Provokasyonlara dikkat
Keith John Jeffery (1952-2016)…
İngiliz-İrlandalı tarihçi.
İstihbarat tarihçiliği konusunda uzmanlaştı.
İngiliz istihbarat servisi/MI6 kuruluşunun yüzüncü yılında 1909-1949 tarihi süreci kapsayan kitap yazdı. Ki, MI6 başkanı olan John Scarlett yazara tüm dosyaları açtı.
“MI6'nın Gizli Tarihi” (Secret History of MI6) isimli 810 sayfalık kitapta İngiliz ajanların İstanbul'da neler yaptığına dair bilgiler de var. Örneğin:
İkinci Dünya Savaşı'nda Nazilerin gizli istihbarat servisi Abwehr'in İstanbul'da nasıl çökertildiği bilgisi gibi…
Kuruluşunun onuncu yılında MI6 için Türkiye'nin bağımsızlık mücadelesi çok önem arz ediyordu. Bunun iki sebebi vardı:
Bir, Mustafa Kemal liderliğindeki kurtuluş hareketi Hindistan gibi İngiliz sömürgelerini etkileyebilirdi.
İki, Mustafa Kemal ikinci Bolşevik devrimi yaparak Sovyetler Birliği rüzgârını Batı'da güçlendirebilirdi.
MI6 bunu önüne geçmek için İstanbul'a en değerli elemanlarını gönderdi.
Mesela; Wilfred Dunderdale, Milli Mücadele yılları boyunca Türkiye'de kalarak her türlü istihbarat faaliyetinin içinde bulundu. 1930'larda servisin Paris bürosunu yönetti. İngilizlerin Nazi işgali altındaki Fransız ve Polonyalı istihbarat şebekeleriyle bağlantısını sağladı. MI6 servisinin bir numaralı efsanesi haline geldi…
Mesela; Harold Gibson İkinci Dünya Savaşı sırasında da İstanbul istasyonunun başına geçti.
Başka isimler de vardı İstanbul'da; Ian Fleming bunlardan biriydi…
KOD ADI 17 F
Ian Lancaster Fleming (1908-1964)…
Zengin İngiliz ailenin oğluydu; banka sahibiydiler.
Babası Valentine Fleming Muhafazakâr parlamento üyesiydi. Birinci Dünya Savaşı'nda Alman topçu ateşiyle Fransa'daki cephede hayatını kaybetti. Arkadaşı Winston Churchill arkasından duygusal yazı yazdı. (Ki İngiliz parlamentosu Birinci Dünya Savaşı'nda 22 milletvekilini kaybetti.)
Birinci Dünya Savaşı döneminde Çanakkale Savaşı'nda bulunan, işgal döneminde İzmir körfezindeki İngiliz donanmasına komutanlık yapan, Arapları kışkırtan Tümamiral John Henry Godfrey, Kraliyet Donanması İstihbarat Direktörü iken yanına Ian Fleming'i aldı. Kod adı, “17F” idi.
Diğer istihbarat servisleri arasında irtibat subayıydı. Keza:
ABD Başkanı Roosevelt'in özel temsilcisi Albay “Wild Bill” Donovan ve (adı daha sonra CIA olacak) Stratejik Hizmetler Ofisi ile çalıştı. Jamaika'daki Anglo-Amerikan istihbarat zirvesine katıldı. Vs.
İkinci Dünya Savaşı galipleri arasında olsalar da sömürgeleri yönetmekte İngilizler zorlandı.
Bunlardan biri de Kıbrıs idi…
1950'lerin başında Türkiye'nin Yunanistan ile yakın ilişkileri vardı. 1952'de Yunan Kralı Pavlos Türkiye'yi ziyarete geldi. Ardından Cumhurbaşkanı Bayar da Yunanistan'a gitti. Gümülcine'de Celal Bayar Lisesi açıldı.
Balkan Paktı'nın oluşturulması 1952'de iki ülke arasındaki askeri işbirliğini güçlendirdi.
Bu arada Yunanistan BM'ye başvurarak Kıbrıs'ın kendi kaderini tayin hakkı talep etti. İngilizler buna karşı çıktı.
İşte tam o günlerde Türk-Yunan ilişkileri birden bozuldu:
Kıbrıs'ta faşistler EOKA örgütünü kurup şiddet eylemlerine başladı.
Türkiye'de Kıbrıs Türktür Cemiyeti vd. kuruldu. Birden 1953 yılında İstanbul'un fethi kutlanmaya başlandı.
“Selanik'te Atatürk'ün evi bombalandı” yalanı İstanbul'da büyük olaylara sebep oldu.
Gerisini biliyorsunuz…
ŞOFÖR AJAN ÇIKTI
6-7 Eylül 1955 olaylarının sorumlusu olarak Türkiye'de neredeyse tek ses çıktı: Barbar Türkler!
Kuşkusuz çok acı olaylar yaşadı.
Kuşkusuz kadim dostlarımız Rumlar Türkiye'yi terk etmek zorunda kaldı.
Ama bir kez olsun: Kıbrıs'tan tamamen çekilmeyi istemeyen İngilizlerin bu olaylardaki rolü üzerinde durulmadı. Oysa: EOKA'nın lideri Albay Georgios Grivas'ın şoförü Pashalis Papadopulos bile İngiliz ajanıydı! Ya Türkiye'deki “Trabzonlu balıkçı Darko Kerim” gibi ajanları kimdi?
İngilizlerin hedefi açıktı:
Türkiye, Yunanistan ve Kıbrıs'ta çıkan olaylardan yararlanıp “Ben olmazsam bu iki ülke birbirini boğazlar ve Sovyetler iki ülkeyi de Kıbrıs'ı da ele geçirir” diyerek Batı'yı korkuttu. Başardı da ABD'yi yanına çekti.
Onlara göre, en geçerli yol, adada statükonun devam etmesiydi…
Toparlarsam:
Ian Fleming (nam-ı diğer James Bond) 6-7 Eylül gecesi neredeydi biliyor musunuz: Büyük olayların yaşandığı Beyoğlu İstiklal Caddesi'nde!
Bu gerçek ortaya çıkınca, “İstanbul'a Interpol toplantısına katılmak için geldiğini” söyledi. Toplantıya İngiltere Denizaşırı İstihbarat Teşkilatı adına katılmıştı. “Denizaşırı” istihbarat alanının Kıbrıs'ı da kapsadığını yazmama gerek yok sanırım.
Fleming toplantıya katılmadı. “15 dakika katıldım; sıkıldım; seccade almak için dışarı çıktığımda olaylar meydana geldi!”
6-7 Eylül olaylarının ertesi günü İngiliz Sunday Times gazetesinde “İstanbul'da büyük ayaklanma” başlığıyla manşet haber çıktı. Haber neredeyse olayları naklen anlatılıyordu.
Üslup “Gazeteci” Ian Fleming'e benziyordu!
İddiaya göre Fleming İstanbul'a, Atatürk'ün evinin bombalandığı Selanik üzerinden gelmişti.
6-7 Eylül olaylarının ardından İngiliz Dışişleri Bakanlığı, haber dairesine şu talimatı verdi:
-“Basında İstanbul'daki 6 Eylül olaylarında İngiliz mallarının tahrip edilmesi ve İngilizlerin yaralanmasıyla ilgili haberler özellikle vurgulanmalıdır.”
Bugünlerde Yunanistan ile yaşanan gerilimleri bu açıyla da takip ediniz, provokasyonlara gelmeyiniz…
Unutmayın İngilizler en iyi casuslarını Türkiye'ye gönderir. (Oda)