Ericsson IŞİD topraklarında militanlara para ödemiş
Ericsson'dan sızan iç soruşturma raporu, şirketin Musul'da çalışmak için IŞİD'den izin istediğini ve terör örgütünün kontrolündeki topraklardan geçmek için ödeme yaptığını ortaya koydu.
Ericsson'dan sızan bir iç soruşturma raporu, İsveçli telekon şirketinin Irak'taki faliyetleri için Irak yetkilileri, şirket yöneticileri ve muhtemelen IŞİD'li teröristlere ödeme yaptığını ortaya koydu.
Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu'na (ICIJ) sızdırılan rapora göre; Ericsson, IŞİD Musul'u ele geçirdikten sonra iş yapmak için IŞİD'den izin istediğini ve ekipmanlarını IŞİD'in o dönemde kontrolündeki topraklardan da geçen "Speedway" adlı bir rota üzerinden taşıyabilmek için para ödedi.
Raporda, ekipman sevkiyatında IŞİD de dahil olmak üzere yerel milisler tarafından kontrol edilen bölgelerden geçildiği ve proje alanlarının IŞİD kontrolündeki bölgelerde bulunduğu kaydedildi.
Rapordaki bulgulara göre; Ericsson'un "Irak Savunma Bakanlığı yetkililerinin seyahat masraflarını karşıladığına, aracılar üzerinden şirket yöneticilerine rüşvet verdiğine ve kayıt altına alınmamış paradan oluşan bir rüşvet fonu kullandığına" dikkat çekiyor.
DW Türkçe'den Pelin Ünker'in haberine göre; ICIJ ve medya ortakları, ulaştıkları gizli iç soruşturma hakkında Ericsson'a ayrıntılı sorular gönderdi. Ericsson, bu sorulara yanıt vermek yerine 15 Şubat'ta Irak'taki yolsuzlukla ilgili suistimalleri ve IŞİD'e olası ödemeleri kabul eden bir basın açıklaması yaptı.
Ericsson CEO'su Börje Ekholm, sızdırılan belgelere sahip olmayan haber kuruluşlarına da röportaj verdi. Ericsson'un yasadışı ödemeler yapmış olabileceğini ancak şirketin genellikle nihai "yararlanıcıyı" belirlemekte zorlandığını söyledi. Ekholm, bir İsveç gazetesine verdiği demeçte "Paranın bazen gerçekten nereye gittiğini belirleyemiyoruz ancak ortadan kaybolduğunu görebiliyoruz" dedi.
Sızdırılan iç rapora göre ise IŞİD, 2014'te kasabaları ele geçirip evleri yağmalayıp rehineleri öldürürken iki şirket çalışanı Musul ve Irak'ın başka yerlerinde şirketin faaliyetlerini durdurmasını önerdi. Kıdemli bölge yöneticileri bu teklifi reddetti. Raporda yöneticilerin "Buradan ayrılmak işimizi mahveder" dediği aktarıldı.
IŞİD'den izin talebi
Bir aydan kısa bir süre sonra Ericsson, Musul'da çalışmaya devam etmek için bölgesel ortağı Asiacell Communications'tan "yerel otorite IŞİD"ten izin almasını istedi. Rapora göre bu durum, Ericsson'un taşeron firmalarından birinde çalışan bir ekip şefinin silahlı IŞİD savaşçılarınca kaçırılmasına yol açtı. Asiacell, konuyla ilgili ICIJ tarafından tekrarlanan yorum taleplerine yanıt vermedi.
Ericsson'un müfettişleri, herhangi bir Ericsson çalışanını "doğrudan ilgili" olarak belirleyemeseler de şirketin terörizmi taşeronları aracılığıyla finanse etme olasılığını göz ardı edemeyeceklerini belirtti.
Ericsson'un Musul'daki faaliyetlerini sürdürmek için aracılarla IŞİD militanlarına para verdiği ortaya çıktı
Ericsson'un Musul'daki faaliyetlerini sürdürmek için aracılarla IŞİD militanlarına para verdiği ortaya çıktı
Şirketin sınır ötesi faaliyetlerini izleyen uyum departmanı da gizli kayıtları, New York merkezli güçlü bir hukuk firması olan Simpson Thacher & Bartlett'in yardımıyla hazırladı. Simpson Thacher & Bartlett, ABD'deki rüşvet soruşturmasında Ericsson'un savunmasını da yürütüyordu.
İç soruşturmayı yürüten müfettişlerin, Ericsson ekipmanını IŞİD toprakları üzerinden taşıyan ana nakliye firmasının yetkilileri ya da IŞİD'in elindeki Musul'da çalışmak için şirketin kullandığı taşeron firmalarla görüşmemesi ise teröristlere yapılan ödemeler de dahil önemli suçlamalarda soruşturmanın eksik yürütüldüğü kuşkusuna neden oluyor.
ICIJ ve medya ortakları tarafından Ericsson'a yöneltilen ve şirketin yanıtlamadığı sorular arasında, yolsuzluk soruşturması sırasında bir bölgesel yöneticinin neden terfi ettirildiği ve Irak'taki şirket operasyonları tarafından işçilerin hayatlarının neden riske atıldığı da yer alıyordu.
ABD Adalet Bakanlığı ile Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu'nun (SEC) Irak'taki suistimaller hakkında ne kadar bilgi sahibi olduğu veya Ericsson'un iki kuruma iç bulgularını tamamen açıklayıp açıklamadığı da net değil. Adalet Bakanlığı ve SEC de Ericsson davası hakkında yorum yapmayı reddetti. Simpson Thacher & Bartlett de ICIJ'in sorularına yanıt vermedi.
Rüşvet ve dolandırıcılık
İç soruşturma raporunda, en az 10 çalışan ve eski çalışanın Ericsson'un etik kurallarını ihlal ettiği ileri sürüldü. Raporda tespit edilen "ihlaller" arasında rüşvet, dolandırıcılık, kara para aklama ve soruşturmanın engellenmesi yer aldı.
Rapora göre Ericsson, müşterilerine sanat eserleri ve giysilerin yanı sıra iPad, saat, Montblanc kalemler gibi hediyeler verirken 10 Irak Savunma Bakanlığı yetkilisi için de İspanya ve İsveç'e geziler düzenledi.
Ericsson, son basın açıklamasında, yürütülen soruşturma sonucunda birkaç çalışanın şirketten ayrıldığını açıkladı. Ancak görevi kötüye kullanmaya adı karışan diğer çalışanlar Ericsson'da kalmaya devam ederken bunlardan en az biri de terfi etti.
Rapora göre müfettişler, Ericsson'un Korek Telecom ile olan ilişkilerini yöneten müşteri temsilcisi (Key Account Manager-KAM) Elie Mubarak'ın "yolsuzluk ve mali usulsüzlükler" yaptığını tespit etti. Ericsson'un Irak'taki en büyük müşterisi olan cep telefonu operatörü Korek, Irak'ın yarı özerk Kürt bölgesinin eski başkanının yeğeni olan Şirvan Barzani tarafından kontrol ediliyordu.
Yolsuzluk terfi getirdi
İç denetim raporunda, Mubarak'ın yarı özerk Kürt bölgesinin Peşmerge güçlerine "IŞİD'le savaşmaları için" 50 bin dolarlık "bağış" istediği belirtildi. Milislere liderlik eden Şirvan Barzani, aynı zamanda Korek Telecom'un büyük hissedarı ve o dönemki yönetim kurulu başkanıydı. Rapora göre, resmi talepte bağışın "Kürdistan'daki mültecilere ve yerinden edilmiş çocuklara fayda sağlamak için" yapıldığı belirtildi.
Rapora göre, Ericsson'un Ortadoğu ve Afrika'dan sorumlu yöneticisi Rafiah İbrahim, "Korek başkanından fayda sağlamaya çalıştığı" için bağışı onayladı. Ericsson parayı bir hayır kurumu aracılığıyla yönlendirdi. Soruşturmayı yürüten müfettişler nihai "yararlanıcıları" belirleyemedi.
İbrahim, 2017'de Ericsson CEO'su Ekholm'un kıdemli başkan yardımcısı ve yönetim ekibinin üyesi olarak atandı ve 2019'da Ekholm'un danışmanı oldu. Mubarak, 2019'da Irak ülke müdürlüğüne terfi etti. İbrahim ve Mubarak, ICIJ'in yorum taleplerine yanıt vermedi.
İç rapora göre, Ericsson'un Irak'taki satışları 2011'den 2018'e kadar yaklaşık 1,9 milyar doları buldu.
Irak'taki varlığını 1960'lardan bu yana sürdüren Ericsson, Irak Savaşı sonrası devlet tarafından işletilen Irak Telekomünikasyon ve Posta Şirketi'ne yeni teknoloji sağlamak için kazançlı sözleşmeler imzaladı. Ericsson ayrıca telekomünikasyon kuleleri temin etmek, ekipman ve ağları iyileştirmek için Irak'ın üç ana mobil operatöründen sözleşmeler kazandı. Bu şirketler, Katar'a ait bir firma olan Asiacell, Kuveyt telekom grubunun bir parçası olan Zain Irak ve Şirvan Barzani tarafından kontrol edilen Korek'ti.
İç rapor, Barzani Ailesi üyelerini de kapsayan birkaç şüpheli işlemi de detaylandırıyor.
Raporda, Ericsson'da danışman olan ancak şirkette "açık bir görevi bulunmayan" Rasech Barzani'ye 2006-2017 yılları arasında farklı şekillerde yapılan ödemelerin toplamda 1,2 milyon doları bulduğu belirtiliyor. Rapora göre Rasech Barzani'nin şirketteki rolü, Ericsson'la müşterisi Korek ile ilgili ticari bilgileri paylaşmak ve Korek başkanının işleri hızlandırmasını sağlamaktı.
Rasech Barzani, ICIJ'in yorum taleplerine yanıt vermedi. Şirvan Barzani, Korek'in Ericsson ile ilişkisine ilişkin sorulara yanıt vermezken, bir sözcü yaptığı açıklamada, Barzani'nin DEAŞ olarak da bilinen IŞİD'le mücadele geçmişine vurgu yaptı.
Torpil ve şüpheli ödemeler
Jawhar Surchi de Ericsson'un satış temsilcisi olarak şirketin 15 yıl boyunca Irak bürokrasisini aşmasına yardımcı olan bir isim. Surchi, Al-Awsat Telecommunication Services firması aracılığıyla Ericsson adına devlet kurumları ve mobil operatörler Asiacell ve Zain ile sözleşmeler imzaladı.
Surchi, iç soruşturmayı yürüten müfettişlere iktidardaki kişilerle olan "yakın bağlarının" Ericsson'a "torpil yaptırmasına" izin verdiğini, şirket için "birçok iyilik" yaptığını ve "olağanüstü zamanlarda" sözleşmeler kazanmasına yardımcı olduğunu anlattı. Surchi, Ericsson'un, şirketi olmadan Irak'ta başarılı olamayacağını söyledi.
İç soruşturmada, Al-Awsat'ın on milyonlarca dolarlık şüpheli ödeme için bir kanal olduğu tespit edildi. Bunlar arasında, nihai yararlanıcının belirlenemediği Al-Awsat bağlantılı bir şirkete verilen 10,5 milyon dolar ve müfettişlerin "çalışma kanıtını eksik bulduğu" danışmanlık hizmetleri için yapılan 27 milyon dolarlık ödeme de bulunuyor. Yapılan denetim, paranın çoğunun Surchi'nin Ürdün'deki kişisel hesabına gittiğini gösterdi.
Rapora göre, Al-Awsat ayrıca Irak'ın devlete ait telefon şirketinin yöneticilerinin uçak bileti ücretlerini gizlice ödedi. Ericsson, Al-Awsat'a kendi adına sözleşme imzalama yetkisi verdi ve Al-Awsat, işi aile üyelerine ve arkadaşlara ait firmalara yönlendirdi.
Raporda, Surchi'nin firmasının zamanla "Ericsson" olarak bilinmeye başladığı belirtiliyor.
İki kıdemli çalışan da müfettişlere Ericsson'un Al-Awsat aracılığıyla Asiacell'in CEO'suna Peroza Projesi olarak bilinen bir ağ iyileştirme sözleşmesini kazanmak için 500 bin dolarlık "komisyon" ödemesi yönlendirdiğini söyledi. Proje, Asiacell ağının değiştirilmesini ve genişletilmesini, telekomünikasyon kulelerinin bir depoda montajlanarak test edilmesini ve kurulmak üzere Irak geneline gönderilmesini içeriyordu.
Raporda, Ericsson'un üst düzey Irak yöneticisi Tarek Saadi'nin, Al-Awsat üzerinden yönlendirilen "güvenlik hizmetleri" adı altında her biri 250 bin dolarlık iki sahte sipariş formunu onayladığı belirtiliyor.
Rapora göre Saadi, "teslimatların devam edip etmediğine bakmaksızın" personelini her ay Al-Awsat'a siparişler vermeye zorladı.
Şimdilerde Korek'in danışmanı olan Saadi, 2017'de ayrıldığı Ericsson'la ilgili sorulara yanıt vermekten kaçındı.(Ajanslar)