Hangisi Daha 'Siyonist'
Bu aralar Lübnan'ın tekrar iç çatışmalara sürüklenerek cadı kazanına döndürülmesi çabaları olanca hızıyla sürüyor. Hem güdümlü gruplar hem de uluslararası arenadaki destekçileri gerilim stratejisinin startını çoktan verdiler bile.
Ortak amaç ise, siyonist öngörüsü doğrultusunda Hizbullah'ın gücünün iç çatışmalarla tüketilmesi ve siyonist rejim için korku kaynağı olmaktan çıkarılması.
Şimdiye kadar silahlı gücüyle düdük öttüren katil rejim, bu sefer eski genelkurmay başkanı Shaul Mofaz'ın ağzından öyle bir "çözüm önerisi" getirdi ki, tam anlamıyla dillere destan!
Şu anda Knesset Dış İlişkiler ve Savaş Komitesi Başkanlığını yürüten Mofaz, direniş gücünü Şii yayılmacılığı olarak niteleyerek bunun çözümünün de "ILIMLI SÜNNİ CEPHE"nin oluşturulmasıyla mümkün olabileceğini açıkladı. Bilmeyen de katil rejimi Sünnilerin altmış yıllık dostu zannedecek! Bunun anlamı şu: israil yayılmacılığı için Şii-Sünni çatışması formülünün yeniden devreye sokulması.
Açıkçası katil rejimin çıkış yolu olarak mezhep çatışmasını tek çıkar yol olarak bulmuş olması, bir yandan katil rejimin tükenmişliğinin bir başka yöntemle izahı olsa da hâlâ "Ilımlı" diye tabir ettiği sözde Sünni kesimden beklentilerinin olması da işin düşündürücü bir diğer yanını oluşturuyor.
Mofaz bunları söylerken Hizbullah'ın gücüne atıf yapıyor. Gelecekte Lübnan'ın kontrolünü ele alacağı uyarısında bulunarak kendince "Şii tehlikesi"nin boyutlarını ortaya koyuyor. Belki de Mofaz bu beklentisinde tamamen haksız da değildir.
Neticede bugün İslam dünyasının bir çok yerinde yerleşik derin yapılarla kol kola dolaşan sözde Sünni gerçekte Mossadçı kliklerin Mofaz'la eş zamanlı feveranlarını da sıkça duyuyoruz.
Lübnan'da iktidarda olsalar da gerçekte muktedir olamayan klikleri artık herkes biliyor. Ancak İslam dünyasının diğer Mossadçı kliklerini tanımak, teşhir etmek de gerekiyor.
Tıpkı Türkiye'de siyasi iktidarın her türlü imkanlarından yararlandıkları halde israil'le gerginleşen ilişkileri hazmedemediği için hükümeti gaflet ve dalaletle suçlayan Ankara merkezli Mossadçı kliğin yaptığı gibi.
Tesadüf müdür bilinmez ama, katil rejim yetkililerinin tehlike algılaması, nedense Ankara merkezli Mossadçı kliğin tehlike algılamasıyla hep örtüşür bir görüntü oluşturuyor. Ve bu algılama eş zamanlı söylemlerle de kendini bariz şekilde ortaya koyuyor. Mossadçı kliklerin söylemleri, görev dağılımı itibariyle farklılık arzedebiliyor. Ama kumanda merkezlerinin aynı oluşu, söylem farklılığının da neticede aynı resmin sadece farklı karelerden ibaret olduğunu bir süre sonra ortaya koyuyor.
Mesela bizim Josef! Diğer akranları Jitem, Ergenekon vs. yapılanmalar üzerinden hareket ederken Josef lafı dolandırmadan Şiiliğin ne kadar "tehlikeli" bir olgu olduğunu açık açık yazıyor. Elbette Josef, "Şii tehlikesi" derken hemen paralelinde hükümette yer alan bazı üyelerin, ki bunları israille bozulan ilişkilerin mimarı ve aynı zamanda İran'ın adamları şeklinde takdim ediyor, ne kadar "sinsi" olduklarını belirtmekten hareketle hükümetin dalalet ve gafletine olan tepkisini ortaya koyuyor.
Şiileşme uyarısı yapıyor, yetmeyince Güneydoğu'da "Şii İran destekli Hizbullah" uyarısı yapıyor ve bunun ne kadar "tehlikeli" bir durum olduğunu açık seçik yazıyor. Yazılanlar dikkate alınmayınca çokça köpürmüş olmalı ki en son "Ak Parti'nin bölgede Hizbullah'la görüştüğü, milletvekili kontenjanı için pazarlık yaptığı" şeklinde tamamen Ak Parti'nin israil politikasına aba altından sopa gösteren bir yazı kaleme alıyor.
Yazısını önce Şii tehlikesi, ardından Şii destekli Hizbullah tehlikesi, peşinden de hükümeti tehdit amacı taşıyan Hizbullah'la görüşüp kontejan ayırdığı uyarısı ve bunun güya hükümete maliyeti üzerine kurmuş.
İlginçtir ama Mossadçılar rakiplerini bertaraf etmek için nedense Şii tehlikesini ön plana çıkarıyorlar. Çözüm olarak da "ılımlı İslamı."
Mofaz da yapıyor; Josef de! Biri siyonist, öbürü ise görünürde Sünni geçiniyor. Ama nedense tehlike algılamaları aynı, düşman bildikleri aynı... Çözüm önerilerinde ise,"Şıp demiş burnundan düşmüş" misali.
O halde sormak lazım; Mofaz ve Josef! Hangisi daha siyonist!
Doğruhaber Gazetesi