ne güzel anlatıyor: “Modernizm; yaşanan dini değerlere saldırı olmakla beraber, ilahi iradeye meydan okuma ideolojisidir. Modernizm, hakiki bir firavun olan Batı’nın insanlık âlemine karşı kurduğu bir tuzaktır. Modernizm, şeytanın hile ve desiselerinin cemedilmiş halidir. Bizi âhirete yabancılaştırıp, dünyaya yakınlaştıran… Sefâhete yanaştırıp, Allah’tan uzaklaştıran… Beşeriyetimizi kuvvetlendirip, insaniyetimizi aşındıran bu ideoloji, insanları dinsiz ve imansız kılmaktan başka bir işe yaramamıştır.”
Hiçbir ekol, sistem, ideoloji ve düşünce İslam’ın yerine geçemez. Aksine bunların hedeflerinde İslami değerleri yozlaştırmak vardır her zaman. Modernizm de bunlardan bir tanesidir. Hatta İslam modernizmi diye sağdan yaklaşan bir söylemle düşüncelere yer eden bir algı da vardır. Elbetteki tesettüre bürünmüş bir bayanın modernlik diye başını açtığı çok nadir görülür. Fakat modernlik algısıyla tesettürü yozlaştırıp gerçek görünümünden, olmaması gereken bir görüntüyle karşı karşıya bırakır. Başı örtülü (örtüsü de şekilli olup) altında daracık pantolon ve kısacık bir tunikle ‘modern tesettür’ çatısı altında bir giysi şekli çıkar karşımıza… Ve İslam’daki tesettürün ruhuna ve fıtratına aykırı bir şekil… İşte bir yandan modernizm amacı hâsıl olur, diğer yandan İslami değerler yozlaştırılır. Farkında ve idrakinde olmalıyız kardeşler…
Modernizm bir yaşam biçimi olup hayatı şekillendirir. Halbuki bizim hayatımızı şekillendirecek tek merci İslam’dır. Modernizm, İslam’a karşıt olduğundan kendimizi, hal ve hareketlerimizi İslam tartısında tartmamız yanlışa düşmememiz için yararlı olacaktır. Hareketlerim, düşüncelerim, kıyafetlerim İslamimi yoksa modernitenin kurbanımı?… Çünkü düşünceden harekete kadar tesiri büyüktür. İslam’ın tesiri ise daha büyük ve vazgeçilmez olmalıdır.
Baki Muhabbetle…
(söz & kalem Dergisi)