İktidara Dost Uyarıları
AKP’yi ve özellikle de Erdoğan’ı kayıtsız şartsız destekledikleri için “yandaş” diye anılan bazı yayın organlarında, son dönemde, az da olsa iktidara yönelik eleştiri ve uyarılar seslendirilmeye başlandı.
Meselâ Ali Bayramoğlu’nun şu tesbitleri:
“AK Parti iktidarında geçen 12 yıl bir toplumsal bütünleşme haline, genel bir demokratikleşmeye işaret ettiği kadar kimi açılardan otoriter haller de üretmiştir. Yargı ve emniyetin siyasî dokusu, basın özgürlüğü meselesi, iktidar kişiselleşmesi bunlar arasındadır. Parçalı değişimin yarattığı ağır sorunlar ortada.
“Mesele sistemin kendisini bir bütün olarak değiştirmesi, temel ilkelerin, toplumsal dokuların, hak ve özgürlük algısının, adalet duygusunun tahrip edilmeden yol alabilmesidir. Değişimin ipi, yeni kopuşlardan, sürekliliğe karşı yeni meydan okuyuşlardan uzakta olmalıdır."
“Toplumsal ve siyasal kopuşu’ yüceltmenin Kemalist tarzı ile muhafazakâr tarzı arasında büyük fark yoktur. Böyle durumlarda toplum ile devlet arasındaki mesafe artar, sonuçta toplumsal farklılıklar arasında kendiliğinden gelişen temaslara rağmen, aralarındaki delikler büyümeye devam eder. Nitekim bir süredir Türkiye’deki ‘anlama’ kanalları yine tıkanmaya yüz tuttu. Muhafazakâr dünya başta olmak üzere hemen her yerde siyaset toplumsal olanı yine içine hapsetmeye başladı."
“Bu örselenmenin ortadan kalkması gerekiyor. Araçlar belli: Katılım, ifade ve eleştiri özgürlüğü, siyaset karşısında özerk alanların yeniden oluşabilmesi...” (Yeni Şafak, 23.5.14)
Burhanettin Duran’ın şu satırları da ilginç:
“AK Parti gerilim ve kutuplaşma ortamında girdiği bütün seçimlerde seçmenden güçlü bir destek alabiliyor. Ancak muhalefetin öfkesi ve otoriterlik eleştirisi gittikçe büyüyor. Her gerilimde başarı ile çıksa da iktidar önemli bir açmazla karşı karşıya. Muktedir oldukça Türkiye’nin tamamı üzerindeki dönüştürücü etkisini kaybediyor. Kutuplaşma ortamında yapılan açılımlar büyük bir dönüşümün kapısını aralayamıyor."
“Muhalefet, kendisini Erdoğan’a yönelik ‘diktatörlük’ suçlaması ile tanımlar hale geldi. Muhalefetin çıkmazı iktidarın açmazına dönüyor. Hükümet yeni Türkiye’yi inşa edecek mikro politikalar üretme yerine kutuplaşma tartışmalarına odaklanmak zorunda kalıyor."
"Gerilim siyasetinde kazanan el olmanın da yüklü bir faturası varmış... Son on iki yılda Türkiye, demokratikleşmeden kalkınmaya büyük bir ölçek atlaması gerçekleştirmesine rağmen normalleşemiyor.” (Sabah, 6.6.14)
Bu uyarı ve tavsiyeler dikkate alınıyor mu?
Keşke alınsa ve Türkiye’nin öfke siyasetleriyle daha fazla gerilmesine meydan verilmese...
(Yeni Asya Gazetesi