Kusacak gibi oluyorum
Tarih bilgileri çok zayıf.
“NATO… NATO…” diye el çırpıp duruyorlar. Ne çok sevdalısı var bu askeri paktın!
Bakın. Dün öğrenilmeden gelecek inşa edilemez:
Demokrat Parti/Menderes iktidarı, NATO'ya girmek için -deyim yerindeyse- çırpındı.
Meclis'e danışma gereği duymadan Kore Savaşı'na asker gönderdi. Toplamda 14 bin 936 Türk askeri Kore'de görev aldı. Bunların 721'i yaşamını yitirdi, 175'i kayboldu, 234'ü esir düştü ve 2 bin 147'si yaralandı…
Nazım Hikmet şiir yazdı:
“Beni, üniversiteli yedek subayı,
Kore'de harcadınız, Adnan Bey.
Elleriniz itti beni ölüme,
vıcık vıcık terli, tombul elleriniz…”
Batı'ya yutturmak için “Ülkede komünist tehlikesi var” diye sanatçılar, edebiyatçılar, akademisyenlerin olduğu 167 solcu kanunsuzlukla cezaevine konuldu…
Sovyetler Birliği'nin, Kars-Ardahan'ı istediği kara propagandası hız geçmeden sürdürüldü.
Bunları NATO yuttu mu? ABD Politika Planlama Dairesi, 29 Ağustos 1950 tarihinde “NATO üyeliği için Türkiye'nin Talebi” başlıklı değerlendirmesinde, Sovyetlerin Türkiye sınırında herhangi askeri yığınağının olduğuna dair hiçbir istihbaratın bulunmadığını, Türkiye'nin NATO üyeliği talebinin sadece iç politika kaygılarından kaynaklandığını, Türkiye'nin Kore'ye asker yollayarak ABD'den ödül istediğini yazdı…
Nihayet!
ABD'nin Truman doktrini ve Marshall yardımıyla başlattığı süreç, bu ülkenin Türkiye'nin NATO'ya alınması teklifiyle doruğa çıktı.
Ancak. Türkiye'nin üyeliği kolay olmadı:
DÜN KARŞIYDILAR
ABD'nin, “Türkiye'yi NATO'ya alalım” teklifine bazı üye ülkelerden itiraz geldi!
Norveç, Danimarka, Hollanda, Belçika, Türkiye'nin NATO'ya alınmasına; sınır komşusu Sovyetler Birliği'nin tepki göstereceğini ve bunun savaş çıkarma ihtimalinin yüksek olduğunu belirtip karşı çıktı.
Peki… Dün bu gerekçeyi öne süren ülkeler, bugün İsveç ve Finlandiya'nın NATO alınmasını neden onaylıyor?
Sovyetler Birliği'nin dün kışkırtılmamasını önemseyen bu ülkeler bugün Rusya'yı neden kışkırtmak istiyor? Aynı hassasiyet bugün neden gösterilmiyor?
Biliyorsunuz:
Rusya, NATO'nun kendine doğru büyümesinden rahatsız olduğunu son 20 yıldır dile getiriyor. O halde NATO, ısrarla Rusya'yı neden kışkırtarak ceza kanununa göre suç işliyor!
Türkiye'nin NATO'ya alınmasına dün karşı çıkanlar Sovyetçi miydi? Hayır.
İsveç ve Finlandiya'nın bugün NATO'ya alınmasına karşı çıkanlara neden “Rusçu” deniyor?
Neyse, Türkiye'nin NATO girişini yazmayı sürdüreyim:
Öyle ya NATO'ya dâhil edilince ne oluyor? Kağıt üzerine baktığınızda bu bir “güvenlik” antlaşması…
Peki, karşılığında neler veriyorsunuz? Yoksa, bu verdikleriniz yüzünden ülkenizin güvenliğini tehlikeye mi atıyorsunuz?
Yazayım ki tarihin sayfalarında saklananları okuyarak bugüne ışık tutunuz:
OSMANLI BENZERİ
Türkiye, NATO'ya girdi. Ancak üyelik bağlamındaki neredeyse tüm temel anlaşmasını ABD ile imzaladı!
Örneğin: Türkiye'de Bulunan Amerikan Askeri Yardım Kurulu Personeline NATO Kuvvetler Statüsü Anlaşmasının Tatbik Edileceğine Dair Anlaşma.
Buna göre, Türkiye'deki askeri tesislerdeki/üslerdeki Amerikan askeri NATO'ya değil, ABD'ye bağlı olacaktı!
TBMM'ye getirilmeyen Askeri Tesisler Anlaşması, İncirlik dâhil Türkiye'de üslerin kullanımına ilişkindi. Amerikalılar Türkiye'de istedikleri yerde üs kurabileceklerdi. ABD'ye istediği gibi üsleri genişletme, malzeme yığma hakkı tanındı.
Yine TBMM'ye gösterilmeyen 2'nci maddeye göre, topraklarımıza gelecek Amerikan kuvvetleri için Türkiye hükümetinden izin alınmayacaktı! Bu askerlerin ülkeye girişleri gibi çıkışları da hükümete bildirilmeyecekti!
Neler… Neler… Burada görevli Amerikalılar işledikleri suçlardan dolayı ancak kendi yargı mercilerinde yargılanacaktı…
Tam bağımsız Türkiye yıllar sonra, -buna benzer anlaşmalarla Osmanlı'nın çöküşünü hazırlayan- teslimiyetçi devlet yapısına tekrar dönüştürüldü!
İşte NATO budur…
NATO'yu alkışlamadan önce tarihsel süreci iyi kavrayın.
Bu bir sömürge anlaşmasıdır.
Keza:
NATO, 70 yılda ülkemizde neler yaptı iyi öğrenin.
Sağ ile solu kutuplaştırdı. İllegal Gladio örgütü eliyle -Yunanistan'dan İtalya'ya üye ülkeler dâhil- suikastlar, provokasyonlar düzenledi.
Sürekli “demokrasi” vurgusu yapsa da -Portekiz'deki Salazar gibi- faşist diktatörlere arka çıktı. Türkiye'deki askeri darbeleri destekledi. FETÖ'nün Ergenekon-Balyoz kumpas süreciyle başlayarak 15 Temmuz'a uzanan müdahalelerine-darbelerine tek ses çıkarmadı.
NATO ülkelerinin PKK'ya yardım etmesine göz yumdu.
Uzatmayayım… Birinin, NATO'yu övdüğünü duyunca aklıma işte bu yazdıklarım geliyor ve kusacak gibi oluyorum.
70 yılda insanımızın iradesini yok ederek tutsak aldılar, kendilerine hayran yaptılar. Yazık. (oda)