PKK Örgütü Yolun Sonuna Mı Geldi?
Bir taraftan DTP heyetinin Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimiyle görüşmek üzere Erbil’e gitmesi diğer yandan ise Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’ın Türkiye’ye gelmesi PKK’nın silahsızlandırılması noktasında sürecin hızlandığını ortaya koyuyor.
PKK polütbürosundaki bazı isimler yeni süreci doğru okumamakta ısrar edip şiddete devam etmek istese de bölge dinamikleri ve ABD, PKK’nın silah bırakmasını istiyor. Hemen söyleyelim ki uluslararası dinamikler PKK’yı bölgedeki istikrarsızlığın ana sebebi olarak görüyor.
Hükümetin Kürt meselesinin çözümü yönünde ciddi adımlar atmasına rağmen PKK’nın eylemlerine devam etmesi akıllarda soru işaretleri doğuruyor. Devlet geleneksel siyasetini değiştirdikçe, PKK eylemlerini hızlandırıyor. PKK duruşuyla çözümsüzlüğü, çözüm diye savunuyor. PKK yeni süreci varlığını tehdit eden bir yapı olarak görüyor.
Açılım tartışmaları devam ederken, artan olaylar PKK’nın gerçek yüzünü ortaya koyuyor. Yaşanan şiddet, örgütün içine girdiği açmazı da gözler önüne seriyor. PKK’nın çatışmazsızlık kararı almasına rağmen son üç aydır eylemlerin devam ediyor olması PKK çözüm istemiyor mu sorusunun sorulmasına sebep oluyor.
27 Kasım 1978 tarihinde Fis Köyünde kurulan PKK (Kürdistan İşçi Partisi) 30 yıldır dağda. Gelinen noktada Kürtlerin haklarını savunmakla, terörize etmek arasında müphem bir yerde duran PKK zaman içinde profesyonel bir örgüt haline geldi.
BÖLGE DİNAMİKLERİ DEĞİŞİYOR!
Abdullah Öcalan’ın 1999 yılında yakalanmasıyla PKK ciddi bir mutasyon yaşadı. Militanlarını ülke dışına çıkaran ve 2004 yılına kadar sessizliğe bürünen PKK ilginç biçimde demokratikleşme adımlarının atılmaya başlamasıyla birlikte tekrar silaha sarıldı.
Örgüt motivasyonunu kaybettikçe yeniden şiddete başvurmaya ve ispatı vücut etmeye kalktı. Atılan olumlu adımları görmek istemeyen ve kendisini Kürtlerin yegâne hamisi olarak gören PKK, aktörlük iddiasını, çözüme tercih ediyor.
Güneş Harekâtıyla başlayan yeni süreç hem Irak Hükümetine hem Kuzey Irak Bölgesel Yönetimine hem de PKK’ya önemli mesajlar taşıyordu. Harekât, bölge dengeleri ve Türk Amerikan ilişkileri bakımından da yeni bir dönemin başladığını gösterirken PKK’nın da mevcut yapısıyla daha fazla orada kalamayacağını gösteriyordu.
ABD’nin Ortadoğu ve özellikle de Irak’la ilgili stratejisinin değişmesiyle birlikte PKK’nın dağdan indirilmesi öncelikli bir mesele haline geldi. ABD’nin gelecek yıl Irak’tan çekilecek olması ülkede yaşanan Arap-Kürt gerginliği bölgeyi yeniden istikrarsızlaştırma ve müdahalelere açık hale getirme potansiyeli taşıyor.
ABD için PKK’nın silahsızlandırılması aslında çok önemli değil ancak bölgesel çıkarlarının zarara uğramaması için bunu yapması gerekiyor. ABD, hem kamuoyunun sempatisini kazanmak hem de bölgeyi Türkiye’nin müdahale alanı olmaktan çıkarmak için PKK’yı dağdan indirmek istiyor.
3’LÜ MEKANİZMA DOĞRU OKUNMALI!
Afganistan’da yaşanan gelişmeler, Pakistan’ın içine girdiği kriz, İran’ın bölgede artan nüfuzu ve Irak’ta sağlanamayan huzur, ABD’nin bölge planlarını gözden geçirmesine sebep oldu. ABD, bölgesel çıkarları doğrultusunda Türkiye’yle ilişkilerini iyileştirmek isterken ilk adım olarak PKK’yı vererek başlıyor.
Geçen yıl Temmuz ayında Kürt sorununu konuşmak için Washington’a davet edilen Diyarbakır Barosu eski başkanı Sezgin Tanrıkulu, Neşe Düzel’e (Taraf Gazetesi, 22.07.2008) verdiği mülakatta yeni süreci şöyle anlatıyordu: “...ABD, silahlı çatışmanın sonlanmasını, sorunun yakın zamanda demokrasi içinde çözülmesini istiyor. ABD, Kasım sonrası için Türkiye’yle ilgili A, B, C, D planları hazırlıyor. Amerika Kürt meselesinin çatışma dışı yöntemlerle çözülmesini ve silahlı çatışmanın artık sonlanmasını istiyor. Türkiye’nin buna hazır olması lazım.” Bu sözler durumu bütün çıplaklığıyla ortaya koyuyor. PKK son dönem eylemleriyle dağdan inmemekte ısrar etse de mevcut konjonktür örgütün dağda kalmasına imkan tanımıyor.
PKK’nın silahsızlandırılması için Irak, ABD ve Türkiye yetkililerinden oluşan 3’lü mekanizma bölge dengelerinin nasıl değiştiğinin çarpıcı bir örneği aslında. ABD bir yandan PKK’nın silah bırakmasını dayatırken diğer yandan da Türkiye’nin Kürt meselesini demokratik yollardan çözmesini istiyor.
En başta sorduğumuz soruya döndüğümüzde PKK’nın yolun sonuna gelip gelmediğini önümüzdeki günler gösterecek ama bilinmesi gereken bir husus var ki artık bölgede hiç birşey eskisi gibi olmayacak.
Huseyin Yayman - Haber 7