İslamî STK Temsilcileri ve Gazetecilere Ceza Yağdı
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinde 3 yıldır devam eden İslami STK davası sonuçlandı. Somut hiçbir delil olmamasına rağmen mahkeme heyeti oy birliğiyle 15 kişiye 112 yıl 6 ay hapis cezası verdi. Mahkemenin verdiği karar hukuk skandalı olarak yorumlandı.
İSTANBUL - 2011 yılı ocak ayında CMK 102. Maddesinin yürürlüğe girmesinden sonra yapılan tahliyelerin ardından medyanın baskısıyla adeta Müslüman avı başlatıldı. Türkiye genelinde İslami STK ve medyaya yönelik baskınlar düzenlendi. Yapılan bu baskınlarda birçok dernek başkanı, dernek yöneticisi, gazeteci ve yazar gözaltına alınmıştı. İstanbul'da da 28 Ocak 2011 tarihinde İslami STK'lara ve birçok eve polis tarafından sabah namazı vaktinde baskın yapıldı. Yapılan bu baskınlarda 19 kişi gözaltına alınmıştı. Gözaltına alınanlardan 12 kişi çıkarıldıkları mahkemede ifadelerinin ardından serbest bırakıldı. Haklarında tutuklama kararı verilen 6 kişi de 9 ay sonra çıkarıldıkları ilk mahkemede serbest bırakılmıştı.
POLİS İSTEDİ MAHKEME CEZA YAĞDIRDI
2011 yılının Ocak ayından bu yana devam eden İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinde devam eden duruşmanın 8. Celsesinde mahkeme heyeti aralarında gazeteci, yazar, STK başkanlarının bulunduğu kişilere adeta ceza yağdırdı. Mahkeme heyeti polis ’in hazırladığı kolluk ifadesini delil olarak kabul ederek somut hiçbir delil olmamasına rağmen 15 kişiye 112 yıl 6 ay hapis cezası verdi. Mahkeme heyeti verilen cezaları yetersiz bularak cezaları artırarak üst sınırdan verdi.
113 YIL CEZA
Toplam 19 kişinin yargılandığı davada İlyas Kutulman’ın yargılama süresince yakalanmadığı ve savunması alınmadığından bu dosyadan tefrikine karar verildi. Mehmet Bahattin Temel, Fikret Gültekin, Sait Şahin’in Hizbullah Cemaati Yöneticiliği suçu işledikleri iddiasıyla verilen 10’ar yıllık hapis cezası artırılarak 12 yıl 6 ay hapis cezası verildi.
Yine aynı davadan yargılanan Mehmet Şefik Temel, Mehmet Ali Gönül, Burhanettin Manas, Adem Yalçın, Erol Arslan, Nizamettin Yaçin, Hasan Aydın, Ramazan Suna, Cengiz Kurtaran, Abdulbari Çelik, Seyfulislam İnan ve Mehmet Eşin’e her birine ayrı ayrı 5’er yıl hapis cezası mahkeme heyeti tarafından arttırılarak 6’şar yıl 3’er ay hapis cezası ile cezalandırmalarına karar verildi. Ayrıca Mehmet Eşin’e kurusıkı silah bulundurduğu için 10 ay hapis cezası ve 500 TL para cezası verildi.
3 KİŞİ BERAAT ETTİ
Hacı İnan, Mehmet Göktaş, Cemal Çınar’ın üzerlerine atılı suçu işledikleri sabit olmaması nedeni ile beraatine karar verildi.
Mahkemenin verdiği kararın kabul edilemeyeceğini belirten dava avukatları kararı temyiz edeceklerini söyledi.
SOMUT HİÇBİR DELİL YOK
Mahkemede müvekkillerinin son savunmasını yapan Avukat Okan Kadir Bektaşoğlu
sanıklar hakkında dosyaya yansımış somut ve aleyhte olabilecek herhangi bir delil olmadığını ifade ederek “Lehe değişen yasa hükümleri doğrultusunda tüm sanıkların beraatine karar verilmesini talep ediyoruz. Bazı sanıklar hakkında mükkerrer yargılama söz konusudur” dedi.
Yasal faaliyetlerin suç kabul edildiği ve çelişkilerle dolu olan bir iddianame ile 15 kişiye 113 yıl hapis cezasının verilmesi tamamen bir hukuk skandalı olarak yorumlandı. İşte 15 kişiye 113 yıl hapis cezası verilmesinin ayrıntıları:
SAVCI'NIN İDDİANAMESİ KENDİSİYLE ÇELİŞİYOR
Hazırlanan iddianamede savcı tarafından bile "legal alanda faaliyet yürüten" kuruluşların basın açıklamasına katılmak yine savcı tarafından suç kabul edilip bu açıklamalara katılanlara Hizbullah'a üye olmak suçlamasıyla ceza isteniyor. Savcının hem bir faaliyeti legal olarak görmesi ve buna ceza istemesi akıllarda soru işareti oluşmasına sebep oldu.
İstanbul STK İddianamesinde Savcının Vardığı Yanlış Kanaatler
İddianamesinde savcı, bazı bilgileri yorumlarken kendi kanaatlerini dile getiriyor. Büyük çelişki ve kanaat yanlışlarının ortaya çıktığı iddialarda Hasta ziyaretleri, Komşularla ziyaretleşme ve dayanışma, halkın fakir kesimlerine yardım etmek, basın açıklaması yapmakta suç olarak kabul edildi.
TİCARİ FAALİYETLER “ÖRGÜT İŞİ” GÖSTERİLDİ
Hazırlanan iddianamede ticari faaliyetleri için iki ayda bir yurt dışına çıkan Mehmet Bahattin Temel’in yurt dışı çıkışları örgütsel bağlantı gibi gösterilmiş. Hatırlanacağı üzere Bahattin Temel 28 Ocak’ta yurt dışında bulunmasına rağmen kendi avukatlarına haber vererek 4 Mart’ta Türkiye’ye dönüş yapmıştı. Havalimanında onu karşılamaya giden avukatlarıyla beraber hakkındaki iddialara cevap vermek için savcılığa gitmeyi düşünen Temel, polis tarafından gözaltına alınmıştı. Bahattin Temel aleyhinde, gözaltı öncesi ve sonrasında basında, sızdırma olduğu anlaşılan birçok haber yapıldı. Avukatları bu haberleri yalanlamasına rağmen ve avukatın beyanına göre, hakkında hiçbir ciddi suç delili olmamasına rağmen Bahattin Temel çıkarıldığı mahkemece tutuklanmıştı.
GAZETECİ OLMAK SUÇ OLABİLİR Mİ?
28 Ocak’ta evine yapılan baskında gözaltına alınan ve çıkarıldığı mahkemece tutuklanan gazeteci Fikret Gültekin’in bir gazeteci olarak yaptığı telefon görüşmeleri ve gittiği bütün haberler iddianamede örgütsel faaliyet olarak gösteriliyor ve Gültekin hakkında 15 yıldan 22,5 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
BASIN AÇIKLAMASI ÖRGÜTSEL SUÇ KAPSAMINDA
Mustazaf-Der İstanbul Şube Başkanı ve aynı zamanda gazeteci olan Sait Şahin’in kendi derneğinin kapatılması ile ilgili basın açıklamasını organize etmesi bile hazırlanan iddianamede örgütsel faaliyet olarak değerlendirilmiştir. Ayrıca davetli olarak katıldığı basın açıklamalarında yaptığı konuşmalar da örgütsel propaganda olarak gösterilmiştir. Bunun yanında Şahin daha önce Hizbullah davasından çarptırıldığı cezanın bazı delilleri, yeni dava için tekrar deliller arasına alınıp yeni gerekçelere dönüştürülmesi gibi garip bir durum oluşturulmuştur.
YÖNETİCİLİKTEN ÜYELİĞE NASIL GEÇİLİR?
CMK 102. maddenin yürürlüğe girmesiyle tahliye olan Hacı İnan adli kontrol kurallarına uymasına rağmen 17 Ocak’ta İlyas Kutulman ve üç kişiyle beraber gözaltına alındı ve çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklandı. Tahliye olduktan sonra iki hafta dışarıda kalan İnan’ın bu kadar kısa bir sürede ve sadece evine gelen misafirleriyle ilgilendiği avukatları tarafından açıklanmasına rağmen üyelikten ceza istenmesi, tahliye olan Hizbullah sanıklarının kaçmasının cezasının kendisine kesilmek istendiği iddialarını güçlendiriyor. Ayrıca bir örgütün yöneticisi olmakla suçlanan birisi için aynı örgütün üyesi olma suçlaması hangi hukuki gerekçelerle açıklanacağı merak konusu.
TAHLİYE OLAN BABASINI KARŞILAMANIN CEZASI 6 YIL 3 AY HAPİS
Hapis cezasına çarptırılanların içerisinde Hacı İnan’ın oğlu Seyfulislam İnan da var. Seyfulislam İnan’a da 6 yıl 3 ay hapis cezası verildi. Cezaya çarptırılan İnan, CMK 102’den tahliye olan babası Hacı İnan’ı karşılamış, onunla imzaya gitmiş ve gelen misafirleri karşılamıştı. (Şükrü Gündüz / İLKHA)