İsrail Geleceğine Saldırıyor
İsrail’in bugünkü saldırıları, giderek gelecekte var olma hakkının meşruiyetini yok etmeye dönük bir hal almıştır. Böyle giderse, bundan zarar görenlerden biri de Yahudiler olacaktır.
Terör devleti İsrail’in döktüğü kanı, hiçbir ateşkes durdurmuyor, durduramıyor. Çünkü bu terör devleti kanla besleniyor. Saldırdıkça, öldürdükçe bugüne kadar hep yayılmış ve genişlemiştir, bugün de bunu yapmaya çalışıyor. Bu sebeple, daha şimdiden öldürdüğü insan sayısı 1700’e ulaşmış bulunuyor.
Artık kral çıplak değil, şeffaf. Her şey meydanda. Batı medeniyeti, tarihinin son 200 yıllık döneminin en sefil, en ikiyüzlü, en düşük zamanını yaşıyor. Çünkü bu medeniyetin siyasi varlıkları olan devletler, İsrail’in bugüne kadar hunharca işlediği cinayetleri televizyonlardan canlı izleyip, arkasından “kaçırılan bir İsrail askerinin kurtarılması” için harekete geçiyorlar.
Kral çıplak değil şeffaf
Bu nasıl aşağılık bir tutumdur? Ahlak diye insanlığın bildiği bir ilke varsa, Batılı devletler böyle bir tutumu nasıl benimsiyorlar, buna nasıl sessiz kalıyorlar, bunu neden seyrediyorlar? Bu soruların cevabı basittir: Batılı devletler için “ahlak diye bir şey” kalmamıştır. Nerede o Fransız Devrimi’nin yayınladığı “Evrensel Haklar Beyannamesi”ni bayrak yapıp yürüyenler? Nerede ABD’nin insan hakları savunusu? Ya Avrupa Birliği kriterleri? Avrupa’da eşitlik, dayanışma, demokrasi ekseninde bir topluluk kurmayı öngören, bu anlı şanlı örgüt nerede? Ya diğerleri? Bu arada bizim AB’cileri hatırlatmaya gerek var mı, bilmiyorum.
Kral çıplak değil, şeffaf… Batı’nın içi görünüyor. Ruhu ortalıkta dolaşıyor. Türkiye’de yıllarca “AB bizi almaz çünkü Hıristiyan değiliz” diyenler bile yanılıyor. Hıristiyan olmak da Batı’nın umurunda değildir. Filistin’de yaşayan her dört kişiden biri Hıristiyan’dır. Batı kendisinin dışında kim Hıristiyan olmuş olmamış, umursamamaktadır ve ölümü seyretmektedir.
Batı bugün bu cinayetlere onay verip, yürürlükte kalmasını sağlıyorsa, bu vahşeti hiçbir dinle açıklamak mümkün değildir. İsrail’in işlediği cinayetler Musevilikle açıklanamayacağı gibi, cinayetlere tanıklık eden, göz yuman Batı’nın Hıristiyanlığıyla da açıklanamaz.
Bugünkü manzara, Batı medeniyetinin çözülme sürecini göstermektedir. Değer üretemeyen ahlaki ilkeleri kaybolan, anlam dünyasında ciddi krizler yaşayan her medeniyet gibi Batı da “aynı sona doğru” ilerlemektedir. Batı’nın İsrail’e yaptığı ittifakın asıl nedeni, İsrail’in “öteki medeniyete” uzanmış bir saldırı üssü olmasının yanı sıra, Batı kapitalizminin “Siyonist sermayesi” ile iç içe geçmiş çıkar ilişkilerine sahip olmasıdır.
Batı için çıkmaz sokak
Peki ya İsrail? İsrail terör devleti, gelecekte var olma hakkını tahrip etmektedir. Bugün insanlığa verdiği zarar ortadadır fakat yarınki zararın büyük bir kısmı Yahudi halkının hesabına kesilmektedir. Çünkü İsrail’in saldırıları,”devlet olarak kendi meşruiyetini” tahrip etmektedir.
İsrail’in bu tutumunu sürdürmesinin imkânsız olduğu bir çağdan geçiyoruz. Küreselleşme denilen süreç, “Batı’yı sarsıcı bir şekilde” etkilemektedir. Başta ABD ve AB olmak üzere bütün Batı medeniyeti, küresel dinamiklerin etkisiyle önce Uzak Asya’da başlayan yeni ekonomik meydan okumayla karşılaşmıştır, Şimdilerde ise Çin, Rusya ve Hindistan’a kadar uzanan yükseliş eğilimi, bütün Asya’yı kucaklayacak bir gelişmeye dönüşmüştür.
Türkiye başta olmak üzere, “İslam coğrafyasında oluşan değişim eğilimleri”, Asya’da yeni bir yükseliş dalgasını işaret etmektedir. ABD ve AB kısaca Batı sistemi, İsrail için küresel konum kaybına yol açacak mevcut politikaları daha ne kadar sürdürebilecektir? Ortadoğu’daki bu gelişmelerin dışında kalmayı göze alabilecek midir?
(Akşam Gazetesi)