Duası kabul olan şehit; Abdülaziz Rantisi
Şehadetinin 18. sene-i devriyesinde Şehit Abdülaziz Rantisi’yi rahmet, minnet ve özlemle anıyoruz.
“ Allah Yolunda Öldürülenlere Ölüler Demeyiniz…” Bakara 154. O fakirlikle imtihan edildi… Yetimlikle imtihan edildi… Zindanlara atıldı, sürgün edildi; fakat davasından milim şaşmadı… Siyonistlerin korkulu rüyası olan Rantisi, başarılı akademik kariyerine rağmen dünya nimetlerini elinin tersiyle itmiş ve malıyla canıyla cihat edip, şehadeti seçmiştir.
Direniş mücahidi: Rantisi
Rantisi, Filistin ve Kudüs davamız için hapis yatan, işkenceye maruz kalan, sürgün edilen, hayatını arzuladığı şekilde şehadetle noktalayan, asra damgasını vuran İslam âleminin yetiştirdiği büyük liderlerden biridir. Şehadetinden bir hafta önce, “Ölüm bizlere eninde sonunda gelecek, ya yatağımızda kalp krizi geçirerek ya da Apaçi’den atılan bir füzeyle... Ben Apaçi’yi seçiyorum” diyen Rantisi, liderinin hasretine fazla dayanamaz. Şeyh Ahmet Yasin’in şehit edilmesinden bir ay sonra arzu ettiği şekilde bir Apaçi’den atılan füzeyle şehit olup, Hz. Hamza’nın (R.A.) ordusuna katılır.
Mücadeleye atanan ömür
Abdülaziz Ali Abdulhafız 1947 yılında Askalan ve Yafa arasındaki Yebna köyünde dünyaya geldi. 1948’deki işgalle birlikte Rantisi ailesiyle birlikte Gazze’ye sığınmak zorunda kaldılar. Aile, Gazze’nin güneyindeki genelde yoksulların yaşadığı Han Yunus’a yerleşti. Çünkü İsrailli çeteler, Rantisi ailesinin tüm mal varlığına el koyduğu için fakir kaldılar. 9 erkek kardeş ve 3 kız kardeşi olan Rantisi, o zamanlar henüz altı aylık bir bebekti. Altı yaşındayken ilkokula başlar. Fakat ailesinin maddi durumunun çok kötü olmasından ötürü, okuldan arta kalan zamanlarında çalışmak zorunda kalır. Ortaokulun sonlarındayken (1962) babasını kaybeden Rantisi’nin erkek kardeşi, ailesinin geçimi temin etmek için Suudi Arabistan’a çalışmaya gider. Rantisi, liseye girmek için hazırlandığı dönemde yalın ayak yürümektedir. Fakir olduğu için ayakkabı alacak parası yoktur. Bir gün bir yerden para bulur ve ayakkabı alır. Annesi, ayakkabısını Suudi Arabistan’a giden kardeşine vermesini ister. Rantisi de buna hayır demez ve evine yalın ayak döner. . Rantisi çocukluğunun özetini şöyle anlatır: “Bizler kendi vatanımızda onurlu ve varlıklı bir hayat yaşıyorduk Yebna’da bugüne kadar hâlâ duran doğduğum evimiz her tarafından sarılı geniş bir bahçenin içindeydi. Ancak yurdumu işgal edip sahiplerini dağıtan Yahudiler bizi fakirlik kıskacı arasında ezdikçe ezdiler…”(Milli Gazete)