Tornistancı Müzebzeb Bahçeli

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 13 Aralık 2009 günü Ankara Tandoğan Meydanı’nda düzenlediği mitingde, “Milletimiz birlik olur, ayağa kalkar, yumruğunu vurur. İmralı canisine, Kandil çetelerine, bölücü hainlere, küstah peşmergelere, okyanus ötesine, Brüksel komiserlerine, Damat Ferit kalıntılarına, Şeyh Sait bozuntularına ve yıkım taşeronu Tayyip Erdoğan’a cevabını mutlaka verir. Artık, herkesin tarafını belli etme zamanı gelmiştir. Bizler kırılma noktasına kadar bükülmüş olan Türkiye’de tarafsız olamayız. Biz Türk milletinden tarafız” demişti.
Bunun üzerine Şeyh Said Efendinin torunu Diyadin Fırat, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli hakkında, bir konuşmasında dedesine ‘bozuntu’ dediği için 5 liralık sembolik tazminat davası açtı. Dava dilekçesinde, "Şeyh Said Efendi ve 46 arkadaşı, 28 Haziran’ı 29 Haziran’a bağlayan gece, İstiklal Mahkemesi’nin haksız ve hukuka aykırı kararıyla asılarak şehit edilmiştir” ifadelerini kullanılmıştı. Fırat, basına yaptığı açıklamada;
“Sayın Bahçeli her konuşmasında hakaret içeren cümleler kullanıyor. Artık bu durumdan sıkıldık. Bu nefretin nedenini öğrenmek istedik. Parasında gözümüz olmadığı için sembolik olarak 5 liralık dava açtık. İnşallah bundan sonra uslübuna dikkat edecektir” demişti.
Devlet Bahçeli, "bozuntu" dediği Şeyh Said'in torunu Muhammet Septioğlu'nu 31 Mart 2019 Yerel Seçimlerinde MHP Elazığ Palu İlçesi Belediye Başkan adayı olarak gösterdi. Ancak onurlu Palu halkı; bu durumu sindiremeyerek, bölgenin değeri olan Şeyh Said Efendiye "bozuntu" diye hakaret eden Bahçeli'nin partisinden aday olan Septioğlu'nu sandığa gömecekti.
"Dünya dündür; bugün bugündür" gibi Makyavekist bir kafaya sahip olan Müzebzeb Bahçeli "bozuntu" dediği zatın torununu aday gösterdiğini unutarak bu kez de, 15 Aralık 2023 tarihinde grup toplantısında, Diyarbakır'da yapılan bir bulvara "Şeyh Said" isminin verilmesine ilişkin tartışmalara katılarak;
"Hınıslı Sait bir vatan hainidir. Şeyh Sait ayaklanmasında askerlerimiz, yöre insanımız şehit olmuş ve yaralanmıştır" ifadelerini kullandı.
Evet, Bahçeli için yukarıda "müzebzeb" ifadesini kullandık. Nedir peki müzebzeb.
Müzebzeb; hayatı karışık, inancı karışık, düşüncesi karışık olan, kısacası "yalpalayan" demektir.
Müzebzeblerin ilkeleri ve mektebi bir bakış açıları yoktur. Ulvi bir hedef peşinde koşmazlar, rüzgarın savurduğu yapraklar gibi sağa sola savrulurlar. Dizginleri heva ve heveslerinin elindedir. Şeytanın atına binerek hak menziline ulaşmağa çalışırlar. Fitne değirmenine su taşır, siyonistlerin fırınına odun taşırlar.
Müzebzebler akıllarını mutlak bir değer olarak gördüklerinden sabiteleri yoktur. Müzebzeblik, bir nifak alametidir. İmandaki ikrarsızlığın, ve amentüdeki çürüklüğün eyleme yansımasıdır. Amentüsünü sağlam temellerle inşa etmeyenlerin hayat binası da çürük olur. Müzebzebler, Fethullah Gülen örneğinde olduğu gibi dün takdis ettiklerini bugün tahkir ederler Yaşamları med-cezirlerle doludur. Gâh serbest piyasacı olur; gâh devletçi olurlar. Gâh muhafazakar gâh reformcu olurlar. Gâh medeniyetler çatışmasını savunur gâh medeniyetler ittifakını savunurlar. Gâh particiliği küfürle eş sayar gâh partici olurlar. Gâh liberal olur gâh sosyal demokrat kesilirler. Gâh doğulu gâh batılıdırlar.
Müzebzebler sentezcidir. “Muhafazakâr demokrat", "müslüman demokrat", “anti kapitalist müslüman”, “sosyal demokrat müslüman”, “liberal islamcı”, “reformcu müslüman”, "meàlci müslüman", “ulusalcı müslüman” gibi kavramlarla kendilerini tanımlayanlar müzebzeb hastalığının pençesindedirler.
Müzebzebler şaşkınlar taifesidir. Ne camiye mal olurlar; ne meyhaneye. Cami ile meyhane arasında mekik dokurlar.
Müzebzebler mevsimden mevsime; dönemden döneme, sezondan sezona itikat değiştirirler. Maslahat atına binip kararsız iklimlere kanat çırpar, istikrarsızlığın sığ sularında kulaç atarlar. Sabit bir kıbleleri yoktur. Bir Pensilvanyayı kıble edinirler; bir Telavivi.
Müzebzeb mikrobu, nifaka açık yüreklerde kolayca yaşam odaları oluşturur. Aklını mutlak değer olarak gören, egosuna yenilmiş beyinlerde kolayca mesken tutar. Narsist kişilikler bu hastalığın kolayca nüfuz edebileceği bireylerdir. Müzebzebler, kıble-secde uyuşmazlığının en müşahhas örnekleridir. Secdesi bozuk, duruşları tozuktur... Kişilikleri boğuktur... Bakışları soğuktur... Hayatları değersiz yani bir soluktur...
Müzebzebler; sihirli yorumlara, şifreli mesajlara, ebcedçi hesaplara, hermenitik savurmalara secde ederler. Şehvet, şöhret ve şirket sarmalında savrulurlar.
Müzebzebler için son sözümüz şudur:
“Biz gördük gidenleri
ölsem dönmem diyenleri
elinde bir adresle
tornistan edenleri!”
(Av. Talip ERSÖZ)