Sorgulamak hayati önemde
Klavye şampiyonu kimi solcu şaşkın…
Kendini bilmiş sanan popüler solcu şaşkın…
Kafasını toprağa sokmuş kimi sağcının sorgulamak gibi derdi yok zaten!
Vay efendim; “faşist Le Pen, Fransa gibi ülkede yüzde 42 oyu nasıl alır?”
Türküyle- şiirle, feodal -mahalle ilişkileriyle solcu olanların yakınma dışında olayları irdeleme/mütalaa etme bilinci yok artık! Halbuki…
Tartışmamız gereken ekonomi-politik ciddi sorunlarımız var. Fransa seçimi aslında bize ayna tutuyor. Başlayabilirim:
Baba Jean Marie Le Pen, 1972'de Ulusal Parti'yi kurdu. 1974 cumhurbaşkanlığı seçiminde oyların yüzde 0.74'ünü aldı. Keza:
F. Mitterrand'ın kazandığı 1981 cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olmak için gereken 500 bin imzayı toplayamadı.
Fransa'da; sağcı Chirac, solcular Rocard, Cresson, Balladur, sağcı Juppe ve solcu Jospin hükümetlerinin benzer neoliberal politikaları sonucu, muhalefetteki Jean Le Pen 2002 cumhurbaşkanlığı seçiminde yüzde 16,9 oy alarak ikinci tura kaldı! Fransa halkı şoke oldu; Chirac'ı ikinci turda yüzde 82.2 rekor oyla cumhurbaşkanı yaptı.
Fransa rahatlamıştı. Ama şimdilik…
Yirmi yıl sonra geçen pazar günü kızı Marion/ “Marie” Le Pen, partisinin oyunu yüzde 42'ye çıkardı. Rakipleri artık yüzde 82.2 oy alamıyordu; Macron'a yüzde 58 oy verildi.
Neoliberalizm azgınlaştıkça geniş yığınlar yoksullaştıkça Le Penlerin oyları arttı!
Yarın ne olacak?
ÜÇÜNCÜ YOL KOMEDİSİ
Ekonomist Gerard Dumenil ve Dominique Levy, -Avrupa'nın en büyük- Fransa devlet araştırma kurumu CNRS'de görev yapıyor.
Ortak eserleri “Kapitalizmin Marksist İktisadı” kitabında Fransa'ya dair önemli iktisadi veriler sunuyorlar. (Ki, “Büyük Yol Ayrımı/ Neoliberalizme Son Noktayı Koymak” adlı kitapları da var.)
Her iki kitaplarında, Avrupa ve ABD'nin son yıllarda toplumsal gerileme eğilimine girdiğini vurguluyorlar:
-“Gerçek solun vizyonu: Yalnızca dayanışmacı – eşitlikçi ‘birlikte yaşama', kolektif ve bireysel hayatlara anlam veren toplumsal -kültürel değerler üzerine kurulabilir…
-“Bunun sonuçları açıktır: Eşitsizliklere karşı mücadele etmek, her türlü iktidar veya mülkiyet hiyerarşisi kaygısından bağımsız olarak hakları güvence altına almak, çevrenin korunmasına ilişkin gereklilikleri herkese eşit olarak dağıtmak, en zayıfları korumak…
-“ (Ancak) Devrimci dönüşüm projesinin taşıdığı büyük umutların yenilmesi yetmiyormuş gibi, ılımlı ve aşamalı ilerlemenin yolları da 1980'li yıllarda kapandı. İngiltere ve ABD'deki sağ güçlerin itmesiyle ‘neoliberal devrim' (aslında daha çok bir karşı-devrim) kazandı…
-“ Sol kabul edilen güçlerin sahneye koyduğu (Blair'den Baykal'a-sy) ‘üçüncü yol' komedisini yaşamak zorunda kaldı. ‘Modernlik' adına, kapitalist piyasa ve neoliberal küreselleşme ideolojisi üstün geldi…”
İki ekonomist Dumenil ve Levy bu yazdıklarını kitaplarında grafiklerle karşılaştırmalı veriler ile sunuyorlar.
SOL VE SAĞ PARTİLER
İkinci Dünya Savaşı ardından (“karma ekonomi”/ Keynesyen ekonomi politikalarıyla) Fransa 1980 yılına kadar ortalama yüzde 4.7 büyüdü.
Neoliberalizmin azgınlaştığı 2000'li yıllarda Fransa resesyona girerek negatif yönde büyüdü. (Ki, 2012'de yüzde 0, 2013'te yüzde 0,8, 2014'te yüzde 0,2, 2015'te yüzde 0,8 vs.)
İşsizlik, yüzde 11'lere kadar çıktı.
Bu süreçte finansal faaliyetler giderek artı, başta gelir dağılımı olmak üzere eşitsizlikler hızla çoğaldı. Keynesyen tam istihdam amacı, gelir sahiplerinin zenginlik ve mülklerinin korunması amacıyla yer değiştirdi.
Kur politikalarının teşvik ettiği yabancı sermaye girişi, büyümenin geleneksel kurumlarını ortadan kaldırdı.
Küresel finansal şirketlerin hisse kâr oranları grafiklerde “şimşek hızıyla” gökyüzüne çıktı! Oysa. Kamulaştırmaya, sermaye dağılımına müdahaleye, sağlık-eğitim-araştırma gibi kamu hizmetleri ile tanımlanan “karma ekonomiye” örnek gösterilen Fransa'da, önceki dönemlerde kârlar finansal olmayan üretici işletmelerde birikirdi!
Evet, Fransa'da da neoliberalizm, “kağıt oyuncusu” küçük finans grubun çıkarına hizmet ederken, üretici büyük çoğunluğa zarar verdi. Ekonomi-politika/neoliberalizm özünde sosyal devlete saldırıydı.
Bu zorbalığa, “Özgürlük, Eşitlik, Kardeşlik” şiarıyla tarih sahnesine çıkan sol hükümetler de uyum gösterdi. Böylece Fransa halkı, neoliberal program uygulayan sağ ve sol partilerden uzaklaştı; işte Le Pen oylarını –bu temel sebeple- yüzde 42'ye çıkardı…
Hangi sınıf kime oy verdi? Yarına kalsın… (oda)