Direniş Çadırı'na Dair.../ Musa Duman yazdı

"Direniş Çadırı’nın eylemlerini kurumsal bir bütünlükte gerçekleştirmesi. Belki de Türkiye Müslümanlarının en büyük sorunlarından biri olan plan ve program dahilinde iş yapamama sorunu, bir senelik eylemlerde çok büyük ölçüde aşıldı."
Direniş Çadırı Sivil İnisiyatifi, Aksa Tufanı Savaşı’nda Türkiye Müslümanlarının yüzünü yere düşürmeyen kıymetli bir girişim olarak kayda geçti.
Türkiye Müslümanları olarak, Filistin davasına ilişkin bugüne kadar ürün boykotu ve maddi yardımın ötesinde bir pratik sergileyemedik. Direniş Çadırı, bu bağlamda yeni bir uyanışa vesile oldu ve Türkiye-İsrail ilişkilerini inatla ve ısrarla geniş halk kitlelerinin tartışmasına açtı.
Sağcı-muhafazakar reflekslerin başta ülkemiz olmak üzere bütün İslam coğrafyasını çepeçevre kuşattığı bir vasatta, Direniş Çadırı’nın aldığı bu inisiyatif başlarda bir kısım insanımızda duraksamaya neden olsa da, Türkiye-İsrail ilişkilerine dair raporlanan hazin veriler bu sesin zaman içinde dalga dalga büyümesine zemin hazırladı.
Direniş Çadırı’nın kamuoyunda ses getirmesini sağlayan iki ana faktör bulunuyor. İlki, Direniş Çadırı’nın diğer siyasi mevzulardan bağımsız şekilde, Türkiye-İsrail ilişkilerinin kesilmesine kesifleşmesi. Filistin davasının birleştiriciliğini kendine pusula eden Direniş Çadırı, onlarca ilde, binlerce insanı “Filistin ve Kudüs” çatısı altında toplamayı başardı.
İkincisi ise, Direniş Çadırı’nın eylemlerini kurumsal bir bütünlükte gerçekleştirmesi. Belki de Türkiye Müslümanlarının en büyük sorunlarından biri olan plan ve program dahilinde iş yapamama sorunu, bir senelik eylemlerde çok büyük ölçüde aşıldı. Aynı anda, onlarca ilde, koordine bir şekilde sahaya çıkmak büyük bir azmin, inanmışlığın ve adanmışlığın ürünüdür.
Direniş Çadırı’nın kazanımlarına gelecek olursak, şunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Direniş Çadırı’nın eylemleri, Türkiye Müslümanlarının Direniş Cephesi’ne desteğinin bir nişanesi konumundadır. İktidara angaje hamasi söylemleri aşarak, somut adımların peşinde koşan adil bir şahitliğin ifadesidir. “İsrail’i bu soykırımdan caydırmak için Türkiye olarak bize ne düşüyor?” sorusuna cevap arayanların ciddiyeti ve samimiyetidir.
Direniş Çadırı, Türkiye-İsrail ilişkilerini şimdilik yıkmayı başaramamıştır, ancak sarsıntılara yol açarak yıkılması için geri sayımı başlatmıştır. Kamuoyunu bu konuda bilinçlendirmiş, iktidarı adım atmaya zorlamıştır. Ticaret yasağının bir şekilde gündeme alınması, bu iradenin kesin bir çıktısıdır. Bu saatten sonra, İsrail’le ticaret, diplomatik ilişkiler petrol sevkiyatı, üsler gibi konularda atılacak adımlarda bu durum sonuna kadar hesaplanacaktır. Bugün İsrail’le ticaret yapan iş adamları, evrakta sahtecilik yoluyla İsrail’e mal gönderimini örtbas etme yoluna gidiyorsa, her an bir protesto veya basına çıkma korkusu taşıyorsa, bu köşeye sıkışmışlığın bir sonucudur.
Bu yönüyle Direniş Çadırı; İsrail’e karşı mücadelenin birçok veçhesi olduğunu, slogan atmak ve coca cola içmemekle sınırlandırılamayacağını herkese öğretmiştir. Son tahlilde Türkiye tarihine, İslamcılığın seyrine de hakiki bir “sivil inisiyatif” olarak kalıcı bir iz bırakmıştır. Bu tutarlı çizginin farklı başlıklarda, farklı platformlarda devam ettirilmesinin önü açılabilir.(İslamiAnaliz)