Bagasi: Devlet ve PKK Hizbullah'ı Yok Edemedi!
Batman'da yaşanan olaylarla ilgili sorulara cevap veren Hizbullah Cemaati yöneticilerinden İsa Bagasi, "Batman'da yaşanan olayda Hizbullah yoktur." dedi. BDP ve PKK'nin, olay anından itibaren kışkırtıcı bir dil kullandığına dikkat çeken Bagasi, PKK'in geçmişte yaşanan olaylardan ders ve ibret alması gerektiğini vurguladı.
Hüseyni Sevda sitesinin Batman'da yaşanan olaylarla ilgili sorularını da yanıtlayan Hizbullah Cemaati yöneticilerinden İsa Bagasi, ''Batman'da yaşanan olayda Hizbullah yoktur. Olayın başka taraflara çekilmemesi ve gerginliğin daha fazla artmaması için bugüne kadar olayla ilgili konuşmaktan da imtina etmiştir.'' dedi.
BDP ve PKK'nin, olay anından itibaren HÜDA PAR ve Hizbullah'ı hedef tahtasına oturtmasının, suçlayıcı, kışkırtıcı ve karalayıcı bir dil kullanmasının düşündürücü olduğunu belirten Bagasi, ''PKK'in geçmişte yaşanan olaylardan ders ve ibret alması gerekir. Denenmişi denemek akıl kârı değildir. PKK geçmişteki imha amaçlı savaş dayatmasında başarısız oldu ve hedefine ulaşamadı. Genel anlamda ise bu çatışmaların yaşandığı alanların tümünde halkın zararıyla neticelendi.'' ifadelerini kullandı.
Zamanın 90'lı yıllar olmadığını, her şeyin çok açık ve şeffaf bir şekilde geliştiğini dile getiren Bagasi, ''Yaşanan ve yaşanacak tüm olayların mahiyetini halkımızla paylaşırız.'' dedi.
İsa Bagasi'nin Hüseyni Sevda'nın sorularına verdiği cevaplar:
Batman'da yakın zamanda PKK/BDP ile HÜDA PAR taraftarları arasında bir gerginlik yaşandı. Ayrıca bir can kaybı söz konusu oldu. BDP ve PKK bu can kaybından HÜDA PAR'ı ve dolaylı olarak da Hizbullah'ı suçlarken, HÜDA PAR ısrarlı bir şekilde olayla bir ilgilerinin olmadığını ifade etti. Siz bunu nasıl değerlendiriyorsunuz, Hizbullah'ın bu olayla bir ilgisi var mı?
Batman'da yaşanan olayda Hizbullah yoktur. Olayın başka taraflara çekilmemesi ve gerginliğin daha fazla artmaması için bugüne kadar olayla ilgili konuşmaktan da imtina etmiştir. HÜDA PAR da şiddetle tepki göstermekte ve kendi aleyhine kirli bir oyun tezgâhlandığını ifade edip olayın aydınlığa kavuşturulmasını istemektedir.
Bu durumda ahlaken ve usul olarak herkesin bunu böyle kabul etmesi gerekir. Hatta eğer olay Hizbullah veya HÜDA PAR'a yakın birilerine mal edilse ve olay bu şekilde kapatılmak istense bile, Hizbullah ve HÜDA PAR bunu reddettiği ve tavrını bu yönde ortaya koyduğu için herkesin bunu böyle kabul etmesi ve olayı bir provokasyon veya tezgah olarak görmesi gerekir.
Buna rağmen BDP ve PKK'nin, olay anından itibaren HÜDA PAR ve Hizbullah'ı hedef tahtasına oturtması, suçlayıcı, kışkırtıcı ve karalayıcı bir dil kullanması düşündürücüdür. Üstelik KCK'nin sorumsuz açıklaması ve hedef göstermesi adeta çatışmaya davetiye çıkarmaktır. Bütün bunlar halkın gözleri önünde cereyan etmektedir. Suçlu tarafın kim olduğunu halkımızın takdirine bırakıyoruz.
Zaman 90'lı yılların zamanı değildir. Her şey çok açık ve şeffaf bir şekilde gelişmektedir. Yaşanan ve yaşanacak tüm olayların mahiyetini halkımızla paylaşırız. Arzulamadığımız ve imkanlarımız dahilinde yaşanmasına müsaade etmeyeceğimiz bir çatışma bize tahmil edilirse bunu da açık bir şekilde halkımızla paylaşacağımızın bilinmesini isteriz.
Son zamanlarda İslami STK'lara ve HÜDA PAR teşkilatlarına yapılan saldırılardan ve özellikle de Batman'da yaşanan bu hadiseden sonra bölgede tekrar PKK-Hizbullah çatışma ihtimali gündeme geldi. Bunun endişelerini taşıyanlar olmakla birlikte, kışkırtıcı ve sorumsuzca açıklamalarda bulunanlar da olmaktadır. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?
Biz çatışmanın hiçbir tarafın faydasına olmayacağını, aksine hem çatışan tarafların ve hem de halkımızın zararına olacağını düşünmekteyiz. Meseleye böyle baktığımız için; meydana gelen her olaya ve çatışmalara kapı aralayacak her saldırıya provokasyon olabileceği gözüyle bakmaktayız. Hatta aksi ispatlanmadıkça böyle değerlendirmekteyiz. Ancak bakıyoruz ki PKK'nin yan kuruluşlarından birisi olayı üstlenmekte ve PKK/BDP de olayı kınamamaktadır. Hatta tam aksine bunlar zaman zaman zımnen destekler mahiyette tavırlar sergilemekte veya bu çatışmaları alevlendirebilecek doğrultuda açıklamalar yapmaktadır.
Bizim yaklaşımımız ve olaylara bakışımız böyleyken karşı tarafın bakış, yaklaşım ve tavrı bunun tam aksi bir şekildedir. Bugüne kadar Hizbullahi Müslümanlara veya İslami kuruluşlara çok sayıda saldırı gerçekleştirilmiş ve bu saldırılarda şehadetle neticelenen olaylar yaşanmıştır. Ancak PKK ve BDP bu olaylardan hiç birini kınamadıkları gibi önünü alacak ve sükûnete davet edecek bir açıklama da yapmamışlardır.
Bütün bunlar ve iki kesim arasındaki bu bariz tavır ve davranış farklılığı, Kürdistan halkı ve tüm kesimler tarafından görülüp bilinmektedir. Hizbullah ve saldırıya uğrayan İslami kuruluşlar bu kadar net bir tavır sergilerken ve bir yanlışlığın yapılmaması için elinden gelen her çabayı gösterirken PKK ve BDP ise en üst düzeyde olayları körükleyecek ve çatışmalara davetiye çıkaracak açıklamalar yapmaktadırlar. Karşı tarafın bu saldırgan tutumuna rağmen bizim bu müspet tavır ve tutumumuz, Kürd siyasi parti, örgüt ve çevreleri tarafından görülüp takdir edilmesi ve desteklenmesi gerekir. Ancak maalesef bu kadar net ve bariz bir tavır farklılığı söz konusu olmasına rağmen, saldırgan tarafa tepki vermeyen ve Hizbullah'ın bu tutumunu görmezden gelen çevre ve kesimler söz konusudur. Biz bunları çok iyi görüyor, biliyor ve tanıyoruz.
Bölgenin geleceğiyle ilgili düşünceleriniz nedir? Bundan sonrası için söylemek istediğiniz bir husus veya vermek istediğiniz özel bir mesajınız var mı?
PKK'in geçmişte yaşanan olaylardan ders ve ibret alması gerekir. Denenmişi denemek akıl kârı değildir. PKK geçmişteki imha amaçlı savaş dayatmasında başarısız oldu ve hedefine ulaşamadı. Genel anlamda ise bu çatışmaların yaşandığı alanların tümünde halkın zararıyla neticelendi.
Aynı şekilde devlet de bizi imha etmek için tüm gücünü kullandı. İki bin öncesi yaptığı kirli oyunlar, komplo ve çatışmaları alevlendirmek için tezgâhladığı senaryolar bir yana, iki bin sürecinde imha amaçlı çok kapsamlı operasyonlar yürüttü ve birçok plan geliştirdi. Çekilen acılar, sıkıntılar ve ödenen bedeller açısından sonuçları çok ağır oldu. Ancak Allah'ın yardımı ve şehitlerin kanının bereketiyle Hizbullah bu süreci de başarıyla atlattı. Neticede, hem PKK ve hem de devlet Hizbullah'ı yok etme hedeflerine ulaşamadılar.
Eğer birileri tekrar kafasının bir köşesinde böyle habis düşünceler taşıyorsa, kendilerine tavsiyemiz; bu düşünceden vazgeçsinler. Zorla, baskıyla ve savaş dayatmalarıyla Allah'ın izniyle bunu yapmaya muktedir olamayacaklardır. Herkes bu gücü görmeli ve kabul etmelidir. Kürdistan'da, siyasi ve toplumsal denklemde bu güç hesaba katılmadan ve görülmeden uygulamaya konulacak hiçbir planın başarı şansı yoktur.
Allah'ın izniyle biz bu gücümüzü; İslami bir çizgide, hakkın ve adaletin tahakkuku için ve Müslüman halkımızın hizmetinde, onun İslami ve insani haklarının elde edilmesi doğrultusunda kullanacağız.
Kürdistan her kesime yetecek kadar geniş, bereketli ve renkli bir coğrafyadır. Eğer birileri bu topraklarda tek parti diktatörlüğü hayalini kuruyor veya rüyasını görüyorsa uyanmalı ve kendisine gelmelidir. Tüm kesimler kendi inanç, düşünce ve görüşlerini halka arz eder. Halkın kabulü oranında herkes temsiliyet hakkına sahip olur. Bunun dışındaki dayatmalarla, afaki düşünce ve söylemlerle kimsenin tüm Müslüman Kürd halkı adına konuşmaya hakkı yoktur. (İLKHA)