Laik ve demokratik
Almanya’nın Sosyal Demokrat Başbakanı Scholz; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İsrail için ‘terörist devlet’ demesine ‘absürt’ demiş ve ‘İsrail, uluslararası hukuka ve insan haklarına saygılı demokratik bir devletidir’ diye eklemiş.
Sevsinler seni Nazi artığı Scholz!
İsrail’de bile bir çok çevre Netanyahu için ‘faşist, diktatör, katil ve deli’ tanımını kullanırken ve bu Netanyahu’nun 40 bin Filistinliyi öldürüp yaraladığı bir zamanda Sosyal Demokrat biri olarak Scholz’in bu söylemi tipik bir iki yüzlülüğün dışa vuruşudur. Scholz’in Dışişleri Bakanı ve Yeşiller Partisi lideri Baerbock’un Ukrayna’da Nazi artıklarına sahip çıkması ise çok daha ilginç.
Almanya ve bir çok Avrupa ülkesinde sağcı partilerin bile yapamadıklarını bu İkili yaptı ve yapıyor.
Almanya artık tam anlamıyla bir Amerikan kölesi.
Scholz ve Baerbock NATO’cu kafanın ve Soros’çu karanlık tezgahların orijinal birer aparatıdırlar.
Bazı Arap ülkelerinde ve bizim burada onlara benzer çok sayıda politikacı, gazeteci, akademisyen ve azman ile uzman bulunmaktadır. Hepsi de utanmadan ve zorlanmadan katil İsrail’e sahip çıkmanın hafifliğini yaşıyorlar. Fonlardaki payları ve ikramiyeleri artıkça sesleri çok daha gür çakıyor ya da çıkmak zorunda.
Örneğin bu tipler Hamas militanlarının 7 Ekim günü müzik festivaline yönelik saldırısı ile ilgili olarak ‘terörist Hamas sivilleri öldürdü” diye yaygara koparmıştı. Üç hafta sonra İsrail medyası ölen sivillerin İsrail helikopterleri tarafından vurulduğunu kanıtladı ama bizdeki aparatlar yalana devam etti ve ediyorlar.
Aynı aparatlar bir zamanlar İsrail için ‘Ortadoğu’nun tek laik ve demokratik ülkesi’ derdi. Hatta bir ara ‘tek’ değil Türkiye ile birlikte ‘iki’ ülkesi derlerdi.
Konumuz olmadığı için Türkiye’nin ne kadar laik, demokratik ve hukuk devleti olduğunu tartışmıyoruz ama Netanyahu her fırsatta İsrail’in bir din devleti olduğunu söylüyor ve söylemini Tevrat’tan alıntılarla kanıtlamaya çalışıyor. Hamas için ‘Radikal İslamcı’ tanımını kullananlar ‘tamamen duygusal’ nedenlerle Netanyahu’nun koalisyon hükümetinde dinci, radikal Yahudi, din referanslı siyonist, ırkçı ve faşist partilerin var olduğunu görmemezlikten geliyorlar.
Katil ve terörist İsrail devletinin seçim yapması ise demokratik olduğunu hiç bir zaman kanıtlamaz.
Bundan üç ay önce Netanyahu’nun Yüksek ( Anayasa) Mahkeme’nin yetkilerini kısma çabası ve halkın buna karşı direnmesini herkes hatırlar. Böyle bir Netanyahu’nun iktidarını kaybetmemek için on binlerce Filistinli çocuk ve kadını öldürebileceğini herkes biliyordu. ‘Hamas saldırmasaydı İsrail Gazze’yi bombalamazdı’ diyenler ise saçmalıyor çünkü Netanyahu ve diğer başbakanlar bunu ilk kez yapmıyorlar. Gazze ve Batı Şeria 56 yıldır İsrail işgali ve kuşatması altında ve 5 milyondan fazla Filistinli 56 yıldır insanlık dışı koşullarda yaşıyor.
Böylesi orijinal bir ‘laik ve demokratik’ Netanyahu ve İsrail’i savunmak kolay olmadığı için bunu yapanlar kesin maaşlarına zam istemişlerdir.
Şimdi tam zamanı!
“İsrail’i savun cukkayı kap”.
39 gün bombalamadan sonra Şifa Hastanesini işgal eden İsrail ordusu havadan, karadan ve yer altı ile yer üstü teknolojik üstünlüğüne rağmen bu hastanenin altında ne bir tünel buldu ne da Hamas komutanlarını ele geçirebildi.
Peki bizdeki İsrail sevdalıları ne diyor?
“İyi baksınlar mutlaka tünel vardır”.
Rezilliğin, karektersizliğin ve aparat olmanın elbette kendine göre bir rejonu vardır.
Dünyada ve Batılı emperyalist ülkelerde bile milyonlarca insanın nefret ettiği ‘laik ve demokratik’ Netanyahu’yu savunmak olsa olsa satılmışlığın gereğidir.
Bakalım bu satılmıştık nereye kadar gidecek?
Bugün ruhlarını Netanyahu ve İsrail’e satanlar gün gelir kendi ülkelerini de satmaktan geri kalmayacaklardır.
İhanetin gramajı ve ayarı yok ama İsrail sevdalılarının kratı sıfırdır çünkü hepsi tın tın teneke. (tele1)