İmam Hüseyin (a.s) Milleti, Zamanın Yezid'ine Asla Biat Etmez
İmam Hüseyin (a.s), Allah'ın dinini ayakta tutmak ve zulme karşı koymak için her zaman hazır olmamız ve sahip olduğumuz her şeyi ortaya koymamız gerektiğini bize öğretti.
1385 yıl önce İmam Hüseyin (a.s) tarafından yazılan bu reçete, bugün bizim için de geçerlidir. İslam Devrimi ve İran halkı, özgürlüklerin efendisi İmam Hüseyin'in (a.s) izinden giderek, Amerika, İngiltere ve Siyonist rejimin arzusuna rağmen, onların zorbalığına ve tahakkümüne karşı durmuş ve milletler için bir örnek olmuştur.
Hz. Hüseyin'in (a.s) Yezid'e Biat Etmeyi Reddetmesi
"İslam ümmeti Yezid gibi bir yöneticiye yakalanırsa, İslam'ın fatihasını okumak gerekir! Ben dedem Resulullah'tan (s.a.a) şunu duydum: 'Halifelik Ebu Süfyan ailesine haramdır." (Luhuf), s. 99 ve Bihar'ul Envar, c. 1, s. 184)
Bu sözler, Hz. Hüseyin'in (a.s), Mervan bin Hakem'in Yezid'e biat etmesi konusundaki ısrarına verdiği cevaptır. Bu cevabıyla Hz. Hüseyin (a.s), yolumuzu aydınlatmıştır.
Hz. Hüseyin (a.s), ayrıca Medine valisinin kendisine Yezid adına biat etmeye davet etmesi üzerine şöyle buyurmuştur: "Biz, nübüvvet ehliyiz, risaletin kaynağıyız ve meleklerin gelip gittiği yeriz... Yezid ise, fasık, şarap içen, masum canları öldüren, günahı açıkça işleyen bir adamdır. Benim gibi birisi, onun gibi birisiyle asla biat etmez." (Fütuh ibn Asem, c. 5, s. 18 ve Bihar'ul Envar, c. 44, s. 325)
Aşura'dan bu yana 1385 yıl geçti ve İmam Hüseyin'in (a.s) ve sadık yoldaşlarının şehadetine ağıtlar yakıldı. Ancak bu kıyam ve hareket asla eskimedi. İmam Hüseyin'in (a.s) ve kıyamının anısı dillerde ve kalplerde canlıdır ve her geçen gün daha da güçlenmektedir.
Bu sadık halkın devrime ve İslam'a bağlılığının öncüsü, Kerbela topraklarına ayak bastıktan sonra Kufelilere yazdığı mektupta hareketinin felsefesini şöyle açıklamıştır:
"Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
Hüseyin bin Ali'den Süleyman bin Surd, Mesib bin Necbe, Refae bin Şedad, Abdullah bin Vail ve müminlerden bir grubuna.
Biliniz ki, Resulullah (s.a.a) hayatta iken şöyle buyurdu: "Kim, Allah'ın haram kıldığını helal sayan, Allah'ın ahdini bozan, Resulullah'ın (s.a.a) sünnetine muhalefet eden, halk arasında günah ve zulüm ile hükmeden zalim bir yönetici görür de sözü ve davranışıyla ona karşı çıkmazsa, Allah'ın onu da onunla aynı yere koyması hakkıdır."
Sizler biliyorsunuz ki, bu topluluk şeytana itaat etmekte ve Rahman olan Allah'a itaatten yüz çevirmektedir. Fitne ve fesadı açığa çıkarmışlar, Allah'ın sınırlarını çiğnemişlerdir. Savaş ganimetlerini kendilerine almışlar, Allah'ın haram kıldığını helal, helalini haram kılmışlardır. Ben, Resûlullah'a (s.a.a) yakınlığım nedeniyle halifeliğe ondan daha layığım. Bana mektuplarınız ulaştı, elçileriniz biatlarınızı getirdiler. Beni düşmana teslim etmeyin ve beni yalnız bırakmayın. Eğer biatınıza sadık kalırsanız, kurtuluş ve hidayet yolunu bulmuş olursunuz. Canım canınızla, ehlim ve evlatlarım ehliniz ve evlatlarınızla beraberdir. Bana uyun. Eğer uymazsanız ve biatınızı bozarsanız, canım üzerine yemin ederim ki, bu yaptığınız işler sizin için yadırganacak bir şey değildir. Çünkü siz daha önce de babam, kardeşim ve amca oğlum (Müslim) ile böyle yapmıştınız. Sizinle aldanan aldanmıştır. Kendi payınız ve nasibiniz konusunda hata ettiniz, kendinizi ziyana uğrattınız. Kim ahdini bozarsa, kendi aleyhine bozmuş olur. Yakında Allah beni sizden müstağni kılacaktır. Vesselam."
Daha sonra mektubu katlayıp mühürledi ve Kays bin Müsehher Seydavi'ye verdi.
(Allame Meclisi, Bihar'ul Envar, c. 44 s. 381; Muhammed bin Cerir et-Taberi، Tarih-i Taberi, c. 4 s. 304; El-Kamil fi't-Tarih, İbn-i Esir, c. 4, s. 48; Maktel Ebi Mihnef, s. 85)
Bu ilahi mektepte yetişen fedakar ve mücahit komutan şehit Hacı Kasım Süleymani, 25 Mayıs 2018'de Ramazan Harekâtı şehitlerinin anma töreninde ve Hamedan halkına hitaben yaptığı konuşmada şunları vurgulamıştır: "Biz şehadet milletiyiz, biz İmam Hüseyin'in (a.s) milletiyiz. Sorun. Biz zorlu olayları atlattık. Gelin! Biz bekliyoruz; bu meydanın yiğitleri bizleriz. Biliyorsunuz ki, bu savaş sizin tüm imkanlarınızın yok olması demektir. Bu savaşı siz başlatırsınız ama sonunu biz çizeceğiz."
İmam Hüseyin milleti, tıpkı Hüseynî mektebin seçkin öğrencisi ve Direniş şehitlerinin serveri Hacı Kasım Süleymani'nin de vurguladığı gibi, Amerika tüm milletleri zor ve zulüm mantığını kabul etmeye zorlamak ve Siyonist ve Siyonist olmayan şirketlerin çıkarları için ülkelerin kaynaklarını yağmalamak istiyor.
İran milleti her türlü tahakküme karşı, kararlılık ve güçle karşı koyuyor ve mantık ve bilinçle, "Amerika'ya Ölüm" sloganını atıyorlar. Sadece İran halkına özgü olmayan ve küreselleşen bir slogandır bu. İranlılar, Amerika'nın küresel hakimiyet peşinde olduğunu ve her ulus ve sistemin onur ve bağımsızlığına sahip olmak istiyorsa ona direnmesi gerektiğini ve bu yolu seçmezse esir olacağını biliyor.
Amerika, yıllardır politikalarında başarısızlığa uğruyor. Bu kanlı rejim Suriye, Irak, Lübnan, Filistin, Afganistan, Pakistan, Ukrayna ve diğer ülkelerde yenildi ve bölge ve dünya halkları arasında nefret ediliyor. Dünya düşünürleri, Amerika'nın gürültü yapsa da çöküş sürecine girdiğine inanıyor.
İslam Devrimi'nin küresel güçlere karşı kazandığı ardı ardına gelen zaferler, dünya düzeninin dengelerinin değişmesi, milletlerin İslam'a ve İslam Devrimi'ne olan ilgisinin artması vb., İmam Hüseyin'in (a.s) masum kanının, Aşura kıyamının ve İslam Devrimi'nin bu fedakarlıktan ve büyük olaydan ilham alması sayesindedir. Şer ekseninin düşmanca hareketlerine karşı İmam Hüseyin'i (a.s) dünyaya tanıtmak için çaba gösterelim. Dünya, Hüseyni marifete susamış durumda.
İmam Hüseyin'in (a.s) kanı İslam'ı sapkınlıktan kurtardı ve dini diriltti. Aşura olayından sonra, Zeyneb-i Kübra (s.a) ve İmam Seccad'ın (a.s) aydınlatıcı ve açıklayıcı adımları, Aşura yolunun devamı niteliğindeydi ve Hüseynî Hareket'in gerçeğini genişletti ve yaydı. (Ajanslar)