17 Aralık'ı organize eden isim belli oldu
FETÖ’nün emniyet imamı olarak bilinen firardaki ‘Kozanlı Ömer’ kod adlı Osman Hilmi Özdil’in, dönemin 4 bakanının adının geçtiği 17 Aralık 2013 soruşturmasının organizatörü olduğu iddia edildi.
Emniyetteki ‘paralel devlet yapılanması’nın kilit ismi olduğu belirtilen ve 15 Temmuz darbe girişimi öncesi ABD’ye kaçan ‘Kozanlı Ömer’ lakaplı Osman Hilmi Özdil’in izine, BDDK (Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu) murakıplarına yönelik operasyonlarda rastlandı. İstanbul Mali Şube ekiplerinin FETÖ/PDY’ye yönelik düzenlediği 2 ayrı operasyonda, 47 BDDK murakıbı tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Usulsüz inceleme
Yapılan soruşturmada, BDDK’da görevli banka murakıplarının Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yakın kişilerin şahsi ve şirket hesaplarını usulsüz şekilde incelemeye aldığı, 2013-2014 yılları arasında 5 bin 270 kez usulsüz olarak sorgulama yaptıkları tespit edildi. BDDK murakıplarının cep telefonu kayıtlarına göre, FETÖ’nün emniyet imamı olduğu belirlenen ‘Kozanlı Ömer’ kod adlı Osman Hilmi Özdil’in, 2009 ile 2013 Nisan ayı içerisinde BDDK murakıbı olan A.K. ile 100’ün üzerinde telefon görüşmesi yaptığı tespit edildi.
Mali Polis, ‘Kozanlı Ömer’in talimatları doğrultusunda murakıpların söz konusu hesapları usulsüz olarak incelediklerini, 17 Aralık operasyonu için bilgi topladıklarını ve dönemin Mali Şube Müdürlüğü’ne bilgi aktardıklarını bildirdi. ‘Kozanlı Ömer’in, BDDK murakıpları ve Mali Polis’i organize ederek, 17 Aralık operasyonunun düzenlenmesini sağladığı öne sürüldü.
Kaybolan arşiv dosyası bulundu
Emniyet imamı ‘Kozanlı Ömer’in, ABD’de gözaltına alındığı sırada üzerinden çıkanların kaydedildiği ve FBI tarafından gönderildikten sonra kaybedilen arşiv dosyasının bulunduğu önceki gün ortaya çıktı. Yürütülen soruşturmada 5 polis gözaltına alınıp tutuklandı. Dosyada, Ergenekon soruşturmalarında haklarında soruşturma açılan bazı isimlerin yer aldığı şifreli listenin bulunduğu öne sürülüyor.
‘Kozanlı Ömer’ kim?
Görünürdeki mesleği sigortacılık olan Osman Hilmi Özdil, FETÖ’nün emniyet imamı olarak biliniyor. Eski polis müdürü Hanefi Avcı’nın ilk kez kitabında bahsettiği Özdil, emniyetin araçlarına sigorta yapıyordu. Cemaat’in ekniyet imamı olduğu dışında hakkında bilgi bulunmayan Özdil’in, 17 Aralık soruşturmasından bir süre sonra ABD’ye gittiği tahmin ediliyor.
Kumpasçı FETÖ'cü kaçarken yakalandı
FETÖ darbe girişimi soruşturması kapsamında tutuklanan Jandarma Yarbay Hüseyin Polatçı, örgütün kumpas operasyonu "İzmir Askeri Casusluk" davasında bilirkişi olarak görevlendirildiğini itiraf etti. Kumpasa ilişkin ele geçirilen belgelere "devlet sırrı" yönünde hazırlanan raporda imzası bulunan Polatçı, davanın mağdurlarının tehdidi yüzünden korkup kaçmak istediğini ileri sürdü.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü FETÖ'cü darbe soruşturmasında şüpheli listesinde yer alan Jandarma Bölge Komutanlığı MEBS İşletme Destek Birlik Komutanı Yarbay Hüseyin Polatçı'nın itirafları örgütün kirli yüzünü bir kez daha ortaya koydu. Cezaevine gönderilen Polatçı, hâkimin, "Olay günü neredeydin?" şeklindeki sorusu üzerine şunları anlattı:
"Olay başladığında birlikteydim. Genel Komutanlıktan telefon geldi. Kurmay başkanına vekalet edeceğim için ne oluyor, ne bitiyor bilgi almak istedim. Harekât merkezine geçtim. Nöbetçi genel komutanlıktan telefon geldiğini, sıkıyönetim ilan edildiğini söyledi. Bir de ben aradım, 'Emriniz gelmedi, ben bölge komutanına ne diyeceğim' dedim. 'Ara, sıkıyönetim ilan edildiğini söyle, karargaha gelsin' dedi. Komutanımızı aradım. 'Araç kullanıyorum, takip edeceğim' dedi.
Komutanımızı anlamadım. Evrakı incelediğimde adının olmadığını gördüm. Temkinle yaklaştığını anladım. Daha sonra diğer personel aradı, 'Ne yapalım, gelelim mi?' dediler. 'Bana komutanımız bir emir vermedi, ortalık kötü, ailenizi ve kendinizi korumaya alın. Bir gelişme olursa ben bilgi vereceğim' dedim. Nöbetçi subayına da 'Ne olacağı belli değil, şu cephanenin anahtarını bana ver, askerleri de götür koğuşun alt katına, ışıkları da söndürsünler' dedim. Bizim Güvercinlik'teki karargaha iki general geldi. Burada alternatif karargah oluşturuldu.
Yanımızda bulunan Kara Havacılık Okulu'ndan devamlı Kobralar kalkıp ateş ediyorlar sağa sola. Komutanlarımız buna müdahale etmek için ekipler oluşturdu. Ben de yardımcı olmak maksadıyla o tarafa geçtim. Kuleye saldırıldı. Komutanlarımız dahil içeri kaçmak zorunda kaldık. İki askerimiz yaralandı. Darbeye karşı bir karargah olduğumuz için komutanlarımın hiçbirine silah çekmedim, kimseye ateş etmedim. Mesele bitene kadar dışarı da çıkmadım."
Hâkimin "Sen kimden kaçtın?" sorusuna Polatçı'nın verdiği yanıtlar adeta itiraf niteliğinde: "Açık söyleyeyim, İzmir Casusluk davasında biz bilirkişi olarak görevlendirilmiştik. Fakat olay bizim bilmediğimiz şekildeymiş. O zaman mağdur olanlar 'Göstereceğiz size' diyerek korkuttular. Bunun bu örgütle alakalı olduğunu görünce, 'Hayatta kurtulamam, kaçabilirsem kaçayım' dedim. (Gazete Habertürk / Sabah)