Türkiye'de birinci yargı paketinden kimler yararlanabilecek?
Resmi Gazete'de yayımlanan yargı reform paketi tahliye ve pasaport iadesinde on binlerce kişiyi etkileyecek maddeler içeriyor. Tutukluluk sürelerinde belirleyici olan “terör suçu” tanımına ilişkin belirsizlikler sürüyor.
Tartışmalı yargı reformu paketi, TBMM’de yasalaşmasının ardından bugün de Resmi Gazete'de yayımlandı. Ceza Muhakemesi Kanunu ile bazı kanunlara yeni düzenlemeler getiren paket, gelecek beş yıl içinde yargı alanında yapılması gerekenlerle ilgili yol haritası niteliği taşıyor. Yargı Reformu Strateji Belgesi’nin 39 maddelik ilk paketinde, on binlerce kişinin yargı sürecini etkileyecek bölümler yer alıyor.
Paket kapsamında beş yılın altındaki ceza içeren ve istinafta kesinleşen terör propagandası, Cumhurbaşkanına hakaret, devleti aşağılama, silahlı örgüt, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet gibi çeşitli suçlara temyiz yolu açılıyor.
Böylelikle yaklaşık 13-14 kalem suçta Yargıtay’a başvuru yapılabilecek. Yasanın yürürlüğe girmesiyle birlikte 15 gün içinde Yargıtay'da temyiz ve tutuklulukların durumunun yeniden ele alınması gündeme gelecek. Cezası infaz edilmekte olan hükümlülerin, tutukluluğunun devam edip etmeyeceği ise hükmü veren ilk derece mahkemesince değerlendirilecek.
Adalet Bakanlığı, düzenlemeden yararlanabilecek kişilerin sayısına ilişkin sayı vermezken, son kararın mahkemelerde olduğuna dikkat çekti.
Ayrıca paket, Olağanüstü Hal döneminde Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) ihraç edilen ve pasaportlarına el konulan tahmini yaklaşık 40 bin kişiyi de yakından ilgilendiriyor.
AKP'li Tunç: Paketi kişilere göre yapmadık
DW Türkçe’ye konuşan TBMM Adalet Komisyonu Başkanvekili AKP’li Yılmaz Tunç paketten kimlerin yararlanabileceği konusunda şunları söyledi:
"Kim bundan yararlanır, kim yararlanmaz şu anda bilemiyoruz, ama üç kişi bile yararlansa bizim için önemli. Yasa kişiye ya da davaya özel değil genel bir düzenleme ve kimin yararlanacağına yine yargı karar verecek."
DW Türkçe'ye konuşan CHP İzmir Milletvekili hukukçu Murat Bakan ise eski milletvekili Eren Erdem örneğini veriyor. Bakan, Erdem’i cezaevinde ziyaret eden son isimlerden biri. Erdem’in aslında mevcut yasalarla şimdiye kadar serbest kalması gerektiğini belirten Bakan, "Ancak şimdi yasa Resmi Gazete’de yayınlanır yayımlanmaz derhal tahliye olmasını bekliyoruz. Çünkü Erdem’in aldığı ceza temyiz kapsamına giriyor" değerlendirmesini yaptı.
CHP eski milletvekili Erdem "örgüte üye olmamakla birlikte örgüte yardım etmek" ve "göreve ilişkin sırrın açıklanması" suçlamalarıyla yargılanmış, 4 yıl 2 ay hapis cezası almıştı. Paket çıkmadan önce istinaf mahkemesinde kesinleşen beş yılın altındaki suçlar temyize götürülemiyordu.
Muhalefet yasadaki bu tür kısmi iyileşmelere rağmen, bunun gerçek bir yargı reformu olmadığı görüşünde.
Murat Bakan, bir yargı reformu olabilmesi için öncelikle Hakim ve Savcılar Kurulu’nun mevcut yapısı ile Anayasa Mahkemesi üyelerinin seçimi gibi hususlarda düzenlemesi yapılması gerektiği görüşünde. Bakan, hakim ve savcıların bağımsızlığının, kurumların bağımsızlığından geçtiğini savunuyor.
Uzun tutukluluk süreleri
Yasayla uygulamada fark yaratması amaçlanan alanlardan biri de uzun tutukluluk süreleri. Türkiye’de şimdiye kadar binlerce kişi iddianame hazırlanmadan uzun süre tutuklu kaldıkları için hak ihlaline uğramıştı.
AKP’li Yılmaz Tunç, bu alanda eleştiriler bulunduğunu anımsatarak, "İddianame düzenlenmeden kişi uzun süreler dava sürdüğü müddetçe tutuklu kalabiliyordu. Ona sınır getirdik. Artık bir kişi dava açılmadan beş yıl tutuklu kalmayacak" diye konuştu.
Yeni düzenleme ile asliye ceza mahkemelerinde soruşturma evresinde tutukluluk süresi altı aydan çok, ağır ceza mahkemelerinde ise bir yıldan fazla olmayacak. Bu süre "terörle mücadele" kapsamına giren suçlar için ise en fazla iki yıl olacak.
Ancak Terörle Mücadele Kanunu'ndaki (TMK) "terör" tanımı, "kapsamı ve belirginliği olmadığı" gerekçesiyle en çok eleştirilen konular arasında.
Diyarbakır Barosu Başkanı Cihan Aydın, DW Türkçe’ye yaptığı değerlendirmede TMK’daki terör tanımının çerçevesinin net şekilde belirlenmesinin bir zorunluluk olduğunu söyleyerek, "Şu andaki hukuk sistemi iki açıklama, iki tweet’inizi üst üste koyup sizi terörle yargılayabiliyor" eleştirisini yöneltti.
Aydın, mahkemelere de bu konuda takdir hakkı tanınmaması gerektiğini söyleyerek, "terör" tanımını yurttaşın da somut olarak anlayabilmesi için net çerçeve çizilmesi gerektiğine dikkat çekti.
On binlerce KHK’lının pasaportları iade olabilir
OHAL döneminde çıkartılan KHK’larla pasaportları iptal edilenlere, yasa yürürlüğe girdiği anda haklarındaki idari veya adil işlemler lehte sonuçlanmışsa pasaportları iade edilebilir. Bu şekilde pasaportları iptal edilenler veya pasaport talepleri reddedilenlere, kolluk birimlerince yapılacak araştırma sonucuna göre İçişleri Bakanlığınca pasaportları verilebilecek.
Yasanın bu maddesinden kaç KHK’lının yararlanabileceği ise uzmanlara göre "elastik bir durum." Çünkü soruşturması olmayan ya da takipsizlik ve beraat alan KHK’lılar ancak İçişleri Bakanlığı’nın yeniden tetkiki ile pasaport alabilecek.
KHK’lıların durumunu yakından takip eden HDP Millitvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun elindeki verilere göre, toplam 134 bin 600 KHK’lıdan 20 bin civarındaki için takipsizlik ve beraat çıkarken, 20 bini için de soruşturma açılmadı. Bu çerçevede İçişleri Bakanlığı tetkiki sonucu uygun görülürse tahmini 40 bin kadar KHK’lının pasaportlarını geri alabilecekleri hesaplanıyor.
Haber verme sınırları
Yasa ile Terörle Mücadele Kanunu'na bir ekleme yapılarak, "haber verme sınırlarını aşmayan veya eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamalarının" suç oluşturmayacağı da hükme bağlandı.
Muhalefet partileri bu maddenin uygulamada işlemeyeceğini ileri sürerken, Tunç düzenlemenin hedefini şöyle aktarıyor:
"Haber verme sınırını aşmayan düşüncelerin suç olmayacağına ilişkin aslında önceden de yargının bu doğrultuda karar vermesi için içtihatlar var. Ancak uygulamada aksamalar görüldüğü için bu kanuna net bir şekilde yazıldı. Yargının bu konuda özellikle hassas olmasını ve suç konusu olmamasını amaçlıyoruz."
CHP’li Murat Bakan ise yasanın olumlu sonuçları olup olmayacağında temkinli ve şöyle konuşuyor:
"Ben yargı paketinin hakimlerin bağımsız hareket edeceğini sağlayacağını sanmıyorum. Çünkü bugüne kadar geçmiş davalara baktığımızda yargının yürütmenin işaretini beklediğini görüyoruz. Yargı bu kadar siyasallaşmışken bağımsız hareket etmesi mümkün değil."
Birinci yargı paketinin yasalaştığı bugünlerde diğer taraftan özellikle MHP’nin ısrarcı olduğu ceza indirimini de kapsaması beklenilen ikinci pakete yönelik hazırlıklar ise sürüyor. (DW)