'Robotlar Geliyor, Fakirler Ölsün!'
Kapitalist dünya bizi biriktirmeye teşvik eder. Sayılar üzerinden övünmeye. Kimliğimizi, biriktirdiğimiz üzerinden inşa etmeye çağırır bizi. Kur'an ahlakının tam ters istikametidir Pazar ekonomisinin oklarının gösterdiği yön.
Kur'an-ı Kerim, dünya hayatının gelip geçici olduğunu, asıl olanın ebedi yurdu kazanmak olduğunu söyler.
Postmodern insan için ahiret yurdu gittikçe uzaklaşmaktadır.
Ahiret yurdunu ölüm dahi hatırlatmaz bize. Her gün onlarca ölüme, trajik sonlara tanık olduğumuz halde ölenler hep başkasıdır. Bizim kulağımıza değen, ölümsüzlüğün eli kulağında bir keşif olduğudur.
Gazeteler düzenli olarak dünyanın en yaşlı insanının haberini yapar. Hollywood filmleri zenginler için ölümsüzlüğün çoktan icad edildiğine inandırır.(Bkz. İn Time/Zamana Karşı 2011.)
Ölüm sadece fakirler, çaresizler içindir. Afrikalılar açlıktan ölebilir. Ya da terörist ülkeler (bkz İsrail) bombalar yağdırarak tarihin hiçbir döneminde rastlanmadığı kadar kadınları çocukları, ihtiyarları katledebilir. Modern dünyada savaşın ahlakı yoktur çünkü.
Hem zaten fakirler, göçmenler, fakirlikleri ile dünyayı yaşanmaz bir yer haline getirmektedirler. İsyan etmektedirler mesela, kafa tutmaktadırlar, yeterince tüketme kabiliyetine sahip olmadıkları için ölmeyi 'hak etmektedir'ler.
Postmodern dünyada kirli işler için bile fakirlerin kasına ihtiyaç giderek azalmaktadır.(Bkz. Çin'de robot garsonların devreye sokulması çalışmaları.)
Seçilmişlerin, zenginlerin kahrını çekecek metal yığınları sosyal hayata karışmak için gün sayarken, o halde muktedirler, niye fakirlerin, güçsüzlerin, yetimlerin, yaşlıların yükünü çekmek zorunda kalsın ki!
Filmler yoluyla zihnimizde bir kod açılır. Yılda bir kere muktedirlere fakirlerden arınma hakkı verilse nasıl olur? Yılda bir kere 12 saat herkesin her şeyi yapma hakkı olduğunu düşünün. Adam öldürmenin hiçbir cezayı müeyyidesinin olmadığı 12 saat. Ne yapar o 12 saate insanlar? Vicdanı olanlar kendini evine kapatır, güvenlik sisteminin vaat ettiği emniyete iman etmiş olarak. Diğerleri, yani hınç kültürü ile beslenenler, kendisini dikensiz gül bahçesinin biricik bahçıvanı sananlar sürek avına çıkar. 'Öteki'ni avlamak için güruh aidiyeti içinde salyalarını akıta akıta dünyayı her yıl kendilerine bahşedilmiş 12 saat içinde güçsüzlerden 'arındırma' misyonunun askerleri olarak.(Bkz. Arınma Gecesi. 2013)
Zihnimizde açılan kodlara, reklamlar yoluyla kalbimize gönderilen kibir tohumları ile mücadele edebilmek için...
İnsan kalabilmek için....
Mümin olabilmek için...
Fakirleri başımızın tacı yapmamız gerekiyor. Zenginliğimizde, biriktirdiklerimizde, fakirlerin, tüyü bitmemiş yetimlerin, yurdundan yuvasından ayrı düşmüş göçmenlerin hakkı olduğunu, o haklarını bir an önce onlara teslim etmemiz gerektiğini şimdi idrak etmezsek her şey için geç kalmış olacağız.
Başlığa gelince 'fakirler ölsün onlar çok kıskanç oluyor' diyen video dilberi, internette dolaştığım her an karşıma çıktı. Onu tanımlayan en iyi ifade robot aslında. Hayatımıza karışacak olan metal yığınları ile kalbi metal parçası haline gelmiş olan hemcinslerimizin uyumunu öngörmek ....Cümleyi tamamlamak içimden gelmedi. Allah sonumuzu hayr etsin.
(Yeni Şafak)