Kriz Grubu'ndan İdlib raporu... Türkiye’yi HTŞ ile ittifaka hazırlıyorlar
YPG ile Türkiye’yi yan yana getiremeyen ABD, bu kez İdlib’de derin bir ittifak kurup Türkiye’yi hem HTŞ ile hem de YPG ile aynı cepheye atma peşinde. Bunu yaparken de HTŞ gibi belki de yüzlerce insanı hunharca öldürmüş bir örgütü göz göre göre affetmeyi planlıyor.
YPG ile ittifaka hazır mıyız?
Ya HTŞ ile..?
“Aynı anda bu iki örgütle nasıl olur da ittifak yapabiliriz” diye düşünmeyin. ABD sizin yerinize düşünüyor. Uygulamaya bile geçmeye hazırlanıyor.
Önce olguları sıralayalım…
2 Şubat’ta çok ilginç bir söyleşi yayınlandı.
ABD’nin en büyük düşmanlarından(!) ve Birleşmiş Milletler ve birçok ülke tarafından da terörist grup olarak kabul edilen Heyet Tahrir el Şam’ın (HTŞ) kurucusu Ebu Muhammed el Colani, Amerikan PBS kanalına konuştu. Söyleşiyi duyuran gazeteciyle poz veren Colani ilk kez takım elbiseyle dünya kamuoyunun karşısına çıktı.
Söyleşiden çok takım elbise konuşuldu. Amerikan medyası sordu, Colani bu takım elbiseyi neden giydi? Ya da bu elbiseyi ona birileri mi giydirdi?
Zira takım elbiseyle poz vermesi kendi çevresinde de tartışma konusu olmuş olacak ki, örgüt açıklama yapmak zorunda kaldı.
Fakat algılarda oluşan şey çok basitti: Bu terörist ‘normal’ bir insan olabilir! Yani sizin terörist bildiğiniz aslında bir anda terörist olmaktan çıkabilir!
Söyleşide ABD’ye ılımlı mesajlar vermekten geri durmayan HTŞ lideri, Suriye topraklarında mücadelede önemli bir kazanç elde edecekleri görüşünde.
Düşman da net: Suriye ve dolaylı olarak Rusya Federasyonu.
Peki ya, HTŞ, PKK’nın Suriye kolu PYD/YPG ile düşman değil mi?
Bu sorunun cevabını siz de biliyorsunuz. ABD isterse dost, istemezse düşman!
Ne demişti, eski ABD Başkanı Donald Trump:
“IŞİD ve bölgedeki terör örgütlerini Obama ve Clinton kurdu!”
***
Brett McGurk.
PYD/YGP ile ilgili her şeyin altından çıkan kişi. YPG’nin Amerikan militanı gibi.
Silahlar, destekler, stratejiler, planlar onun önderliğinde YPG’ye iletiliyor, onun belirlediği hedefler bombalanıyor…
En büyük amacı ise terör koridorunu tamamlamak, onu başaramasa bile bu terör örgütüne Suriye’de bir devletçik kurmak.
Şunu biliyor: Ya Türkiye ile çarpışacak ya da Türkiye’yi YPG ile ittifaka zorlayacak.
Görünen o ki, McGurk bu ittifakın oluşması için elinden geleni yapacak.
***
Bir diğer olgu ABD’de de art arda çıkan raporlar… Türkiye’yi ekonomik olarak kıstırmanın yollarını arayan Amerikalı uzmanların ağzından çıkan en kritik söz ise “Türkiye’yi Rusya’dan uzaklaştırmak.”
Bunun en somut örneğini bir önceki yazımda yazmıştım.
Bu da yeni rapor... İşte ABD ve AB’nin Türkiye’ye yaptırım planı
Carnegie Enstitüsü net bir şekilde yazdı, S-400’ler üzerinden Türkiye ile Rusya’yı birbirinden uzaklaştıracak hamleler yapılması gerektiğini.
İşte o hamleler gelmeye başladı.
… ve karşımıza bir rapor daha çıktı.
***
1995 yılında kurulan Uluslararası Kriz Grubu. Kurucuları ise bizlerin çok yakından tanıdığı isimler. Biri ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi Morton Abramowitz, diğeri ise işadamı George Soros.
ABD’li demokratlarla yakın temas halinde çalışan grubun merkezi Brüksel’de ama beyni Vaşington’da. Görevi sözde dünyadaki çatışmalı bölgelerde sorunları çözebilmek için öneriler ve fikirler sunmak.
Peki ama kime?
Tabii ki ABD’ye.
Bu kuruluş 2017 yılında dünyada en önemli 10 çatışma bölgesi arasında Türkiye’yi ikinci sırada göstermiş bir kuruluş. Bugüne kadar da Türkiye ile ilgili hazırladığı raporlarda çok kritik yol haritaları çıkardı.
Grup yeni bir rapor hazırlamış.
Raporun yayınlandığı tarih 3 Şubat. Yani HTŞ lideriyle yapılan söyleşinin yayınından bir gün sonra.
Konu: İdlib.
ABD’nin terörle mücadele stratejisini yeniden tanımlamak için İdlib’in çok önemli bir fırsat olduğu belirtilen raporda, “Huzursuzluk yeniden ortaya çıkabilir ve bölge uluslararası istikrarsızlığın yeniden bir merkezi olabilir” deniyor.
“İdlib’de Vaşinton’un Terörle Mücadelesini Yeniden Düşünme Şansı” başlıklı raporda uzun uzun HTŞ üzerinde durulmuş. Suriye ve Rusya’nın saldırıları sonrasında Türkiye’ye olası bir göç akını gelebileceği hatırlatılmış ve bunun krizi derinleştireceği vurgulanmış.
Olası çatışmalardan fırsatlar yaratılması gerektiği belirtilen raporda, önce HTŞ’nin Türkiye, ABD, Rusya, Birleşmiş Milletler tarafından terörist ilan edildiği bunun da İdlib’deki saha çalışmalarına engeller teşkil ettiği söylenmiş. HTŞ’ye bakış açısıyla İdlib’e verilen desteğin sınırlı kaldığı, bunun için HTŞ’nin yapıcı adımlar atması gerektiğinin altı çizilen raporda, Ankara’nın uluslararası bir destek olmadan HTŞ’yle diplomatik ilişki kurmak istemediği bu nedenle de bir politika boşluğu oluştuğu, bu boşluğu dolduracak tarafın da Vaşington olduğu fikrine varılmış.
Rapora göre, Biden yönetimi Avrupalı müttefikleriyle ve Türkiye ile çalışarak HTŞ’ye yerel ve uluslararası sorunlara çözüm getirecek ilave adımlar atması için baskı yapmalı ve HTŞ’nin isteklerini değerlendirmeli. Ayrıca Vaşington ile Ankara İdlib’de işbirliği yapmalı, çünkü Türkiye ile Rusya arasında ateşkes oldukça tehlikeli bir çıkmazda.
Tüm bunların sıralandığı Uluslararası Kriz Grubu raporunda şu önerilerin altı çiziliyor:
* NATO üye ülkelerinin eninde sonunda HTŞ’yi terör örgütü olarak görmeyi ve etiketlemeyi bırakması gerekir. Birleşmiş Milletler de benzer bir değişikliği desteklemeli.
* HTŞ ile ilgili orta ve uzun vadeli olarak havuç-sopa politikasına devam edilmeli, HTŞ ile ilgili uluslararası kaygıları da azaltmak için ek adımlar atılmalı.
* Batı ülkeleri HTŞ’ye İdlib’deki istikrar desteğini şartlı olarak artırmayı teklif etmeli. Batı destekli sivil toplum örgütleri bölgedeki faaliyetlerini artırmalı.
* ABD-Türkiye ve Avrupalı ortaklar anlaşma sağlandığı takdirde, Moskova’yla diyalog başlatılmalı.
***
Rapor çok açık.
YPG ile Türkiye’yi yan yana getiremeyen ABD, bu kez İdlib’de derin bir ittifak kurup Türkiye’yi hem HTŞ ile hem de YPG ile aynı cepheye atma peşinde.
Bunu yaparken de HTŞ gibi belki de yüzlerce insanı hunharca öldürmüş bir örgütü göz göre göre affetmeyi planlıyor.
Çünkü hedef net!
HTŞ’yi öldürmeye yemin etmiş Rusya ile HTŞ’yi koruma görevi vermek istenen Türkiye’yi karşı karşıya getirmek.
Böylece ABD’nin hem Karadeniz’de eli güçlenecek hem de S-400’lerle ilgili krizi derinleştirmek için kritik bir fırsat kazanmış olacak.
Aklı Uluslararası Kriz Grubu veriyor, ABD de uygulamak için harekete geçiyor.
Yani… İdlib’e dikkat. Her an karışabilir.
Türkiye ise ne yapacağını bilmelidir! (Erdem Atay/Veryansın)